Güncelleme Tarihi:
DOSTLARI HALİT REFİĞ'İ ANLATTI
REFİĞ'İN SON YOLCULUĞUNDAN GÖRÜNTÜLER
Antalya Kültür Merkezi'ndeki törene, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Refiğ'i festivalde anma kararı alan Türk sinemasının “unutulmaz yönetmenleri” ve oyuncuları ile vatandaşlar katıldı.
Halit Refiğ anısına bir dakikalık saygı duruşunun ardından konuşan Altın Portakal Film Festivali Genel Sanat Yönetmeni Vecdi Sayar, Türk sinemasında iz bırakan yönetmeni, en iyi onunla aynı setlerde çalışan sanatçıların anlatabileceğini söyledi.
Sayar, yönetmen Tunca Yönder'in, Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin destek vereceği proje ile Refiğ'in de aralarında bulunduğu sinemanın unutulmaz isimlerinin sanat yaşamlarına ilişkin belgesel hazırlayacağını bildirdi.
Törende, Refiğ ile Yeşilçam döneminden bu yana birlikte çalışan sanatçılar sahneye çıkarak, yönetmeni ve anılarını anlattılar.
Halit Refiğ'in 1964'te çektiği, Altın Portakal ödülü kazanan ilk filmi “Gurbet Kuşları”nda baş rolü oynayan ünlü aktör Tanju Gürsu, ustasının, ağabeyinin ölümüne üzerine bugün hiç sevmediği bir konuşmayı yapmak zorunda kaldığını ifade etti.
İnsanlığı ve kültürüyle Halit Refiğ'in tam bir filozof olduğunu dile getiren Gürsu, “Kader, 50'ye yakın filmi bulunan Halit Refiğ ile 10 filmde bizi yan yana geldik. O şerefi bana Halit ağabey bahşetti. Kendisini ömrümün sonuna kadar anacağım ve unutmayacağım. Nur içinde yat Halit ağabey” dedi.
"İnşallah vicdanları rahattır"
Ünlü yönetmenin eski eşi ve Türk sinemasının önemli oyuncularından Nilüfer Aydan da “Yasak Aşk” filmi ile tanıştığı Refiğ'in kendisi için sinemada okul olduğunu dile getirdi.
Boşandıktan sonra Halit Refiğ ile dost kalmayı da başardıklarını söyleyen Aydan, çektiği filmlerin Refiğ'in çocukları gibi olduğunu anlattı.
Halit Refiğ'in ölümüne neden olan kanserin tohumunun yıllar önce “Yorgun Savaşçı” filminin yasaklanması ve yakılmasıyla atıldığını öne süren Aydan, “İnsanı, sinemayı, doğayı, hayvanı seven ve bunları eserlerinde de paylaşmaya çalışan bir insandı. Bu kanserin tohumunu atanların inşallah vicdanları rahattır ama pek de zannetmiyorum” diye konuştu.
Yönetmenin yanında çalışarak film yönetmenliğine başlayan Feyzi Tuna ise Halit Refiğ ustasını asla unutmayacağını vurguladı.
Ünlü aktör Ekrem Bora, Refiğ ile 1962'de tanıştıklarını ve sonrasında bir film yaptıklarını belirterek, “Çok çalıştık, birbirimizi tanıdık. İyi şeyler öğretmeye çalıştı. Ben de öğütlerini yapmaya çalıştım. Onunla çalışan sanatçılar olarak da çok üzgünüz. Baş sağlığı diliyorum” dedi.
Her şeyden önce sinemayı çok iyi bilen, sanatçıyla diyaloğu çok iyi olan, sanatçıya saygısı ve sevgisi olan bir insanla, son kez “Hanım” filminde birlikte çalıştıklarını dile getiren Eşref Kolçak, “Onunla çalışmanın güzelliğini, tadını diğer çalışmalarda bulamadım. Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Hepimizin başı sağ olsun” diye konuştu.
Refiğ'in sinemaya başladığı yıllarda birlikte çalıştığı Erman Film Şirketi'nin genel müdürü Şeref Gür de 1957'de tercüman olarak çalışan Halit Refiğ'in şirketin yazıhanesine gelmesiyle tanıştıklarını, sonraki yıllardan başlayarak, 1974 yılına kadar birlikte çalıştıklarını anlattı.
Gür, “Halit Refiğ'in dostluğu, sıcaklığı, kültürü, filozofluğu, sinema, insanlar ve hayvanlara olan sevgisini görmenizi, yaşamanızı isterdim” şeklinde konuştu.
Aktör Salih Güney, Türk televizyonlarının ilk dizisi “Aşk-ı Memnu”yu Refiğ ile beraber çektiklerini, filmin her karesinin bir fotoğraf ve bir resim gibi güzel olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
“Halit ağabey, moralimizi bozmamak için sanatçılara, oyunculara sakin davranırdı. Türk sineması çok büyük bir değerini kaybetti. Nilüfer Aydan'ın söylediği gibi, üzgün gitti. Sanat adale gibidir, sürekli çalışmalıdır. Halit ağabey, son yıllarda hiç kimse tarafından değerlendirilmedi. Sanıyorum ki hüzünle gitti. Başımız sağ olsun.”
Aktör Engin Çağlar, “Yaşamak Güzeldir” filminde çalıştığı Halit Refiğ ile anılarını anlattı.
Çağlar, “Bir sanatçının ölümü, ne zaman olursa olsun çok erken yaştadır” ifadelerini kullandı.
"Vay Kemal Tahir, koçum benim"
Tahir'in yaşamını ve cezaevi yıllarını anlatan “Karılar Koğuşu” filminin oldukça büyük bütçeyle ve zorluklarla çekildiğini, filmi çekmek için de Refiğ ile birlikte 10 yıl uğraştıklarını dile getiren İnanır, sözlerini şöyle tamamladı:
“Muhteşem bir film çıktı ortaya. Çok maliyetliydi ve zordu. Film, 11 tane Altın Portakal ödülü kazandı. Halit ağabey de sonrasında, o filmi yapmanın gayretiyle, mutluluğuyla muzaffer bir adam nidasıyla dolaştı. Keşke yaşasaydı da keşke bir Kemal Tahir filmi daha çekseydik. Bu filmler yaşadıkça, Halit ağabey ölmeyecektir. Ruhu şad olsun.”
Anma töreni, Refiğ'in, “Karılar Koğuşu” filminin gösterimiyle sona erdi.
Halit Refiğ'in ilk ödülünü kazandığı “Gurbet Kuşları” filmi de festival kapsamında özel gösterimle izleyiciyle buluşacak.