Güncelleme Tarihi:
Kaza, 27 Eylül'de, Melikgazi ilçesi Aydınlıkevler Mahallesi Cengiz Topel Caddesi'nde meydana geldi. Şükrü Özcan, Y.A. yönetimindeki Eğribucak seferini yapan özel halk otobüsüne bindikten bir süre sonra açık olan kapıdan düştü. Çevredekilerin ihbarı üzerine kaza yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık görevlilerinin müdahalesinin ardından Şükrü Özcan, Kayseri Şehir Hastanesi'ne kaldırıldı. Beyin kanaması geçirdiği belirlenen Özcan, tedaviye alındı.
Yoğun bakım ünitesinde tedavi gören Özcan, 38 gün süren yaşam mücadelesini, dün yaşamını yitirdi. Özcan'ın cenazesi, yakınları tarafından teslim alınıp, Hulusi Akar Camisi'ne getirildi. Özcan, kılınan cenaze namazının ardından Asri Mezarlık'ta toprağa verildi.
Öte yandan, halk otobüsünün şoförü Y.A.'nın olay günü gözaltına alındığı, ifadesinin ardından serbest bırakıldığı öğrenildi.
Şükrü Özcan'ın otobüsün açık olan ön kapısından düştüğü anlar ise özel halk otobüsünün araç içi kamerasına yansıdı. Görüntülerde, Özcan’ın otobüse elinde bir çanta ile bindiği, bir süre ayakta gittiği ve yerine oturmak istediği sırada otobüsün ani freniyle dengesini kaybedip, ön kapıdan düştüğü görüldü. Öte yandan, görüntülerde çevredekilerin panikle Özcan’a doğru koştukları, otobüs şoförünün de sağlık görevlilerini arayıp yolcunun aşağı düştüğünü anlattığı ve acil ambulans talep ettiği de yer aldı.
OĞLU KONUŞTU
Kayseri’de ani fren nedeniyle dengesini kaybedip, halk otobüsünün açık kapısından düşen Şükrü Özcan’ın (74), 38 gün süren yaşam mücadelesini kaybetmesi sonrası oğlu Fatih Özcan (49) konuştu. Babasının otobüsten düşerek beyin kanaması geçirdiğini anlatan Fatih Özcan, “Belediyeye, yetkililere gereken yerlere babam daha yoğun bakımdayken bildirdim. Babamın başına gelen bu olay başkasının da başına gelmesin diye söyledim. Bunun için mücadele verdim. CİMER'e ve valiliğe yazdım. Belediyenin 'Alo 153’ hattını devamlı arayarak durumu söyledim. Otobüsün kapıları açıktı. Babam eğer o kapı açık olmasaydı otobüsten düşmezdi ve hayatını kaybetmezdi. İhmali söyledim ama bir türlü cevap alamadım. Elimde yazışma ve belgelerim var. Hepsi duruyor” dedi.
‘ALT KADEMEDEKİLER BAŞKANA HABER VERMEMİŞ’
Babasının cenazesine Büyükşehir Belediye Başkanının da katıldığını söyleyen Özcan, “Belediye Başkanımız ile cenazede konuşma yaptık. ‘Başkanım sizden randevu istedim, özel kaleminizi aradım. Bana randevu vermediler’ dedim. Özel kalemi başkana hiçbir türlü haber vermedi. Başkan şaşırdı. ‘Benim haberim yok, nasıl haberim olmaz benim’ dedi. Başkan olaya bile vakıf değil. Çünkü alt kademedekiler olayı büyütmeden kendi kafalarınca kapatmışlar. Benim babam vefat ettikten sonra birtakım hareketlere geçtiler. İnsanın canı her şeyden önce gelir ama yeteneksiz otobüs şoförleri, işin ehli olmayan insanlar işin başında olduğu müddetçe bu kazalar devam edecek. Ben söyledim, uyardım, uyardığım halde bir de azarlandım” ifadelerini kullandı.
‘AYNI OTOBÜSE YİNE BİNDİM’
Babası yaşamını yitirdikten sonra aynı otobüse bindiğini ve otobüsün yine kapıları açık seyir halinde olduğunu da iddia eden Fatih Özcan, “İşin garip noktası ben şoförler tarafından azarlanmış bir insanım. Bunu da defalarca söyledim. ‘Gereğini yapacağız, gereğini yaptık’ dediler. İşin acı tarafı da gereğini yaptık dedikleri şoförünün otobüsüne tekrar bindim, bilet bastım. Yani aynı şoför, babamı düşüren şoför 25 gün içinde çalıştı. Yani nasıl olabiliyor? Bu kadar insanların kaygısız olmalarını hazmedemiyorum. Ön kapı açık. Sürekli açık tutuyorlar. Defalarca uyardığımız halde bir de azarlanıyoruz” dedi.
Fatih Özcan, konunun yargıya taşındığını belirterek, haklarını arayacaklarını söyledi.