Hakikat ötesinde yaşamaya devam
Güncelleme Tarihi:
Oxford Sözlüğü’nün 2016’nın kelimesi seçtiği ‘post-truth’ (hakikat-ötesi), siyasi alanda 2017’nin de kelimesi olmaya devam edecek gibi görünüyor. Nesnel olguların kamuoyunu şekillendirmede daha az etkili olduğu, duygu ve kişisel inancın öne çıktığı, liderlerin en hafif tanımıyla gerçeği kendilerine göre eğip büktüğü, sesini en çok yükseltenin en güçlü olduğu günlerde yaşamaya devam edeceğiz.
ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump’ın kampanya sırasındaki konuşmaları incelendiğinde, verilere dayalı sözlerinin yüzde 70’inin ‘büyük ölçüde yanlış’, ‘yanlış’ ve ‘külliyen yanlış’ kategorilerinden birine girdiği ortaya çıkmıştı.
İngiltere’nin AB’den ayrılmasıyla ilgili yapılan Brexit referandumu öncesi ayrılma taraftarları, AB üyeliğinin İngiltere’ye haftada 350 milyon pound’a malolduğunu söyleyip duruyordu ama AB üyeliği sayesinde gelen paradan kimse bahsetmedi.
Politika yapmak tüm dünyada televizyon performansına dönüşüyor, gerçeğin soğuk yüzü olması beklenen veriler, hakikati çarpıtmanın enstrümanları haline geliyor. Sizin için çalışacak bir uzman bulursanız, verileri istediğiniz gibi lehinize kullanabilirsiniz.
Hakikat-ötesi çağın başmimarı olarak sosyal medya gösteriliyor. Bireyler kendi dünya görüşlerine, önyargılarına dayalı bir medya yaratabiliyorlar ve popülist liderler de onları teşvik ediyor. Örneğin tamamen ayrı dünya görüşlerinden, farklı mahallelerden gelen iki kişinin Facebook hesabına baktığınızda, birbirinden tamamen farklı iki Suriye iç savaşı portresi görebilirsiniz. Aynı fotoğraf kareleri, farklı ‘gerçekler’ sunabilir. Çünkü artık gerçeği senin kim olduğun, neye inandığın belirliyor; Esad’cı mısın muhalif mi, Şii misin Sünni mi, Kürt müsün Türkmen mi? Tüm mesele bu.