Oluşturulma Tarihi: Nisan 20, 2002 00:00
TARIK AKAN'ın Anne Kafamda Bit Var adlı anılarını okurken, kitap hakkındaki ilk yargı kendini yazdırdı: Haksızlık kin duymadan da anlatılır.Kine, hınca rastlamadım anılarında. Çektiklerinin insani panoramasını sevdim. Siyasal eğilim farkı tanımadan insana insan olarak bakışını başka anı yazarlarına da tavsiye ederim.Kitabın yayıncısı Erdal Öz'le konuşurken, ikimiz de anıları sevişimizin, yalın, katkısız buluşumuzun ardında yatan gerçeği itiraf ettik:Çünkü bunu bir edebiyatçı yazmamıştı. Çünkü Tarık Akan, buna söz sanatlarını katmamıştı. Yalın bir dille yazmıştı ama basitliğe düşmemişti.O karmaşık dönemin anılarında kimse suçlanmıyor, katranlaşmış kin duyguları okuyanın üstüne sıçramıyordu.Yazar kendini savunmuyor, yazanı bir kahraman mertebesine yükselten abartmaların tuzağına düşmüyordu.*12 Mart'ın, 12 Eylül'ün alelacele baskıya yetiştirilmiş kitaplarının başarısızlığını, hamlığını görmüştük.Nedir onun başına belá açan olay? Bir çok kişinin prototip öyküsü.Almanya'da bir konuşma yapıyor, dönüşte havaalanında yakalanıyor ve aylarca tutuklu kalıyor.Ünlü bir aktörün hapishaneye düştüğü anda, şöhretin nasıl başına bela olduğunu da okuyacaksınız.Sizi biraz daha fazla ezenler, sizden kahramanlık bekleyenler, sizden medet umanlar.Anne Kafamda Bit Var'da bu karmaşık psikolojiyi bulacaksınız.*Sivil polislerin koluna girip götürdükleri anda yanında Müjdat Gezen varmış, ona evdeki kitaplar yüzünden başına belá gelmemesi için ağabeyine uyarıda bulunmasını hatırlatmış.Ya sonrası?'Salıverildikten sonra ağabeyime kitapları ne yaptığını sordum; fünyelerle birlikte (Demiryolu filmi için alınmıştı) hepsini denize attıklarını öğrendim. İki arkadaşıyla eve gelmişler, kitaplara bakmışlar, bunların hangisi yasak hangisi değil, içinden çıkamamışlar, sonra bir avukat arkadaşına telefonla sormuşlar, gene işin içinden çıkamamışlar, bunun üzerine ne kadar kırmızı kaplı kitap varsa hepsini bavula doldurmuşlar.Hepsini birden mi, yoksa tek tek mi denize atacaklarına karar verememişler, tek tek atmışlar, hafif bir lodos varmış,atılan kitapların bazıları denizde yüzmeye başlamış, onlar da korkularından hepsini birden denize atıp kaçmışlar.'Yukardaki satırlar, o günleri yaşayan bir çok kimsenin ortak anılarından satırlar olarak da okunabilir. Bir çok kişi, benim de başıma geldi, diye kendi kendine söylenebilir.*Tutukluluk günlerindeki olayları, kişileri, başına gelenleri bir tutanak kadar gerçek, bir anı kadar da yazının tadını düşünerek yazmış Tarık Akan.İçeriye giren herkesin gerekçelerinin gözden geçirilmesi gerekir. Hele darbe dönemlerinde, sıkıyönetim sırasında, düzmece ihbarlar, yalancı tanıklar birden ayrık otu gibi bitiverirler yanınızda, mahkeme salonlarında.Tarık Akan'ın beraete giden yargılanmasında bütün bu ögelere rastlayacaksınız.Anıların içindeki ironi ayrı bir okunurluk katıyor Anne Kafamda Bit Var'a. Hele tahliye edildikten sonra, annesinin başını kaşımasını anlatan satırlar beni etkiledi doğrusu.
Film çekiliş serüveni belki ayrı bir kitap konusu olacak kadar komik ve garip.Hiç kuşkusuz gerçekleri anılarda yansıtmak zorundasınız. Tutuklulara yapılan muameleyi, insan onuruna indirilen darbeyi, Akan'ın anılarında bütün dehşetiyle okuyacaksınız.Hapishane ortamını, gençleri, sağcıyı, solcuyu geniş bir insan portreleri galerisinde gezinirken, gizli saklı çekilen Yol filminin bütün serüvenini dile getiren anılar gerçekten okunmalı.*Ünlü bir yazarın hapishanede söylediği, 'hayat taklit sanatı' sözü doğru mu acaba?Tarık Akan'ın Rıfat Ilgaz'ın kitabından filme çekilen Karartma Geceleri'ndeki başarılı oyununda, sanırım bu anıların rolü büyük.Beraete giden dikenli yolu bir kez de Tarık Akan'la birlikte yürüyün.DOĞAN HIZLAN'IN SEÇTİKLERİBir Film Nasıl Okunur James Monaco OğlakKıyamet Robert Merle Doğan KitapMedeniyetler Çatışması... Samuel P.Huntington Okuyanus
Yay.Manzaralı Bir Oda E.M.Forster İletişim Yay.Kavramlar ve Bağlamlar... Hazırlayan:Cem Akaş YKY
button