Güncelleme Tarihi:
KUŞATMAYLA KARŞI KARŞIYAYIZ
“Türkiye diğer alanlarda olduğu gibi ekonomide de bir kuşatmayla karşı karşıyadır. Gezi olaylarıyla başlayan, 17-25 Aralık girişimiyle devam eden, 15 Temmuz hain darbe girişimiyle bir üst aşamaya taşınan saldırıların bir müddet daha devam edeceği açıktır. Türkiye’nin milli onurunu, şahsiyetini hedef alan bu atakların farklı biçimlerine karşı da hazırlıklı olmalıyız.
Yaşadığımız hadisenin ne 1994 kriziyle ne 2001 kriziyle ne 2007 kriziyle bir ilgisi yoktur. Gerçekten bambaşka bir durumla karşı karşıyayız. Bu saldırılara karşı Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile ekonomi birimlerimiz gereken adımları atıyoruz, atmaya devam edeceğiz. Kurun geldiği yerin ekonomik izahı olmadığı gibi, biz kur şöyle oldu böyle oldu demek suretiyle ‘Battık, bittik’, böyle bir şey yok. Türkiye’nin ekonomik dinamikleri sağlamdır ve yerinde olmaya da devam edecektir.
DURUŞUMUZDAN TAVİZ VERMEYECEĞİZ
Duruşumuzdan taviz vermeyeceğimizi bir kez daha ilan ederek tavrımızı ortaya koyduk. Diğer alanlarda da aynı şekilde yolumuza devam ediyoruz. Neler söylüyorlar: C planı... C planının arkasında yatan gerçek şu. Nedir? ‘Sermayeye el koyma.’ Ya sen benim hafıza kayıtlarımı nereden okuyorsun? Bunlar falcı mıdır, nedir? Anlamak mümkün değil. Böyle bir şey mi açıkladık? Neden bunu söylüyorsunuz? Bunlar maalesef gerçekten ihanet şebekesi. Ama biz bunlara yüz vermeyeceğiz. Gereği ne ise bu tür spekülasyonları yapanlara da gereken bedelini ödeteceğiz. Bunların da inlerini başlarına geçireceğiz.
Asıl mesele Türkiye’yi hedeflerinden ve ısrarla dile getirdiği hak ve adalet arayışından vazgeçirmektedir. Maruz kaldığımız oyunların gayesi ülkemizi tekrar boyunduruk altına sokarak yüzdesi büyük ama içi boş bir kâğıttan kaplana dönüştürmektir. Kalıpları aşmak, ezberleri bozmak zorundayız. Ya bir yol bulacağız ya bir yol bulacağız. Bunun başka çıkışı yok. Adları, sanları, cüsseleri, kendilerine biçtikleri rol ne olursa olsun küresel sistemin kabadayıları, bedeli kan ile ödenmiş kazanımlarımıza, hoyratça destursuzca el uzatamaz. Hele hele sözüm ona hukuk namına hukuksuzlukları bize kimse dayatamaz. Türkiye’nin kırmızı çizgileri bellidir. Bizim gayemiz milletimizin huzur ve ehliyeti yanında, yakın komşularımızdan başlayıp bölgemize ve dünyaya istikrarın hâkim olmasıdır. Gazi Mustafa Kemal’in veciz ifadesiyle ‘Yurtta sulh cihanda sulh’, dış politikamızın temel önceliğidir. Nasıl bal bal diyerek ağız tatlanmazsa, sulh sulh diyerek barış tesis edilemez. Barışı sağlamanın yolu her alanda aktif olmaktan, güçlü olmaktan geçiyor.
BAŞARININ SIRRI SAVAŞA HAZIR OLMAK
Devletlerin başarısının sırrı şayet barış istiyorlarsa daima savaşa hazır olmalarında yatar. Her şeyimiz ile varız. İşte bunu Fırat Kalkanı’nda da Afrin’de de ortaya koyduk, yarın da koyarız. Suriye’de gerçek anlamda barışın ve huzurun sadece ülkemizin güvenliği sağladığı yerlerde bulunuyor olması bu sözün en açık ifadesidir.
Rusya ile memleketimizin çıkarlarının geliştiği doğrultuda ilişkilerimizde ilerlemeler sağladık. Körfez’deki kardeşlerimizle yoğun bir mesai içerisindeyiz. Orta Asya ziyaretlerimizi sıklaştıracağız.”
EKONOMİK TERÖR KİŞİLİKLERİ VAR
Döviz kuru, özellikle ekonominin kuralları içindeki makul seviyesi neyse en kısa zamanda oraya da oturacaktır. Hiç endişe etmeyin, bu konuda rahat olun. Ülke olarak bu süreçte serbest piyasa ekonomisinin kurallarından asla taviz vermeyeceğiz. Aksi yönde çıkartılan söylentilere itibar edilmemelidir. Sosyal medya üzerinden birçok ekonomik terör kişilikleri var. Onların yaptığı çalışmalar var. Yargımız tedbirini almıştır, üzerine gidiyor. SPK (Sermaye Piyasası Kurulu) ile üzerine gidiyoruz. Gereken cezayı bunlara da uygulayacağız. Çünkü bütün bunlar bu vatana ihanettir. Bu ihanet şebekelerine de ‘elini kolunu sallayarak gezebilirsin’ demeyeceğiz, dedirtmeyeceğiz.”
İSTEDİĞİN KADAR BAŞKAN OL
Atılan adımlara baktığınız zaman bunun Dünya Ticaret Örgütü’nün umdeleriyle (ilkeleriyle) yakından uzaktan bir alakası var mı? ‘Ben yaptım oldu’ diyemezsin. İstediğin kadar başkan ol, ne olursan ol. Akşam yatıp sabah kalkıp ‘Demir çeliğe şu kadar vergi koydum’ diyemezsin. Ülkeler bütün hesabını bunun üzerinden yapıyor ve adım atıyor. Bir taraftan stratejik ortak olacaksın, öbür taraftan stratejik ortağına, evet, ayaklarına kurşun sıkacaksın. Bunlara eyvallah etmemiz mümkün değildir.