Hapiste kurulan yeni bir dünya

Eşini ve kayınvalidesini öldüren Hasan Akbaş, 30 yıla hüküm giydi. Kızı Kumru'yu annesiz bırakmamak için cezaevinde yeniden evlendi. Üvey annesini, annesi gibi seven Kumru'nun şimdi bir de kardeşi var.

İlkokul birinci sınıfa giden Kumru Akbaş, 1998 yılının Ramazan Bayramı arifesinde bir katliama tanık oldu. Hasan Akbaş, ayrıldığı eşi Elif'in yanında kalan kızı Kumru'ya bayramlık giysi getirmişti. Eski eşler arasında bir anda tartışma çıktı. Akbaş, silahına sarıldı. Kumru, babasının kucağında evden çıkarken, geride anne ve anneannesinin cesetlerini, bir de ölü taklidi yaparak kurtulan teyzesinin kanlı bedenini bırakmıştı.

Kumru şimdi yedi yaşında. Babaannesi, dedesi, üvey annesi ve üvey kardeşiyle yaşıyor. Üvey annesi Nuray Hanım, onun mutlu bir çocuk olduğunu söylüyor. Bir de yaşadıklarını unutsa!

Ve silah sesleri yankılandı

Cinayet gününü soğukkanlı anlatıyor Kumru: ‘‘Babam eve geldiğinde bize nasıl olduğumuzu sordu. Annem ve anneannem, 'Seni gördük, daha da kötü olduk' dediler. Bir ara annem, babama 'Kumru'nun artık başka babası var' dedi. Beni kola almam için mutfağa gönderdi. Bağrışmaların arkasından 'Bam, bam, bam' sesleri duydum. Odaya gittiğimde annem, anneannem ve teyzem kanlar içinde yerde yatıyordu.’’ Mahkemede konuşturulmadığı için çok sinirli. ‘‘Çok şey biliyordum’’ diyor. ‘‘Hákim amca izin verseydi, hepsini anlatacaktım.’’ Üvey annesi Nurgül, ‘‘Kumru konuşturulsaydı eşim daha az ceza alırdı’’ diyor. Kumru da anlatmaya başlıyor hemen.

Yalnız bırakıp giderdi

‘‘Annem ve teyzem, beni anneannemle yalnız bırakıp her akşam gazinoyo giderlerdi. Yanlarında erkek arkadaşları olurdu. Sabaha kadar yorganın altına çekilip, onları beklerdim’’ diyor.

İlkokul birinci sınıfta olduğu için tüm zamanı dersleriyle geçiyor. Bir de iki yaşındaki kız kardeşi Kıymet'le oynayarak. ‘‘Burada çok mutluyum’’ diyor. ‘‘Üvey annem, öz annemi aratmıyor. Aynı gerçek annem gibi. Babamdan gelen mektupları, üvey annem okuyor bana. Sonra da biz babama mektup yazıyoruz.’’ Babasının kendisine yazdığı mektuplardan birini bulup buluşturuyor hemen. Okutuyor üvey annesine: ‘‘Kızım, beni anlayamayacak kadar küçük yaştasın. Ama şunu bilmeni isterim ki her şeyi senin için yaptım. İleride her şeyi anlayacak yaşa geldiğinde bunları iyi düşün. Ne olur beni hiç unutma! Her zaman sev. Çünkü ben bu duvarlar arasında senin hasretin ve sevginle yaşıyorum. Anneni de hiç üzme. Yarınlar bizim.’’

Babasına toz kondurmuyor

Kumru, ‘‘Babamı büyüyünce anlayacakmışım’’ diyor. 30 yıl hüküm giyen babası Hasan Akbaş'a toz kondurmuyor. ‘‘Anne sevgisini üvey annem veriyor. Tek özlediğim, babam!’’

Mehmet Akbaş ve eşi Erman Akbaş, oğulları Hasan'ın söylendiği gibi içki ve kumar düşkünü olmadığını iddia ediyor. Hatta Kumru'nun annesi Elif'in, oğulları Hasan'la zorla evlendiğini ileri sürüyorlar: ‘‘Biz oğlumuzun Elif'le evlenmesine karşıydık. Ancak Elif'in ailesi ne yaptıysa Hasan'ı kandırarak, kendi evlerine aldılar. Nikáhları bile alelacele, oğlumuzun üzerinde kot pantolon varken olmuş.’’

Mehmet Akbaş, oğulları Hasan'ın evlenerek kayınvalidesi Emine'nin evine yerleştiğini, ilk günden itibaren de sorunların başladığını anlatıyor. ‘‘Her gece kavga edip, sokaktaki banklarda yatıyordu oğlum. İçki ve kumar oynayan bir insan değildi’’ diyor. Nuray Akbaş da söze karışarak, ‘‘Eşimin hap kullanan bir psikopat olduğunu söylüyorlar. Eğer öyle olsaydı, onunla evlenir miydim hiç?’’ diyor.

Teyze Gülşah kayıplarda

Gülşah Öztürk, Akbaş'ın 30 yıl hüküm giymesinin ardından kayıplara karıştı. Annesini ve ablasını kaybeden Gülşah, mahkemede Hasan Akkuş'un sürekli içtiğini ve ablasını dövdüğünü anlatmıştı. Gülşah Öztürk, ‘‘Eski eniştem Sedat Peker'in adamı olduğunu söyleyip, orada burada hava basar. Aslında işsiz güçsüz biridir. İki günde bir gelip kızı Kumru'yu görürdü. Olay akşamı, haplanmış gibiydi. Silah seslerini duyduğumda banyodaydım. Dışarı çıkıp kaçmak istedim, ama bana da ateş etti. Yere düşünce ölüp ölmediğimi ayağı ile kontrol etti. Öldüğümden emin olduktan sonra, Kumru'yu alıp gitti’’ demişti.