Güncelleme Tarihi:
O şimdi sivil
TÜRKİYE'yi karanlığa gömmek isteyen gericilerin Burdur'daki uzantılarını tek tek yok eden, onlarla amansız bir mücadeleye girişen komutan emekli oldu.
O, çağdaş, Atatürkçü Burdurlu'nun sevdiği, saydığı bir komutandı... Yobazların ise nefret ettiği ve hatta ölümle tehdit ettiği korkulu bir rüya... Çünkü o, Atatürkçüydü... Çünkü o, Türkiye'de, imam hatipli kızların türbanla derse girmesine tavır alan ilk komutandı...
Garnizon Komutanı Tuğgeneral Ali Rıza Selmanpakoğlu, 1 Ağustos'ta toplanan Askeri Şura tarafından kadrosuzluktan emekliye sevkedildi. Geçtiğimiz çarşamba günü, işte 35 yıllık bu onurlu askerin orduya veda günüydü... O gün, orada, son açıklamalarını bize bu sohbet için yaptı. Askerlikten sivilliğe geçtiği o dakikalar da bakın neler, neler anlattı.
Burdur'da gericiliği önleme konusunda çabalarınız ön plana çıktı
Silahlı Kuvvetler'in kendisine özgü çizgisi vardır. Bu çizgi içinde sorumluluklarımı yerine getirdim. Bunun değerlendirmesini en çok Burdur halkı, askeri değerlendirmesini de komutanlarımız bilmektedir. Özellikle yurtdışında doğup büyüyen ikinci kuşak gençlerimiz buraya askere geliyor. Onların burada vatan sevgisini geliştirmeleri önemlidir.
Bu gençlerin vatan sevgisi, Atatürk sevgisi yurtdışında yok mu ediliyor?
Yok edildiğini kimse söyleyemez. Bu yeterli eğitimi almamalarından kaynaklanıyor. Büyük bir kısmı Atatürkçü düşünce sisteminin ne demek olduğunu bilmiyor. Atatürk vatanı kurtardı, cumhuriyeti kurdu diye biliyorlar. Biz onlara, Atatürkçü düşünce sistemi içinde eğitim veriyoruz.
Kafası yıkanmış gençler geliyor muydu?
Bir gün, bir askeri, terhis olmasına bir gün kala yanıma çağırdım. Dedim ki; Ben senin tarikat üyesi olduğunu biliyorum. Ama bugüne kadar biz sana kötü muamele yapmadığımız gibi, seni rahatsız edici bir tavırda bulunduğumuzu da zannetmiyorum. Sizin bu tarikatçı tavır içinde nasıl bir çizgide yetiştirildiğinizi bana açıklıkla söyleyebilir misin veya sizin yanlış bir yolda olduğunuzu hissedecek şekilde kafanızda sorular oluşturabildik mi? Bana, ‘Beni artık o söz konusu tarikatın üyesi olarak görmeyin komutanım’ dedi. Ben de, ‘Biz o tarikatları biliyoruz. Ama, o ekibin elemanı olarak, sen bu tarikatın nasıl çalıştığını, nasıl örgütlendiğini yazabilir misin?’ dedim. Bu çocuk bana 30 sayfa yazdı.
ASKERİN YAZDIKLARI
Neler yazdı?
Türkiye'de yurtlara öğrenci kazandırmak için ne gibi yollar uyguladıklarını yazdı. Diyor ki, ‘Biz öncelikle ilköğretim, ortaokul ve lise düzeyindeki okullar çevresinde ev tutarız veya o çevrede dolaşırız’. Nedeni de, o okulun bahçesinde oyun oynayan veya okul çıkışı bazı gençleri bularak arkadaşlık kurmakmış. Sonra o çocukların aileleriyle tanışıyorlar.
Para yardımı yapıyorlar mı?
Paradan çok ders çalıştırıyorlar. Bir başka uç örnek vereyim. Şimdi sanatçı Kenan Kalav hepimizin tanıdığı birisi. Askerliğininin son günü, ‘Komutanımla görüşmek istiyorum’ demiş. Bana getirdiler. Dinliyorum seni dedim. Anlattı ve aynen şunu söyledi; ‘Ben milliyetçiydim ama Atatürk’ü bilmiyordum. Atatürk'ü öğrenmek için çaba sarfetmemiştim. Buraya iyi ki gelmişim komutanım. Şimdi, Atatürk milliyetçiliğini öğrendim. Şu andan itibaren ben Atatürk milliyetçisiyim.'
Eğitim sistemimizde mi bir yanlışlık var?
Atatürk okullarda, ‘Yalnız vatanı kurtardı, cumhuriyeti kurdu’ diye anlatılıyor. Bayramlarda da anma Atatürkçülüğü olarak veriliyor olsa gerek ki sistemi kavrayamıyorlar. Atatürk'ün yazdıklarından biz yararlanmazsak lafta Atatürkçü oluruz.
Kışladan çıkıp Burdur'a baktığımızda durum nasıl?
Burdur'un insanı otantik yapısını, geleneklerini sürdüren, birbirine bağlı, çağdaşlığa bağlı bir toplum yapısı var. Ancak, Burdur'a dışarıdan şırıngalar da var. Çeşitli atamalarla gelmiş bürokratlar dahil. Kaymakamlara bakın mesela... A bölgesindeki kaymakamların eşlerinin büyük kısmı türbanlı ise bir topluluğa eşiyle gelmiyorsa, kaymakamlar bayanlarla tokalaşmıyorsa bu bellidir. Ama, Burdur'daki kaymakamların eşleri başlarını açtı o ayrı bir konu.
BASKI YAPILMADI
Baskıyla mı açtınız?
Konuştuk.
Siz mi konuştunuz?
Ben de konuştum. Sayın valiler de devreye girdi. Bunlardan bazıları bayan eli sıkmıyordu, hanımları da toplantılara gelmiyordu.
Ve, bunlar kaymakamdı öyle mi?
Tabii ki...
Hangi iktidar döneminde oldu bu?
Her dönemde var. Bugün de Türkiye'de aynı durumda olan kaymakamlar var.
Başka dış etkenler nedir?
Yıkıcı, bölücü tarikatlar, ekonomiyi, basını, bir de eğitimi kullanmak isterler. Bu üçü önemlidir.
Burdur'da hangisini kullandılar?
Bunların içinde büyük bir olasılıkla para ve eğitim.
Basını kullanabildiler mi?
Bu konuda pek başarılı olamadılar. Burdur'daki basın çağdaştır. Burada istediklerini yapamadılar. Ama, Türkiye genelindeki basını kullandılar. Benim aleyhimde pek çok yazı çıktı.
Hiç tehdit aldınız mı
Zaman zaman hatırımızı soranlar oluyordu. Telefonla, mektupla...
TEHDİT ALDIM
Ölüm tehdidi mi?
Öbür dünyada ceheneme gideceksin, adından utan, senin adın Arap ismine uyuyor ama hiç de öyle düşünmüyorsun gibi tehditler aldım.
Hiç çekindiniz mi?
Hayır. Çünkü, doğru bildiğimizi yapıyoruz. TSK'nın çekincesi olamaz. Biz insanları bölüp parçalamaktan yana olamayız. Bakın, mesela Türkiye'de başörtüsünde ilk ateş, kıvılcım buradan çıktı. Törenlerde, imam hatip lisesinden hiç kız öğrenci görmüyordum. Çünkü, hepsi başını kapatmış. Oysa, Burdur'un kendisi çağdaş. Ve sonuçta, kız öğrencilerin milli güvenlik derslerine bu şekilde giremeyeceklerini bildirdim. Ondan sonra kıyamet koptu. Gazeteler sıkıyönetim ilan edildi diye yorumladı.
Şu anda okullarda başlar açık mı?
Burdur'da Anadolu İmam Hatip'le birlikte 8 imam hatip lisesi vardır. Bütün öğrencilerin başları açıktır. Bu Türkiye'de ilk. İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya'da bile böyle bir başarı kazanıldığını zannetmiyorum. Hepsi bayramlara katılır. Sonuçta hepsi başını açtığı gibi, Bucak'ta ve Burdur'da imam hatipin kız öğrencilerine trampet aldık. Kıyafetlerini tamamladık.
Çok tepki çekmeniz bu yüzden olabilir mi?
Mümkündür. Yüzüme karşı bir şey söylenmedi. Başörtüsü konusunda bir vali yardımcısı, sonra buradan bir başka yere atandı. Öğrenci velilerini valiye gönderiyor, ‘Biz çocuklarımızın başını açmak istemiyoruz’ dedirtiyordu. Burdur'un akciğerlerini tıkamak istiyorlar.
Burdur'un önemi nedir?
Burdur'un önemi şu, Burdur otantik yapısını koruyor. Burdur Türk insanının özelliklerini koruyor. Burdurlular kanaatkardır, dost canlısıdır. İnsanların bu özelliğinden istifade ederseniz kötüye çekersiniz, kendi tarafınıza çekebilirsiniz. Burdur insanı çok zengin değildir. 130 bin civarında göç var Antalya'ya. O anlamda da kritik. Eğer, Burdur'da bir değişiklik olursa 130 bin kişi Antalya'yı da etkiler.
Onların amacı Antalya'ya ulaşmak mı?
Bu benim tamamen sivil düşüncem. Antalya şu anlamda kritik. Antalya'da amaçlarına ulaşırlarsa, turizme açılmış, insanların sokaklarda rahatlıkla dolaşabildiği bir şehirde bu değişimi sağlarlarsa, Türkiye'de çok büyük bir moral gücü kazanırlar. Antalya bu anlamda kritik bir yer. Şimdi, ben size bir örnek vereyim. Hiçbir okulda ilköğretim öğrencilerinin özel yurtlarda barınmaması lazım. Ama, Fethiye'den kalkıp gelmiş bir öğrenci Burdur'un ilçelerinden birisindeki tarikatçı bir yurtta kalıyor. Orada okuyor. Antalya'nın Serik'inde okul yok mu?.. Aralarında oradan alıp getirdikleri öğrenciler var. Burdur'da bir tarikatçı yurt var. Öğrenci dersten çıkıyor. Okulun çevresinde bulunan evine gitmiyor, yurda gidiyor. Bu nedir?..
Halen böyle mi?
Buralar kapandı.
BAZILARI FARKINDA DEĞİL
Siz gidiyorsunuz diye sevinenler var mıdır?
Ben giderim bir başkası gelir. Onlar, Atatürkçü düşünceden ve çağdaş gençlerden korksunlar.
Bu tür gerici faaliyetlere destek verenler çıkıyor mu?
Ben onların hala tehlikenin farkında olmadıkları kanaatindeyim. Mühendis olmuş ama, ‘Ne olacak, başörtüsü nedir? Çocuğumu tarikatçı bir okula göndersem ne olur?’ diye düşünüyor.
Atatürk'ü anlatmaya devam edecek misiniz?
Akdeniz Üniversitesi Rektörü Yaşar Uçar bey, benim üniversitede ders vermemi istedi. Bu teklif beni heyecanlandırdı.
Kabul ettiniz mi peki?
Çok mutlu oldum. Bana ihtiyaç duydukları taktirde çalışacağım.
KİM?
1944 doğumlu. İlk ve orta öğrenimini Ankara'da yaptı. 1965 yılında Kara Harp Okulu'ndan mezun oldu. 35 yıllık askerlik yaşamı kıta komutanlığı yaparak geçti. 7 yıl tabur, 2 yıl alay, bir yıl da tugay komutanı yardımcılığında bulundu. 4 yıl da karargahlarda çalıştı. General olmadan önceki görev yeri Kara Harp Okulu Öğretim Başkanlığı Plan Program Şube Müdürlüğü'ydü. Oradan terfi ederek 4 yıl önce geldiği Burdur'da garnizon komutanlığı yaptı. Askeri Şura'da emekliye sevkedildi, geçtiğimiz çarşamba günü görevi teslim etti.
KİMDİR ?