Güncelleme Tarihi:
İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Nizami Hakan Tokol katıldı.
Duruşmada sorgusu yapılan Tokol, “Hasır Restoran”ın ortaklarından olduğunu belirterek, işçilere çok karışması nedeniyle babası Ercüment Tokol ile aralarında anlaşmazlıklar bulunduğunu söyledi.
Ortaköy'deki bir restoranı açarken babasının kendisinden habersiz olarak oturduğu evi ipotek ettirdiğini, ardından da evlerine haciz geldiğini kaydeden Tokol, bu nedenle oturduğu evi bankadan yeniden satın almak zorunda kaldığını ve büyük bir borcun altına girdiğini ifade etti.
Bu arada işte yaşadığı stres ve gerginlikler yüzünden psikolojik tedavi görmeye başladığını ve babasını görmemek için bir süre işe de gitmediğini kaydeden Tokol, bu sürede babasının sık sık telefon açarak işin başına dönmesini istediğini ve işlere karışmayacağını söylediğini anlattı.
Nizami Hakan Tokol, bunun üzerine eşi Gülşen Tokol ile konuşarak işe geri döndüğünü, ancak babası Ercüment Tokol'un 1-1,5 ay sonra yeniden işlere karışmaya başladığını, yeni evlendiği eşi ile çocuğunu restorana getirdiğini ve bu durumun yeniden üzerinde baskı yarattığını bildirdi.
İşlerinin de bozulmaya başladığını ifade eden Tokol, babasının bir gün işe yeni bulduğu ortakların kendisini istemediğini söylemesi üzerine aralarında tartışma çıktığını kaydetti.
Tartışma sırasında babasının da “Seni işten çıkarıyorum, evlatlıktan reddettim” şeklinde konuşması ve olayın büyümesi üzerine otomobiline binerek Şişli'ye gittiği söyleyen Tokol, ilaç alıp sakinleştikten sonra eve döndüğü ve eşine herhangi bir şey belli etmediğini anlattı.
Tokol, tartışmada babasına “Sana tabutumu taşıma zevkini yaşatacağım” dediğini ve babası Ercüment Tokol'un da intihar etmesinden endişelendiği için ertesi gün amcasını evine gönderdiğini, eşi Gülşen Tokol'un bu durumu öğrenmesi üzerine çok sinirlendiğini söyledi.
“EN SON 'SUS' DEDİĞİMİ HATIRLIYORUM”
Tokol, Mahkeme Heyeti Başkanı Niyazi Aydın'ın, sadece olayı anlatmasını istemesi üzerine, olay günü 10 yaşındaki kızı Selen Tokol ve eşi Gülşen Tokol'un yatak odasında, kendisinin de kızının odasında uyuduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Kızım uyandı ve salona gidip televizyonu açtı. Ben de eşimin odasına girdim. Bana hemen 'Sen yine mi evdesin?' dedi. Yatağına oturdum. Yanağından öpmek istedim. Bana tokat attı. 'Çekil yanımdan benim, sen ne biçim adamsın, sen ne biçim babasın Allah belanı versin' dedi. Ben yine de alttan alıyordum. Beni istemediğini, kızımızı alıp Almanya'ya ablasının yanına gideceğini söyledi. Bağırmamasını çocuğun duyacağını söyledim ama bağırmaya devam etti.”
Her tartışmalarında sigara içmek ve sakinleşmek için mutfağa gittiğini, olay günü de aynı şeyi yaptığını söyleyen Tokol, “Ben mutfağa giderken eşim bağırıyordu. En son 'sus, sus' dediğimi hatırlıyorum. Gerisini hatırlamıyorum. Neler olduğunu iddianameden öğrendim. Zaten ne olduğunu bana anlatacak kimsem yok” dedi.
Nizami Hakan Tokol, daha önce verdiği ifadelerinde “tartışmadan sonra kendini kaybettiğini, kendine geldiğinde eşini yatak odasında yerde, kızını da yatakta hareketsiz şekilde yatarken gördüğünü, daha sonra yeniden kendinden geçtiğini” söylediği hatırlatılınca bu ifadelerinin doğru olduğunu kaydetti.
Tokol, “Tüp bebek yöntemiyle sahip oldukları kızına çok düşkün olduğu, eşiyle zaman zaman tartıştığı ancak kendisine hiç şiddet kullanmadığı” yönündeki ifadelerini de kabul etti.
Tokol'un tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, dosyadaki eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
2 KEZ MÜEBBET HAPİS İSTEMİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Nizami Hakan Tokol'un 8 Mayıs 2006 tarihinde Teşvikiye Avukat Süreyya Ağaoğlu Sokak'taki evlerinde eşi Gülşen Tokol'u bıçaklayarak ve kızı Selen Tokol'u da boğarak öldürdüğü gerekçesiyle 2 kez müebbet hapis cezasına çarptırılması isteniyor.