Alp ULAGAY
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 24, 2002 01:54
Nasuh Mahruki (34), Arama Kurtarma Derneği (AKUT) Başkanı ve Türkiye'nin önde gelen dağcılarından. AKUT özellikle 17 Ağustos depremindeki kurtarma çalışmalarıyla öne çıktı ve büyüdü.
İDDİA 1: GÖREVİ KÖTÜYE KULLANDI
Hakkımızda acayip yalanlar söyledilerNasuh Mahruki (34), Arama Kurtarma Derneği (AKUT) Başkanı ve Türkiye'nin önde gelen dağcılarından. AKUT özellikle 17 Ağustos depremindeki kurtarma çalışmalarıyla öne çıktı ve büyüdü. AKUT'ta çalışmak isteyenler, üye olanlar arttıkça arttı. AKUT yöneticileri gittikçe popülerleşti. Aslında bir sivil toplum örgütü için çok da iyi sayılacak bu gelişmeler aynı zamanda AKUT'un başını da ağrıtacak, başkan Mahruki'yi eleştirilerin boy hedefi yapacaktı. İşte geçtiğimiz günlerde Mahruki, bu türden üç iddiayla daha karşı karşıya kaldı. Bir buçuk yıl önce (Mart 2001) disiplin kurulu tarafından dernekten ihraç edilen AKUT üyesi Avukat Semra Buğra, neden sonra bu kararın hukuki olmadığını söyleyerek Mahruki hakkında suç duyurusunda bulundu ve bu suçlamalar
haber olarak yayımlandı. Hemen arkasından da Mahruki'nin Ağrı Dağı rotasını işaretlediği ve bu işaretlerle tecrübesiz dağcılar için tehlike oluşturduğu ve çevre kirliliği yarattığı iddiaları ortaya çıktı. Evet, aralarında Nasuh Mahruki'nin de bulunduğu 16 kişilik AKUT ekibi izinle Ağrı Dağı’na çıkmışlar, klasik rota olarak bilinen güzergahta 22 kazık çakarak işaretleme yapmışlardı. Bir kısım dağcı, turizmci ve rehberi hop oturtup hop kaldırmıştı bu iş.
Görüş ayrılıkları bir yana, dağları siyaset meydanına dönüştüren tutum da diğer yana, kafasından aşağı bu kadar çok yamaç taşı yuvarlanan Nasuh Mahruki bu iddialara karşılık ne diyordu? İşte cevapları.
İDDİA 2: AĞRI DAĞINI İŞARETLEDİ TEHLİKE YARATTI Benim tecrübem rota işaretlerine itiraz edenlerden 20 kat fazla
Ağrı Dağı rotasını nasıl işaretlediniz?
- 4500, 4600, 4700 gibi 100 metre irtifa aralıklı, rota işaretini gösteren kazıklar çaktık. Sisli, fırtınalı havalarda bir yukarıdaki ve bir aşağıdaki işaretin pusula açısını veriyor. 3400 metreden başlıyor ve toplam 22 işaret var. Bir de Ağrı Dağı'nda çok ani iklim değişiklikleri yaşanabiliyor. Buna önlem olsun diye yaptık.
Ağrı Dağı'na ne zaman rota çizmeye karar verdiniz?
-Ağrı Dağı'nın en önemli özelliği yoğun ticari ve turistik tırmanışlar yapılmasıdır. 15 sene önceye kadar her yıl 5 bin yabancı, tırmanış yapıyordu. Bu insanlar katırcısı, fırıncısı, sucusu, taksicisi, kamyoncusu, rehberi olmak üzere o bölgeye ciddi para bırakıyordu. Bu tür dağların turizm anlamında gelir getirecek hale dönüştürülmesinde fayda var. Ağrı da Nuh'un gemisi dolayısıyla, Türkiye'nin en yüksek dağı olmasıyla, İncil'de adı geçmesiyle özel bir dağ. Zaten bu yüzden yabancılar geliyor.
Bu rota çizilmese daha az kişi mi çıkacak?
-Daha az kişi çıkarsa ülke daha az para kazanır. Ağrı Dağı'nın dünyanın kullanımına açılması lazım. İnsanlar gelsinler, güvenlik içinde tırmanışlarını yapsınlar, Hıristiyanlığın en kutsal dağlarından birinde bulunmanın huzurunu yaşasınlar. Bunu yaparken ülke de gelir elde etsin, doğu bölgesi kalkınsın, ülke topyekûn kalkınsın. Rota çizme çabamız da elimizde Avrupa standartlarında bir dağımız olsun diyeydi. Bu Türkiye'nin bütün dağlarını işaretleyeceğimiz anlamına gelmiyor.
Ağrı Dağı'nın rotalandırılmasına kim karar verdi?
-AKUT karar verdi. Sonuçta benim tecrübem bu konuda itiraz edenlerin tecrübesinden 20 kat daha fazla. Dünyada gördüğüm örnekler de bu yönde. Ticari açıdan önemli dağlar sağlama alınmış durumda. Bu demek değil ki rehber kullanılmayacak. Bilmeyen kimse zaten rehber alır. Ama Ağrı Dağı'nın projelendirilmesi gerekiyor. Biz, bunun bizi ilgilendiren dağ kazalarıyla ilgili kısmını yaptık.
Kazıkların sonra söküldüğü doğru mu?
-Bildiğim kadarıyla değil. Oradakilerle konuştum, öyle bir şey söylemediler.
Bu dünyada yapılan bir uygulama mı?
-Böyle özel dağlara sahip ülkeler böyle yapıyor. Bir tanesi Avrupa'nın en yüksek dağı Mont-Blanc. Bütün rota demir kazıklar ve çelik tellerle işaretlenmiş, önlem alınmış durumda. Ticari dağlarda insanlar rahat etsin diye bu tür önlemler alınır. Ama her dağda değil, sirkülasyonun yoğun olduğu bölgelerde yapılır.
İDDİA 3: BİR TRİLYONLUK MALVARLIĞI GİZLENİYOR Keşke AKUT’un o kadar parası olsa Zaten AKUT'un o kadar parası yok. Keşke olsa. Paranın ne yönde harcanacağı yönetim kurulunun insiyatifinde. İstersek bu paranın tamamını bir ayda, bir haftada harcarız. Ama ondan sonra dernek nasıl kendini döndürür? Kapıya kilit vururuz. Dernektekiler de bunun farkında. Ayağımızı yorgana göre uzatıyoruz. Altı yılda 90 operasyon yaptık. Yurt dışına giderken ulaşımı biz karşılamıyoruz. Oralara askeri uçakla gidiyoruz. Ama yurt içinde bir operasyonun maliyeti iki milyara kadar çıkıyor.
BEN NE DERSEM OLMUYOR
İki yıl önce ayrılıklar oldu. Onlardan biri Yunanistan'la bile aramızı açtı. Yunan kızılhaçı Samarites'le bir çalışma yapıyorduk. Telefon açıp derneğin kapandığını söylemiş. Olayın aslı başka. Derneğimiz eskiden küçük bir yapıydı ve 22 kişilik bir karar mekanizması vardı. Büyüdükçe bu karar mekanizması iş yapamaz hale geldi. Bunun üzerine bu karar mekanizmasının yetkileri beş kişilik yönetim kuruluna aktarıldı. İstifa eden üç kişi beni çok suçladılar. Halbuki ben ne dersem olmuyor, kararlar bir oylamayla alınıyor. Bu tartışmalar uzayınca ‘‘yönetim kurulu başkanlığı görevini bırakıyorum’’ dedim. 1999 sonunda olağanüstü genel kurula gittik. Yine ben ve ekibim seçildi. Onun üzerine bu üç kişi istifa etti.
CANIMIZI BUNLARA EMANET EDEMEYİZ
İki yıl önce ihraç edilen 11 kişiye ne oldu?
-Bunlar dernekte hizipçilik, bölücülük gibi bir çalışma içine girdiler. AKUT'un değerleri arasında dürüstlük ve güvenirlilik de var. Bu adamlarla bir daha nasıl operasyona çıkarız? Canımızı bunlara emanet edemeyiz. Yönetim kurulu oy birliğiyle hepsini ihraç kararı aldı. Buradan disiplin suçuyla atılmış arkadaşlar hakkında biraz sert konuşuyorum. Ama haklarını da vermek lazım. Örneğin 2000'de ayrılan üç kişinin bile derneğe çok faydası oldu. İnsanların tamamının alın teri var başarımızda.
BİZ DEĞİŞMEDİK
Kurulduğumuzda hangi düşünce yapısı içindeysek, insanları kurtarmak için oradan oraya koşturduysak, bu yapımızda hiçbir fark yok. Hatta çok daha ileriye de götürdük. Artık bilgi birikimimiz, tecrübemiz daha üst seviyede. AKUT'un bugüne dek yaptığı 90'a yakın operasyon var. Bunun içinde çığlar, dağ kazaları, kanyon kazaları, depremler, seller var. Yunanistan depremi, Hindistan depremi, Mozambik seli, Tayvan depremi gibi yurtdışı operasyonlar var. Bu süre içinde 600 kadar da insanın da hayatını kurtardık. En çok anlayamadığımız değişmişiz gibi muamele görmemiz. Biz değişmedik ki!