Güncelleme Tarihi:
Belediye Çevre Koruma Daire Başkanı Öztürk'ün Haliç'teki fabrika denetimleri dün de sürdü. Halk Cendere vadisindeki fabrikaların istimlak edilip park yapılması için Öztürk'e dilekçe verdi.
Büyükşehir Belediyesi'nin Haliç'i kirleten tesislerde yaptığı denetimler dün de sürdü. Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Daire Başkanı Prof. Dr. Mustafa Öztürk'e denetimler sırasında Cendere Vadisi'nde yaşayan vatandaşlar tesislerin tamamen kapatılması için toplu dilekçe verdi.
Bir fabrikanın denetimi sırasında Mustafa Öztürk'ün yanına gruplar halinde gelen çevre halkı, fabrikaların bulunduğu alanın istimlak edilerek milli park yapılmasını talep etti.
Siz gidersiniz, sonra...
Kağıthane'den Kemerburgaz'a uzanan Cendere vadisi boyunca, Haliç'i kirleten tesislere yönelik olarak ‘‘son denetim ve uyarı operasyonu’’ sırasında Öztürk ile çevre halkı arasında ‘‘istimlak’’ konusu üzerine ilginç konuşmalar geçti.
Öztürk'e 500 kişinin imzaladığı bir dilekçe veren çevre halkının sözcülerinden biri ‘Siz şimdi bunları denetler gidersiniz. Gündüzleri arıtma sistemini çalıştırırlar geceleri maliyeti düşürmek için atıksularını dereye boca ederler’’ dedi.
Gece dereye hortum
Önceki günkü denetim sırasında yaşadığımız bir olay, çevre halkının iddialarını destekliyordu. Prof. Dr. Öztürk, bir bağırsak firmasının işletmesini denetliyordu. Bizi civardaki fabrikalardan birinin mühendisi zanneden fabrika yetkilisi, ‘‘Bu arıtma tesisinde ne kadar elektrik harcandığından haberleri yok. Makineyi sürekli çalıştırırsak yandı k. Gündüz çalıştırır gece dereye hortum bağlarız’’ dedi.
Dünkü denetimler sırasında, emekli bir işçi olan ve bölgede 50 yıldır oturduğunu söyleyen Rıdvan Gözcü, yüzmeyi bu derede öğrendiğini ve ava çıktıklarında bir gün içinde 4-5 kilo balık yakaladıklarını söyledi. Gözcü, ‘‘Önce balıklar öldü sonra da kurbağalar gitti’’ dedi. ‘‘Fakat son bir yılda Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı çalışmalar sonucu derede kurbağalar ve kaplumbağalar yeniden ortaya çıktı. Fabrika alanları istimlak edilmeli, bölge milli park olarak düzenlenmeli.’’
Mustafa Öztürk, istimlak maliyetinin çok yüksek olduğunu ama bunun çok uzun vadede mutlaka yapılması gerektiğini söyledi.
Dereler kolektör değil
Denetimler sırasında, tesislerin büyük bir bölümünün derenin hemen kıyısında kurulduğunu, bazı tesislerin ise, dere yatağını doldurmuş olduğunu gördük. Dolgu alanları depo olarak kullanılıyordu. Öztürk'e, ‘‘Deniz ve göl kıyıları gibi dere kıyılarının da belirli mesafede iskana kapatılması doğru olmaz mı?’’ diye sorduk. Prof. Dr. Öztür şöyle yanıtladı:
‘‘Dünyanın hiçbir uygar ülkesinde derelerin bu kadar yakınında iskan olmaz, fabrikalar kurulmaz. Bizde ise kapanın elinde kalmış. Mevzuatı değiştirmemiz gerekiyor. Son 50 yıldır, derelerimiz bir nevi açık hava kolektörü olarak kullanılmış. Evsel ve endüstriyel atıklarımızı insafsızca içlerine boşaltmış ve tabiatı yok etmişiz. Şimdilik, ‘dereler kolektör değildir’ düsturundan yola çıkarak hakiki kolektörler inşa ettik ve atıkları bu kolektörde toplamayı hedefledik. Kolektörler 6 Mayıs’ta çalışacak ve derelere atıksu girmeyecek. Ama uzun vadede radikal tedbirler almak gerekir. Halkın da talebi bu yönde.’’
DÜZELTME
Haliç'i kirleten ÇBS değil
Önceki gün gazetemizdeki haberde ‘‘İşte Haliç'i kirleten 23 tesis’’ başlığı altında ÇBS'nin de adı geçmekteydi. Yaptığımız araştırmada bu tesislerin ÇBS (Çavuşoğlu Boya Sanayii) değil, TBS (Taşıma Beton Sanayii AŞ) olduğunu tespit ettik. Düzeltir, özür dileriz.