HAFIZ EL-ESAD ("BÜYÜK SURÄ°YE" DEDÄ°; OTUZ SENE HÜKMETTÄ°) OrtadoÄŸu'nun tüm "demirbaÅŸa kaydolmuÅŸ" liderleri, birer birer sahneden ayrılıyor. Kral Hüseyin'in

Güncelleme Tarihi:

HAFIZ EL-ESAD (BÜYÜK SURİYE DEDİ; OTUZ SENE HÜKMETTİ) Ortadoğunun tüm demirbaşa kaydolmuş liderleri, birer birer sahneden ayrılıyor. Kral Hüseyinin
OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 07, 2000 00:00

HAFIZ EL-ESAD ("BÃœYÃœK SURÄ°YE" DEDÄ°; OTUZ SENE HÃœKMETTÄ°) OrtadoÄŸu'nun tüm "demirbaÅŸa kaydolmuÅŸ" liderleri, birer birer sahneden ayrılıyor. Kral Hüseyin'in ardından Hafız el-Esad da nakl-i mekân eyledi.Bütün haber ajansları inledi... Bangır bangır..."Åžam Arslanı öldü!.."Anında, iki önemli sual:Suriye halkının sadece azınlığını temsil edebilen bir adam nasıl "Åžam Arslanı" olur?(Sorunun cevabı, Suriye'nin köklü tarihinden getirdiÄŸi özelliklerinde gizli.)Hafız Esad'ın ölümünün nesi sürpriz?Suriye liderinin hastalıkları uzun bir liste oluÅŸturuyordu. Tıbbın ve ülkesinin tüm imkânları, onu ancak 69 yaşına kadar taşıyabildi. Ölmesi, aslında, çok uzun sürdü. Hama'da öldürdüğü binlerce insanın "AHHH..."ı tutmuÅŸ olabilir. Böylesine uzun süre acı çekmesini baÅŸka türlü izah etmek mümkün deÄŸil.Ansiklopedilere bakarsanız, "ESAD", Arapça'da "saadet"ten geliyor. Aslı, "es'ad". En mutlu, daha da mutlu, mes'ud, çok hayırlı manalarını taşıyor. Meydan Larousse'un verdiÄŸi örneklere göre "es'ad-ı eyyam" gündüzlerin en mutlusu; "es'ad-ı leyal" gecelerin en mutlusu demek.Hafız Esad OrtadoÄŸu için ne kadar "saadet" anlamı taşıyordu? Karar vermek güç.Ä°ktidar nasıl el deÄŸiÅŸtirecek? "Yahu, istikrar deyip duruyorsun. Ne yani, istediÄŸin Suriye tipi bir istikrar mı?"Hayır. Siyasi ve belki de, toplumsal istikrar derken, kastettiÄŸim ÅŸu: Ä°ktidarın nasıl el deÄŸiÅŸtireceÄŸinin kuralları belli mi?"Sahi, istikrar var, istikrar var... Hangisi?Hafız Esad'ın ölümünü izleyen ilk hafta içinde, TV'deki bir açık oturumda, çok yakından tanıdığımız entellektüellerimizin sözleri bu."Ä°ktidarın nasıl el deÄŸiÅŸtireceÄŸinin kuralları belli mi?"Suriye'de belliydi: kendi çapında tabii... Büyük oÄŸlunu bir trafik kazasında (?) kaybeden Hafız el-Esad, küçük oÄŸlu BeÅŸar'ı -çoktan- halef tayin etmiÅŸti. Ä°ngiltere'de okumuÅŸ, Phil Collins dinleyen, göz doktoru, kendi halinde bir genç adamın hayatını mahvetmek pahasına.'Amma da ÅŸom ağızlısın' demeyin.Benzer bir günahı Indira Gandhi iÅŸlemiÅŸti. Ä°ki oÄŸlundan büyüğü, Rajiv, pilot olmuÅŸ, üstelik Ä°talyan bir dilber hatun ile evlenmiÅŸti. Çoluk çocuÄŸa karışmış, mazbut bir aile babasıydı. Romantik idi; çok bunaldığı anlarda bir uçağın kokpit'ine girip derin düşüncelere daldığı rivayet edilir. Indira baktı ki, büyük oÄŸlan fazla duygusal; hem kendi hem de güzel karısı iktidar hırsıyla yanıp tutuÅŸan küçük oÄŸlu Sanjay'ı halef seçti. Hayatın cilvesine bakın ki, Sanjay gencecik yaşında beklenmedik bir kazada bu dünyaya veda ediverdi. Indira bu sefer dört elle büyük oÄŸluna sarıldı. Ä°ÅŸ baÅŸa düşmüştü: Rajiv de güzelim uçaklarına veda etti, siyaset öğrendi. Bir suikasta kurban giden annesinin yerine iktidar koltuÄŸuna oturdu. Elinden geleni yaptı, ama annesi gibi bir suikast kurbanı olmaktan kurtulamadı. Dürüst, güzel bir insan yok edilmiÅŸti: Sonja dul, çocukları yetim kaldı. NeymiÅŸ? Indira Gandhi'nin politika gündemi bunu gerektiriyordu.Liderlerin çocukları, belki büyük imkanlarla yetiÅŸiyor, tahsillerini imrenilecek okullarda tamamlıyor, ama ne yazık ki, kendi seçtikleri hayatı yaÅŸayamıyorlar. Tapkı, hiçbirimizin anne ve babasını seçemediÄŸi gibi...Neyse, biz yine Hafız el-Esad'a dönelim.Ä°stikrar?Suriye'nin tek önemli limanı Lazkiye yakınlarındaki Kardahe'den çıkma, yoksul bir Alevi ailenin oÄŸlu, 27 yaşında Humus Askeri Akademisi'nden mezun olunca, üç yıl sonra, savaÅŸ pilotu olarak eÄŸitilmek üzere SSCB'ye gönderilir. Tıpkı, Mısır-Ä°srail Ekim Savaşı'nın kahramanı, ÅŸimdiki Mısır Devlet BaÅŸkanı Hüsnü Mübarek gibi... Ama, Hüsnü Mübarek binlerce kiÅŸinin katili deÄŸil. Hafız Esad, Müslüman KardeÅŸler'i bertaraf etmek uÄŸruna, Åžubat 1982'de Hama kentini yerle bir etti: 20 bin kiÅŸiyi katletti.Ä°stikrarın bedeli, mutlaka, eli kanlı liderler ve katliam mı olmalı?Hafız el-Esad, Suriye'de yoksul, küçük imkanlı köylünün baÅŸkaldırısının timsaliydi. Ãœlkenin büyük toprak sahipleri, çoÄŸunluÄŸu oluÅŸturan (toplam nüfusun yüzde 70'i) Sünni Müslümanlar. Sünniler'in hegemonyasına karşı bilenen öfke dalgasıyla Hafız el-Esad'ı iktidara taşıyan.Hafız el-Esad, MiÅŸel Eflak'ın Åžam'da Salâh el-Bitar ile kurduÄŸu "Arap DiriliÅŸ Partisi" geleneÄŸinin son halkası. "Baas" diriliÅŸ demek. Hafız el-Esad 1946'da Baas Partisi'ne katılmıştı. Ertesi sene, ilk Arap-Ä°srail Savaşı patlak verdi. Suriye'de artarda darbeler yaÅŸanırken, Hafız el-Esad 1953'de Askeri Akademi'den mezun olup Hava Kuvvetleri'ne girdi. 1958'de Mısır'a gitti, askeri eÄŸitim için.1963'de Baas'cılar iktidara gelince, ertesi sene -daha evvel ordudan ihraç edildiÄŸi halde- Esad generalliÄŸe terfi ediyor ve Hava Kuvvetleri Komutanı oluyor. 1968'de Nurettin el-AttaÅŸi hükümetinde "Milli Savunma Bakanı", 1970'de darbe sonrası yeni hükümeti kuruyor. Çok ilginçtir, Esad hemen Moskova'yı ziyaret ediyor.14 Mart 1971'de sadece kendisinin aday olduÄŸu bir plebisitle, yedi senelik dönem için, Suriye'nin ilk Alevi kökenli cumhurbaÅŸkanı seçiliyor.Sonrasını, beÅŸ aÅŸağı beÅŸ yukarı, hepimiz biliyoruz.Nirengi noktası..."Ä°srail eÄŸer Golan'ı kendi sınırı yapmayı planlıyorsa, Suriye de Golan bölgesini, ülke topraklarının merkezine yerleÅŸtirecek yeni bir plan yapacaktır..."12 Nisan 1986 tarihli Economist'in Hafız el-Esad için verdiÄŸi bir alıntıdan (tarihi: Åžubat 1986).Hafız Esad yukarıdaki tehdidi gerçekleÅŸtirmek zorunda kalmadı. Allah'tan... BaÅŸta ABD olmak üzere, OrtadoÄŸu siyasetinin tüm aktörleri, "Mısır'sız savaÅŸ, Suriye'siz barış" olmayacağının farkında idiler. Bu idrak sayesinde, Suriye'nin "âli menfaati" gerektiriyorsa, her türlü manevrayı yapabileceÄŸini hiç saklamayan Hafız Esad, onca hastalıkla boÄŸuÅŸurken, asıl hedefine ulaÅŸtı. 1967'deki Altı Gün Savaşı'nda kaybettiÄŸi stratejik Golan Tepeleri'ni geri almayı baÅŸardı. Söke söke almak diye buna denir. Zira, Hafız Esad'ın kâbusu, ABD'nin baskısı altında, Ä°srail ile barışa zorlanan Arap ülkelerinin Golan Tepeleri'ni pazarlık dışı bırakması ihtimali idi. Golan Tepeleri'ni geri almak, Hafız el-Esad'ın dış politikasının nirengi noktasıydı.Kâbus son buldu, Hafız el-Esad da bu dünyadan göçtü. Ancak, ölümünden az önce, Cenevre'deki tarihi buluÅŸma, Suriye'den ne beklendiÄŸinin manidar iÅŸaretiydi. "Ä°mkansız" sanılan zirve, ABD BaÅŸkanı Clinton ile Hafız el-Esad'ı üç saat için bir araya getirmiÅŸti.Cenevre Intercontinental Oteli'nden sızan haber, BeÅŸar Esad'ın rolünü belirledi. ABD, Suriye-Ä°srail barış görüşmelerinin canlandırılmasını istiyor.Sözün özü, kâbus nihayete eriyor, ama Washington baskısı sürüyor. BeÅŸar Esad'ın "Babamın izindeyim" sözünün anlamı açık deÄŸil mi? Bu taahhüte girmese, neredeyse yirmi senedir kongre yapmayan Baas Partisi'nin (ne biçim parti ise???) baÅŸkanlığına seçilebilir miydi?Referandum sonucunda, BeÅŸar Esad'ın devlet baÅŸkanlığı onaylandığında, ABD'nin "barış takvimi" iÅŸlemeye baÅŸlayacak.Jülide ERGÃœDER - 7 Temmuz 2000, Cuma Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!