Güncelleme Tarihi:
Altıntop'un avukatı Mehmet Sungur Deniz aracılığıyla İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne sunulan dava dilekçesinde, Almanya'nın Bayern Münih takımında futbol oynayan Türk Milli Takım oyuncularından Altıntop adına milli takımda oynarken hak ettiği ve edeceği primlerin yatırılması için Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından 2005 yılında bir bankanın Etiler şubesinde hesap açıldığı ve o tarihten 2007 yılının sonlarına kadar hak edilen primlerin bu hesaba yatırıldığı belirtildi.
Dilekçede, Hamit Altıntop ve yine milli futbolcu olan kardeşi Halil Altıntop'un 28 Aralık 2007 tarihinde söz konusu banka şubesine uğradıkları ve rızaları olmadan kimliği belirsiz kişi veya kişilerce hesaplarından paraların çekilmiş olduğunu öğrendikleri, bunun üzerine Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak şüpheliler hakkında soruşturma açılmasını talep ettikleri kaydedildi.
Dilekçede, Hamit Altıntop'un savcılığa verdiği dilekçesinde, “16 Ekim 2007 tarihinde milli takım kampında bulunduğu sırada kamp yaptıkları otele gelen banka yetkilisi bir kadının kendisine 'banka hesabı açıldığını ve primlerinin yatırıldığını' söylediğini, sözleşmeye imza attırdığını, banka hesabındaki para miktarını söylediğinde daha fazla para olması gerekirken daha az paranın olduğunu fark ettiğini ve banka görevlisinin de bu durumu araştıracağını ifade ettiğini” belirttiği anlatıldı.
Aynı dilekçede, inceleme sonrası 9 Mayıs 2006'dan 24 Temmuz 2007'ye dek değişik miktarda paranın telefon bankacılığı yoluyla çekildiğini öğrenen Altıntop'un bu hesaplarda hiçbir işlem yapmadığı ve telefon bankacılığı şifresinin dahi kendisine bildirilmediği belirtilerek, “bankadaki hesabından telefon bankacılığı yoluyla para çeken meçhul kişilerin tespit edilerek cezalandırılması” talebinde bulunduğu ifade edildi.
Dilekçede, Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan hazırlık soruşturması sonunda 2 Aralık 2008 tarihinde Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesi'nde davalılar Hakan Gücün, Cemile Aylin Arslan ve Semiray Aydınay hakkında “bilişim sistemleri, banka ve kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçundan kamu davası açıldığı hatırlatıldı.
Dilekçede, Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 18 Aralık 2008 tarihinde “yetkisizlik kararı” ile dosyayı İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdiği ifade edildi.
307 BİN 400 TL'LİK ZARAR
Dava dilekçesinde, davalıların, Hamit Altıntop'un telefon bankacılığı şifresi almaması ve işlem yapmamasına rağmen oluşturulan telefon bankacılığı şifresini kullanarak davalı bankanın hesabından 9 Mayıs 2006'dan 20 Nisan 2007'ye kadar 31 adet EFT işlemiyle toplam 307 bin 400 TL çekerek haksız fiil oluşturdukları ve Hamit Altıntop'a zarar verdiklerinin sabit olduğu anlatıldı.
Dilekçede, davalı banka ve çalışanlarının kusurlu davranışlarının da Hamit Altıntop'un zararının oluşmasına neden olduğu gerekçesiyle davalı bankanın da 307 bin 400 TL'lik zarardan sorumlu olduğu öne sürüldü.
Aynı dilekçede, görüşme tutanaklarına göre, banka görevlisinin “Baba adı nedir?” sorusuna işlem yaptıran şüphelinin “Mevlüt” yanıtını verdiği, oysa Hamit Altıntop'un asıl baba adının “Mehmet” olmasına rağmen banka görevlisinin bu durumdan şüphelenmeyerek işlemi onayladığı vurgulandı.
Dilekçede, davalı banka Teftiş Kurulu Başkanlığınca dolandırıcılığın ortaya çıkması üzerine bir soruşturma gerçekleştirildiği belirtilerek, raporda, Hamit ve Halil Altıntop kardeşlerin hiçbir başvuruda bulunmamaları nedeniyle soruşturma açılmasına ihtiyaç duyulmadığının aktarıldığı ve bu durumun bankanın ağır kusurunu gösterdiği de dile getirildi.
Aynı dilekçede, Altıntop'un hesabından telefon bankacılığı ve EFT yoluyla yapılan havalelerin her bir EFT için ayrı ayrı EFT tarihlerinden itibaren işletilecek en yüksek mevduat faizi uygulanarak davalılardan tahsil edilmesi istendi.
CEVAP DİLEKÇELERİ
Davalılar Cemile Aylin Arslan, Semira Aydınay ve Hakan Gücün'ün avukatı Halil Yalçın tarafından bir süre önce mahkemeye sunulan cevap dilekçesinde ise davacı Hamit Altıntop'un iddialarının yasal dayanaktan yoksun ve şahsi olduğu savunuldu.
Davalıların adreslerinin Ankara'da olması nedeniyle davanın Ankara'da açılması gerekirken yetkisiz mahkemede açıldığı öne sürülen dilekçede, davanın yetki yönünden reddi ve davacı ile davalılar arasında herhangi bir hukuki ilişki, ticari anlamda bir alışveriş ve sözleşme olmadığı gerekçesiyle davaya asliye hukuk mahkemelerinin bakması talep edildi.
Davalı banka avukatınca mahkemeye sunulan dilekçede de bankaya karşı açılan davaya etraflıca cevap verilebilmesi ve banka kayıtlarında detaylı inceleme yapılabilmesi için cevap süresinin uzatılması istendi.
İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi'ndeki davanın ilk duruşması, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi amacıyla ertelendi.
CEZA DAVASININ İDDİANAMESİ
Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, TFF'de çalışan Cemile Aylin Arslan'ın, yurt dışında oturan müşterilerin imzalaması için federasyona teslim edilen sözleşme evrakı ve müşteri bilgi formlarından şikayetçi Altıntop kardeşlerin özel ve kişisel bilgilerine vakıf olduğu, daha sonra bu bilgileri eylem birliği içinde kuzeni Hakan Gücün ile paylaştığı ve Hakan Gücün'ün kendi cep telefonundan bankanın çağrı merkezini arayarak 25 Mayıs 2006'da Halil Altıntop, 19 Nisan 2006'da da Hamit Altıntop hesabına ait şifre oluşturduğu anlatılıyor.
İddianamede, çağrı merkezi şifresi oluşturduktan sonra şüpheli Hakan Gücün'ün Halil Altıntop'un 120 bin 150 TL'lik ve 25 Mayıs 2006'da başlayıp 22 Aralık 2006'da son bulan 31 adet EFT işlemini müşterilerinin rızası dışında gerçekleştirdiği, EFT saatinden bir süre önce de Cemile Aylin Arslan ve Hakan Gücün'ün cep telefonlarıyla EFT saatinden önce bankanın çağrı merkezini aradıkları, aynı gün Gücün'ün, küçük miktardaki transferleri yapmak için Arslan'ın telefonunu 17 Ocak 2007'ye kadar kullandığı kaydediliyor.
Hakan Gücün'ün bu tarihten sonra büyük miktarda transfer yapmak için başka bir kadına ait cep telefonu hattını kullandığı ve bu şekilde söz konusu hesaptan doğrudan kendisine ait Ankara Emek'teki bir banka hesabına EFT işlemi yaptığı belirtilen iddianamede, 7 Haziran 2006'da da Semira Aydın adına kayıtlı Ataköy'deki bir banka şubesine EFT yapıldığı, diğer kişilerin hesaplarına gönderilen paranın bir kısmının elden şüpheliler Hakan Gücün ve Cemile Aydın Arslan'a verildiği, bir kısmının da bu kişilerin hesabından Arslan'a ait bir bankanın Ulus şubesi hesabına veya onun hesabından annesi Semira Aydınay;a ait bir bankanın Bahçelievler şubesi hesabına intikal ettirildiği öne sürülüyor.
Şüphelilerin fikri ve maddi dayanışma içerisinde zincirleme olarak bilişim sistemlerini ve bankayı aracı kılmak suretiyle haksız yarar elde ederek dolandırıcılık suçunu işlediklerinin belirtildiği iddianamede, şüphelilerin bu suçtan 2,5 ile 12'şer yıl arasında hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.