Güncelleme Tarihi:
Evli ve 2 çocuk babası Rafet Emre, İstanbul 17’nci Asliye Hukuk Mahkemesi hakimi olarak görev yaparken, geçen Ocak ayında HSYK kararnamesi ile Gaziantep 1’inci İcra Hakimliği görevine atandı.
Çağlayan Adliyesi’nden Gaziantep’e atanan ve bu duruma tepki gösteren hakim HSYK’ya atama kararına ilişkin sorduğu soruya ’hizmet gereği’ yanıtını aldı.
Rafet Emre, atama sonrası Gaziantep’e gelirken, öğretmen eşi ile 2 çocuğu ise 2 ay sonra boşaltılması istenen İstanbul Başakşehir’de kirası 307 lira 66 kuruş olan Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı’nın lojmanlarında yaşamayı sürdürdü.
Kısa adı ATGV olan Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı; yönetmelik gereği görevi son bulduktan sonra en geç 2 ay içinde boşaltılması gereken lojmanı boşaltmadığı gerekçesiyle hakim Rafet Emre hakkında Ankara 5’inci Sulh Hukuk Mahkemesi’ne dava açtı. Dava kapsamında hakim Emre’den 26 Mart’a kadar boşaltmadığı gerekçesiyle aradan geçen süre içerisinde kira bedelinin 10 katı olan 8 bin 428 lira 88 kuruşun gecikme zammı ile tahsil edilmesi ve lojmanın biran önce tahliyesi istendi.
İstanbul da oturduğum lojman Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfına (ATGV) aittir. Vakıf bize lojmanı kiraya vermektedir. ATGV benim aleyhime hem tahliye ve hem de kira parasının 10 katı miktarda tazminat talep ediyor. Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı, bir Hakim hakkında Adliye Lojmanı’ndan tahliye ve 3 ay geçtiği için 10 katı tazminat istiyor. Bu memlekette Adaletin olup olmadığı ile ilgili yorum yapmıyorum, çünkü yorum yapma özgürlüğüm yok. Yorum yapma özgürlüğüm ün olmadığını söyleme özgürlüğüm ün varlığından da emin değilim. Bunu önümüzdeki tayin kararnameleri gösterecek. ATGV Hakim - Savcıların zor durumlarında yanlarında olmak, maddi ve manevi olarak onlara destek olmak amacıyla vurulmuş bir vakıftır. 3 aylık gecikmenin bedeli olarak benden 8.428,88 TL’nin Üfe -Tüfe gecikme cezası ile birlikte talep edilmiştir. Aylık kira parasının 10 katından hesap edip, benim ödediklerimi düşmüşler. Kalanını tazminat olarak istiyorlar. Ben 25 yıldan beri bu devlete Hakim olarak hizmet veriyorum, ATGV’nin böyle bir davasını ilk defa görüyorum ve Emsalini de duymadım. İşte dava dilekçesi ve bana yapılan tebligat. ATGV eğer bu davayı kazanırsa, ceza, faiz, masraf, vekalet ücreti derken, benim cebimden 20.000 ile 25.000 TL arası para çıkacaktır. Gaziantep de iki tane Adliye lojmanı halen inşaat halindedir. Bana bu inşaatlardan bir lojman tahsis edildi. Ha bugün Ha yarın derken, bu Lojmanların inşaatı hala bitmedi. Mayıs ayında vereceğiz dedikleri lojmanı hala vermediler. En Son Ramazan Bayramı sonrası dediler. Antep de ev kiraları en az İstanbul kadar pahalı. Kaldı ki 3- 4 ay sonra lojmanı geçmek üzere kimse evini kiraya vermiyor. Devletin 25 yıllık bir Hakimi olarak, açıkçası ne yapacağımı şaşırdım.
Bir çadır kurup eşimi ve çocuklarımı oraya mı taşısam? Köprü altında mı yatırsam? Ne yapayım? Ben Suriyeli değilim. Adana’nın Saimbeyli ilçesinden Yörük bir ailenin çocuğuyum. Terörist de değilim, paralel de değilim. Tek suçum var. HSYK seçimlerinde birlikte çalışmayı teklif etmelerine rağmen, ben YBP’yi desteklemedim. Eşim Öğretmen olarak 23 yılını doldurdu ve emekli olursa 44.000 TL ikramiye alacakmış. Bunun yarısından fazlasını ATGV ye vereceğiz. Öğretmenlik mesleğinin neden bu kadar kutsal olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Adalet Teşkilatını güçlendirmek de kutsal bir şeydir. En Son Yargıtay Üyeliğine seçilenlerin tümü yaklaşık bir yıldan beri Adliye Lojmanlarını boşaltmadılar. Hangisine dava açıldı? Bir tane örneği yok. Niye ki? Hani eşitlik? Hani adalet? Hani tarafsızlık? Nerde? Hani.....? Ben 25 yıldan beri hep "Hukuk Hakimi" olarak çalıştım. Hiç bir zaman "Ceza Hakimliği" yapmadım. Ne özel yetkili çalıştım, ne operasyon yaptım. Meşhur soruşturmaların hiçbirisi ile de alakam yok. Kış ortasındaki ilk kararnamede neden sürdüler ki beni? "Hizmet Gereği" imiş. Resmen sordum. HSYK dan yazılı cevap geldi. ’Hizmet Gereği’ dediler. Türkiye’nin en çok davası olan Çağlayan Adliyesi’nde hizmetime ihtiyaç yok, Gaziantep de ihtiyaç var öyle mi? Büyüklerimiz öyle diyorlar. Üstelik 1300 civarında dosya ile teslim aldığım İstanbul 17. Asliye Hukuk Mahkemesini 2.5 yılda 688 dosyaya indirecek kadar çok çalıştığım halde. Haftada 3 - 4 gün eve dosya götürdüğüm ve çocuklarıma ayırmam gereken zamanda dahi dosya çalıştığım halde... Yaz dönemi taşınma dönemidir. Ben zaten sürgün ile dağıtılan yuvamı toplamaya çalışıyorum. Bu dava için bu kadar aceleniz niye? Bırakın insanı, hiçbir canlı, bir zorunluluk yoksa, eşinden ve yavrularından ayrı yaşamak istemez. Hem bir Hakimi kış ortasında İstanbul’dan Güneydoğu ya sürgün et, hem de arkasından eşini ve çocuklarını sokağa atmaya çalış. Üstelik Ramazan ayında dava aç. Niye ki? Oruç ağzımızla Size hayır dua da bulunmamız için mi? Olur. Allah (cc) mümkünse ıslah etsin.’