Güncelleme Tarihi:
Birecik Barajı nedeniyle bir bölümü sular altında kalan, sakin ve huzur veren özelliğiyle Cittaslow Uluslararası Koordinasyon Komitesi'nin 'Sakin Şehir' ağına dahil ettiği ve kara gülleriyle meşhur Halfeti'de, Koku Festivali düzenlendi. Bünyesinde barındırdığı tarihi ve turistlik güzelliklerinin yanı sıra, endemik tür olarak Halfeti’de yetişen kara gül ve pek çok çiçek türünün yetiştiği ilçede bu yıl 4'üncüsü düzenlenen festival kapsamında koku atölyeleri oluşturuldu. Festival kapsamında 'Mezopotamya sümbülü' koklamak için gerçekleştirilen 6 kilometrelik yürüyüş ise, Seldek Mahallesi'nden batık köy Savaşan yamaçlarına kadar yapıldı.
Festivale Halfeti Kaymakamı Selin Sar, Harran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Hasan Akan, Koku Kültürü ve Turizm Derneği Başkan Yardımcısı Bihter Türkan Ergül, Yerli Doğa Rehberi Süleyman Yıldız ve öğrenciler katıldı. Koku parkurunda doğa yürüyüşü ile başlayan festivalde katılımcılar birbirinden güzel kokulu bitkileri ve Mezopotamya sümbülünü koklayarak görüntülemeye çalıştı. Gün boyu devam eden festivalde, Karagül Bahçeleri Turu, Antik Çağ Kokuları ve Parfüm Tasarımı Atölyesi de oluşturuldu.
'AMACIMIZ KOKU KÜLTÜRÜNÜ YAŞATMAK'
Halfeti'nin önemli bir turizm kenti olduğunu ifade eden Koku Kültürü ve Turizm Derneği Başkan yardımcısı Bihter Türkan Ergül, 6 kilometrelik doğa yürüyüşü parkurunda Mezopotamya sümbülünü yakından görmek için yürüyüş yaptıklarını belirtti. Ergül, festivalin amacının bu topraklarda yetişen koku kültürünü yaşatmak, araştırmak, konferans ve kongreler düzenleyerek bu kültürü dünya platformuna taşımak olduğunu anlattı.
Ergül, ''Bu topraklarda yetişen koku kültürünü koku coğrafyamızda bulunan kokuları yaşatmak için araştırmak konferans kongreler seminerler vermek ve dahil bunları dünya platformuna taşımak için çıktığınız yoldur. Türkiye coğrafyasında baktığınız zaman muhteşem koku kültürleri görürsünüz çiçeği baharatı ağacı meyvesi köklerinden muhteşem kokular yayılır ve Asur, Mezopotamya, Hitit, Selçuklu ve Osmanlı'ya baktığınız zaman çok geniş bir kültürden bahsediyoruz. Bugün de burada Mezopotamya Sümbülü için bir yürüyüş yapıyoruz”dedi.
'GEÇMİŞİ 5 BİN YILA DAYANAN BİR ÇİÇEK'
Mezopotamya sümbülünün geçmişinin 5 bin yıla dayanan bir çiçek olduğunu ifade eden Ergül, bu bölgede bu türün çok az kaldığını hatta bittiğini düşündüklerini söyledi.
Tabletler ve eski yazıtların bu çiçekten çokça bahsettiğini sözlerine ekleyen Bihter Türkan Ergün, şöyle dedi:
''Bölgede Mezopotamya Sümbülü çok az kaldı hatta biz bunları bittiğini düşünüyorduk. Kil tabletleri ve eski yazıtlarda Mezopotamya Sümbülü'nden çok bahseder. Bizler de bugün bu endemik bitki nasıl çoğaltırız tekrardan gün ışığına çıkartıp dünyaya nasıl tanıtabiliriz diye dernek olarak varız. Kıymetli hocalarımızın vermiş olduğu bilgiler doğrultusunda bir kültürün yeniden doğuşuna şahitlik ediyoruz. Buradan çıkan bu çiçeği Karadeniz, Ege, Marmara ve dahi bütün tüm dünyada Mezopotamya Sümbülü'nü tekrardan eski coşkusuna eski zarafetini kazandıracağız."