Güncelleme Tarihi:
Ancak bu kez 21’inci yüzyıldayız. Ajanlıkla suçlanan bu kişiler günümüz teknolojisini kullanıyor. Soğuk Savaş da yıllar önce sona erdi. Aslına bakılırsa, daha geçen hafta Rusya Devlet Başkanı ve ABD Başkanı öğle yemeğinde hamburger ve patates kızartması yemişlerdi.
Peki bu durumda ajan olduğu iddia edilen bu kişilerin amacı neydi? Bu kişilerin New York, New Jersey, Boston ve Washington gibi yerlerde yaşayan etkili ve bilgili Amerikalılarla yakın ilişkiler kurdukları ortada. New York’un en tanınmış finansçılarıyla, nükleer araştırmalar konusunda bilgi sahibi olan hükümet yetkilileriyle ve Kongre üyeleriyle oldukça samimi ilişkiler içine girdiler.
Patronlarının “kendinizi Amerikanlaştırın” emri üzerine, ABD’de evler satın alıp halkın içine karışmaya çalıştılar. Sahte kimlikleri vardı ancak kendilerini gazeteci mi, araştırmacı mı yoksa toplumun kaymak tabakasının bir parçası olarak mı gösterdikleri mahkeme kayıtlarında henüz belli değil.
Şu ana kadar öğrenebildiğimiz kadarıyla bu kişilerden, “ABD’deki politika yapıcı grupları araştırıp bu çevrelerle ilişki kurmaları" istendi. Nükleer başlıklar gibi konularda bilgi topladıkları iddiaları ise ciddi görünüyor.
BİLGİLER GİZLİ DEĞİL
Adalet Bakanlığı söz konusu bilgilerin hiçbirinin gizli olmadığını belirtti. Aslına bakılırsa, şüphelilerin neye ne kadar ulaştığı belli değil ancak peşinde oldukları istihbaratın büyük bir kısmı sıradan görünüyor.
Merkezden gelen bir mesajda, şikâyetnamede bazı şüpheliler için kullanılan tabirle “Boston komplocuları” nın ABD’nin teröristlerin internet kullanımıyla ilgili politikaları, Washington’ın Orta Asya politikası, ABD’nin askeri politikalarının sorunları ve Rusya’nın dış politikasıyla ilgili Batı’nın beklentileri gibi konularda bilgi toplamaları isteniyor.
Örneğin ABD Başkanı Barack Obama’nın geçen yılki Moskova ziyaretinden önce, ajan oldukları iddia edilen kişilerden ABD’nin Afganistan’daki dış politikasıyla ve İran’ın nükleer programıyla ilgili bilgi toplamaları istediği söyleniyor. Bu tür konular, birçok büyükelçilikte çalışan siyasi yetkililerin politika yapıcılarla ve hükümet yetkilileriyle girdikleri diyaloglarda toparladıkları, hakkında raporlar yazdıkları ve merkezlerine gönderdikleri bilgiler.
SIRADAN AMA DEĞERLİ
İngiltere ve Fransa gibi müttefik Batılı ülkelerin diplomatları ABD’li yetkililerle düzenli olarak, hatta kimi durumlarda her gün görüşüyor. Çoğunlukla hassas konularda bilgi ve istihbarat paylaşımında bulunup, Amerikalı mevkidaşlarıyla samimi diyaloglar geliştiriyorlar.
Rus ve Çinli diplomatlar için ise bu kişilere erişmek daha zor. İlişkiler daha kısıtlı ve diyaloglar da genellikle kontrol ediliyor.
Ajan olduğu iddia edilen kişilerin topladığı bilgiler ne kadar sıradan görünürse görünsün, Moskova için değerli olma olasılığı var. Dahası, bu gruba dahil Rusların bir kısmının ABD’ye 1990’larda Soğuk Savaş biter bitmez, karşılıklı güvensizliğin henüz çok yüksek olduğu bir dönemde gönderildiğini de unutmamak gerekiyor. Hatta çok yakın zamandaki bilgi taleplerine karşın, akıllara bu kişilerin ABD’de unutulmuş olabileceği bile geliyor.
Ajan olduğu iddia edilen kişiler, casuslukla değil, “Rusya Federasyonu için ABD’de yasadışı hareket etmek için komplolar kurmakla” suçlanıyor. Elbette, geçmişte daha ciddi casusluk vakaları yaşanmıştı. Örneğin, eski bir FBI ajanı olan Robert Hanssen, Rusya’ya gizli istihbarat bilgilerini sunmakla suçlanmış ve 2001’de tutuklanmıştı. Hanssen, ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. ABD’li donanma subayı Ariel Weinmann da 2006 yılında Ruslar için casusluk yaptığı şüphesiyle tutuklanmıştı.
WASHINGTON ŞAŞIRMADI
Son olay özellikle geçen haftaki “hamburger zirvesi”nin ardından Rusların imajı için kötü bir gelişme oldu ancak ABD’nin gösterdiği ilk tepki olumluydu. Üst düzey bir ABD yetkilisi BBC’ye, “Bu faaliyetin ülkemizde yaşanıyor olması talihsiz. Bununla birlikte bu gelişmenin Rusya’yla ilişkilerimizin son dönemde kazandığı hızı etkilemesine izin vermemeliyiz” dedi.
Rus ajan hikayeleri, Soğuk Savaş’ı hatırlatıp endişe verici görünebilir ancak, Washington’da özellikle Obama yönetiminde kimsenin şaşırmadığını söylemek mümkün. Düzenli olarak Moskova’ya giden ABD’li yetkililer, teknolojiden anlayan Rus istihbarat ajanlarının eline geçmesin diye telefonlarını uçakta bırakıyor.