Gülden AYDIN
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 2002 22:34
Babası Umut'u kaçırdı, annesi altı aydır peşinde. Artvinli Muzeddin, Azerbaycanlı Sevda'yı evlenme vaadiyle kandırdı.
25 yıllık karısı Lalezar'la bir plan yaptılar. Muzeddin'in dölleyeceği bir yumurtayı, yani Sevda'yı buldular. Ne kadar itici bir anlatım değil mi? Sevda'nın yaşadıklarını dinleyince böyle anlatabiliyor insan! Artık dünyada biyolojik anne yoluyla çocuk sahibi olunuyor. Ama Muzeddin ve Lalezar, kurnazlık yaptılar, asıl niyetlerini sakladılar. Bugün yarın boşanıyorumla, seninle evleniyorumla, ahlak polisine ihbarla, bin bir türlü dalavereyle çocuğu annesinin elinden aldılar. Sevda şimdi Bakü-Berlin-Antalya hattında çocuğunu alabilmenin mücadelesini veriyor.
Muzeddin Gülü ile nasıl tanıştınız?
- Bakü'den çocukluk arkadaşım İra, ailesiyle Berlin'e göçmüştü. 1997'de yanlarına tatile gittim. Muzeddin, arkadaşımın kocasıyla aynı yerde çalışıyormuş. Çocuğunun olmadığından yakınırmış. Bu yüzden ikinci evlilik yapmak istediğini söylermiş hep. Bana anlattılar. Muzeddin telefonda bana seninle evlenmek, çocuk sahibi olmak istiyorum, dedi. Reddettim. Bakü'ye döndüm. Döndüğüm gün arayıp, geleceğini söyledi. Ciddiye almadım ama yabancıdır, tanıdığı yok diye havaalanına gittim. Tanıştık. Bakü'de beş gün kaldı yüzünü toplam iki saat bile görmedim. Tipini de beğenmemiştim. Bıyıkları vardı. Beni Almanya'ya davet etti.
Kabul ettiniz mi?
- Evet. 1998'de gittim. Çiçekle karşıladı. Bıyıklarını kesmiş, tipi hoşlaşmıştı. Benim için bir ev kiralamış, evi yeni eşyalarla donatmışlardı. Alışverişi karısı Lalezar'la yapmışlar. O gece ilk kez birlikte olduk. Ertesi gün beni karısıyla ve akrabalarıyla tanıştırmak istediğini söyledi. Kabul ettim. Çünkü Muzeddin'den çok hoşlanmıştım.
Nasıl, hangi sıfatla tanıştırdı sizi?
- Lalezar herşeyi biliyordu. ‘‘Bak, ben 25 senedir ona mutluluk verdim ama çocuk veremedim. Sen ona çocuk verebilirsin. İkiniz mutlu olursunuz. Ben size hiç karışmayacağım’’ dedi. Berlin'de kaldığım üç ay boyunca Muzeddin'le birlikte olduk. Lalezar'ı ablam gibi sevdim. O da bana anne gibi baktı.
KARISI, BANA ANNE GİBİ BAKTI
Tuhaf gelmedi mi bir kadının kocasını size ikram etmesi?
- O kocasının mutluluğu için seve seve yaptığını söyledi. Hatta arkadaşım İra, Lalezar'a sorunca şu cevabı aldı: ‘‘Ben 25 sene yaşadım. Sevda da Muzeddin'le 25 sene yaşasın. Ben söz verdim. Eşim evlenince, rahat bırakacağım.’’ Üç ay boyunca Muzeddin hep benim yanımda oldu. Bakü'ye döndükten 15 gün sonra hamile olduğumu anladım. Telefon ettim. Ailemden beni istemesini, acil nikah yapmasını istedim. İşleri yüzünden ancak bir ay içinde geleceğini söyledi.
Hamile olduğunuzu ailenize söylediniz mi?
- Sadece anneme ve ablama anlattım. Babam ve erkek kardeşimden gizledim. İşimi, sporu bıraktım, eve kapandım. Annem, babası gizli çocuğu Moskova'da doğurmam gerektiğini söyledi. Muzeddin'e telefon ettim, gelmek zorunda değilsin, çocuğu doğuracağım, dedim. Beş gün sonra geldi. Hamileliğime çok sevindi.
Eşinden boşanmamasından, nikah işlemlerine başlamamasından hiç kuşkulanmadınız mı?
- Hayır. Aile çevresinde düğün yapmayı önerdi. Babam, ‘‘Nikah ne olacak?’’ dedi. ‘‘Nikahı Türkiye'de yapacağım’’ dedi. Biz de aile içinde düğün yaptık. Antalya'da iki evi vardı. Temmuz'da geldik. Baktım, Lalezar, annesi de evde. Muzeddin'i düğünden sonra paylaşmak zoruma gitti. Almanya'da bana ev tutmuştu burada depo olarak kullandıkları odayı boşaltmışlar, içinde karyola bile yoktu. O gece yerde yattık. Lalezar'la odalarımız bitişikti. Muzeddin, ‘‘Boşanmam uzun sürecek. Önce sana oturma izni alalım’’ dedi. Türkiye'nin yabancısıydım. Boşanma davasının çok zaman alacağına inandım. Bebek doğduğunda Lalezar'la beraber büyütmemizin iyi olacağını da söyledi. Zor da olsa kabul ettim. Zaten ev büyüktü.
Size nasıl davranıyorlardı?
- Lalezar da Muzeddin de bana çok kibar davranıyordu. Hediyeler alıyorlardı. Lalezar en güzel şeyleri kendine değil bana alırdı. Diyelim ki manavda üzüm gördüm, canım ister, belli etmezdim. Lalezar hissedip hemen alırdı kilolarca.
Muzeddin sizi bırakıp Lalezar'ın yatağına gider miydi?
- Üç gece benim yatağımda, iki gece onun yatağında kalırdı.
Kumalık nedir biliyor musunuz?
- Böyle bir şey duymadım, görmedim. Nasıl olsa nikah yapacağız diye eş paylaşma meselesini içime saldım, eskisi kadar zoruma gitmedi. Lalezar'ın amcasının oğlu Kubilay'la, formalite nikahı yaptılar. Nikah memuru Türkiye mi Azerbaycan mı vatandaşı olmak istediğimi sordu. Ben de çifte vatandaş olmak istediğimi söyledim. Bana sadece oturma izni verildi.
Muzeddin'in boşanma davası başlamış mıydı?
- Muzeddin, bebeği doğduktan sonra Lalezar'ın kaydına geçirmem için ısrar ediyordu. Lalezar'ın Almanya'daki hakları nedeniyle çocuk parası alacağını söyledi. Kabul etmedim. ‘‘Annene babana söyleyeceğim. Onlar kabul eder’’ dedi. Annemler Muziddin'i boşandı biliyorlardı. Doktorla da konuşmuş. Ama doktor, ‘‘Sevda'nın rızası olmadan böyle bir şey yapamam’’ demiş.
UMUT BENİM NÜFUSUMDA
Bu olanları ailenize anlattınız mı?
- Doğuma 10 gün kala annem ve ablam geldi. Anlattım. Annem Muzeddin'e, ‘‘Nikah yapmadın, bebeği karının adına yapmak istiyorsun. O zaman Sevda burada kim oluyor?’’ O da, ‘‘Sevda başımın tacı. Herşeyi yapacağım’’ dedi. Umut, 1 Aralık 1999'da doğduğunda benim nüfusuma geçti.
Lalezar sizinle özel konuşup hiç telkinde bulundu mu?
- Hayır. Hiç sesi çıkmıyordu. Hep susuyordu. Loğusalığımda refakatçı kaldı yanımda. Eve geldiğimizde Muzeddin, Umut'a Lalezar'a anne, bana cicianne demeyi öğreteceğini söyledi. Şoka girdim. O zaman ikimize de anne demesini istediğini söyledi. Umut'un geceleri Lalezar'la uyumasını istedi. Tartıştık. Ablam şüphelenmeye başladı.
Lalezar bebeğe nasıl davranıyordu?
- Umut'la yalnız kaldığı odaya birkaç kez girdiğimde, memesini çocuğun ağzında gördüm. Eşime şikayet ettim. Eşim, ‘‘Yazık, analık yapıyor’’ dedi. Gerçekten de yürüyüşe ya da alışverişe gideceğim zaman Umut'a can-ı gönülden baktı.
Lalezar sizi hiç mi kıskanmadı?
- Şimdi anladığım bazı şeyler var. Başıma gelenlerin, Umut'un kaçırılışının sebeplerini Lalezar'ın hazırladığını düşünüyorum.
Şimdi Muzeddin ve Umut bulanamıyor öyle mi?
- Antalya'da olduğunu biliyorum. Mahkemeye vermemin nedeni, oğlumu almak için. Çocuğum bende kalsın. Muzeddin de istediği zaman görsün. O baba, ben anneyim. Mahkemeden karar çıkarttım. Haftada üç gün görme hakkım var. Başka bir şey istemiyorum. Kimya eğitimi gördüm. Bazı büyük şirketlere iş başvurusunda bulundum. Cevap bekliyorum. Türk vatandaşı olup Antalya'da yaşamak istiyorum.
Muzeddin'le görüştünüz mü?
- Bir kez. Davalardan vazgeçersem oğlumu göstereceğini söyledi. Avukatı Umut'u bir kez getirdi, bir saat görüştürdü. Ama şikayet dilekçelerimi geri çekmeyeceğim. Bu olay, Azerbaycan için ilk. İmza kampanyası açılmış.
PROFESÖRÜN KIZI SEVDA, GÜLÜ ÇİFTİNİN KURBANI OLDU
Sevda’nın babası matematik profesörü, annesi (sağda, kucağında torunu Umut) Botanik Enstitüsü Başkanı. Sevda ise kimya mühendisi.
ÜÇLÜ HAYAT YAŞADILAR
Sevda, çocuğu olmayan Muzeddin'in karısından ayrılıp kendisi ile evleneceğine hep inanmış. Aynı evde yaşamaya başladıklarında Muzeddin ve karısı ona hep iyi davranmış: ‘‘Lalezar bana doğumda altın takı seti hediye etti. Muzeddin de hediyeler verdi.’’ Ama kandırıldığını sınırdışı edildiği gün anlamış. Şimdi çocuğunu Gülü çiftinin elinden almaya çalışıyor.
BENİ UNUT, SENİ KULLANDIM
28 Ağustos 2001'de oturma iznim bitiyordu. Bir ay kala, Kubilay'dan apar topar boşandım. Çünkü Kubilay evlenecekti. Muzeddin, başka biriyle evlenmemi önerdi. Hayır, dedim. O zaman Kaş üzerinden Meis Adası'na giriş çıkış yaparsam Türkiye'de kalma süremin uzayacağını söyledi. Yalnız gitmeyi reddettim. Bu arada 13 Eylül oldu ve ben kaçak duruma düştüm. Öğleden sonraydı, eve iki polis geldi. ‘‘Evde Nataşa var, fuhuş yapılıyor ihbarı yapıldı’’ dediler. Muzeddin, ‘‘İkinci eşim. Çocuğumun annesi’’ dedi ama polis götürecekti. Bu sefer Muzeddin polis arabasıyla gitmem komşular tarafından hoş karşılanmayacak diye kendi arabasıyla Emniyet'e götürmek istediğini söyledi. Akşama kadar Yabancılar Şubesi'nde kaldım. Hayatımda böyle bir şey görmedim. Yerlerde yatan çok sayıda Rus hayat kadını vardı.
Zannettim ki eşimle çıkıp gideceğim o kapıdan. Muzeddin gitti, gece tekrar geldi. Sezonun son Antalya-Bakü uçağı ertesi gece kalkıyordu. Ağlamaya başladım. Muzeddin, birkaç gün sonra dönersin, dedi. Umut'u götürmek istedim. Muzeddin havaalanına getireceğine söz vermişti. Ama getirmedi. Üç valizle geldi. Şaşırdım. Birkaç günlüğüne gidiyordum madem. ‘‘Lalezar hediyeleri, altınları koydu’’ dedi. 75 dolar verdi. Ceza vermemem için az para verdiğini söyledi. Havaalanı polisi ceza ücreti istedi. Yok, deyince ‘‘Vermezsen bir daha Türkiye'ye giremeyeceğini biliyor musun?’’ demez mi? Muzeddin'i aradım. Polise inanmamamı, Türkiye'ye girişte ödeyebileceğimi söyledi. Allahtan ki pasaportuma sınırdışı damgası vurulmadı. Bakü'de valizleri açtığımda günlük giysiler, ıvır zıvır çıktı. Bana verdikleri değerli hediyelerin hiçbiri yoktu. Lalezar insafa gelip oğlumun bir tişörtünü koymuş. Oğlumun kokusu gitmesin diye yıkamıyorum.
MAHKEMEYE VERDİM
Birkaç gün bekledim, aramayınca aradım. Biraz dinlen, seni arayacağım dedi, yine aramadı. Tekrar aradım, buz gibi sesle ‘‘Beni unut. Seni kullandım. Evlen, bir aile kur orada. Öyle anneler var ki üç çocuk bırakıyor geride. Aileni bu işe karıştırma. Buralara gelip beni rezil etme.’’ dedi. Şoka girdim. Ev ve cep telefonlarını iptal ettirdi. Arkadaşlarına ulaştım, Türk Dışişleri Bakanlığı'na başvurdum. Bakü Alman büyükelçiliğine başvurdum. Interpol aracılığıyla Almanya'ya giriş yaptığında yakalanması emrini çıkardılar. Vize aldım. 20 gün sonra annemle birlikte Antalya'ya geldik. Emniyet müdürlüğüne başvurdum. Beni tanıdılar. Çok iyi davrandılar. Mahkemeye başvurmamı tavsiye ettiler. Avukat buldum. Dava açtım. Sahte belgeyle oğlumu üzerine yazdırdığını da öğrendim. Savcılık ceza davası açtı.