Güncelleme Tarihi:
ADALET Bakanı Sadullah Ergin, TBMM Adalet Komisyonu'nda anadilde savunma imkanı veren tasarının görüşmeleri sırasında Habur yanıtı verirken, muhalefet sözcüsü milletvekillerine "İnsanları tek tek dağlarda öldürerek bitirmek midir politikanız" diye sordu. CHP ve MHPli vekillerin tasarının Habur süreci sonrası PKK'nın dayatması Oslo ve İmralı ile yapılan pazarlıklar sonucu getirildiği iddialarına yanıt verirken, Ergin şu değerlendirmeleri yaptı:
"Haburu farklı değerlendirmeler yaflatalamak doğru değil. Habur nedir. Habur fikri yanlış bir fikir değildir ama ilerleyen dönemlerde sabote edilmiştir. Özü itibarıyla savaşan unsurların silah bırakarak ülkesine gelmesi adalete teslim olması bizim de nihayetinde varmak istediğimiz noktadır. Dağda çatışan unsurların silah teslim edip ülkeye gelmesidir. Silahlı yöntemlerle değil demokratik yöntemlerle müzakere yapılması için oluşturulmuş bir platformdu. Kötüye kullanılması sonucu yargı gereğini yapmıştır ve cezalar verilmiştir. Her türlü pozitif atmosfere katkı sunmak siyasetçinin görevidir.Siyaset kurumu bu sorunları çözmesi gerekir."
TÜRKİYE ARAP BAHARI YAŞAMAZ
"Sayın Faruk Bal bu tasarının Büyük Ortadoğu projesinin dayatması olarak geldiğini idida etti. Libya, Mısır, Suriye'den sonra sıra Türkiye'ye geldi dedi. Libya'da, Mısır'da, Suriye'de insan hakları sağlandığı için bu hareketler yaşanmadı. O ülkeledeki anti demokratik uygulamalara tepki olarak doğdu. Arap baharı diye adlandırılan hareketlerle Türkiye’nin ne ilgisi var. Türkiye Kophenhag kriterlerini karşılayan AB ile üyelik müzakeri yapan bir ülke. Arap baharında halka olarak takılacağını söylemenin çok doğru olmadığını söylemek istiyorum.
KİMSE BU ÜLKEYİ DAHA AZ SEVMİYOR
Türkiye'yi 36 dilli mi yapmak istiyorsunuz bölmek mi istiyorsunuz gibi endişeler dile getirildi. Her arkadaşımız bu ülkeye sevdasını bağlılığını içine katarak konuşuyor. MHP ve CHP'liler aynı endişeyi dile getiriyor. AK partinin. milletvekilleri de endişe duyuyor. Kimse diğerini memletekini daha fazla sever, ötekini ihanete varan eylemlerle ölçüp tartıp itham edemez. Herkes kendi doğrularına göre politika belirliyor. . Her 2 yılda bir halka giderek politikalarımızı test ediyoruz. Demokratik kontrole tabiyiz. İstemediği şeyi yaparsak, halk bizi ilk fırsatta gönderecektir.
KOMİSYON MADDELERE GEÇTİ
Adalet Komisyonu’nda dün sabah tasarının tümü üzerinde tartışmalar da tamamlandı ve maddelere geçildi. Komisyon saat 15.00'te yeniden toplanacak. Sabahki görümelerde Lozan ve BDP’lilerin fezlekeleri başta sert tartışmalar yaşandı. CHP ve MHP’li vekiller tasarının anayasaya aykırı olduğunu tekrarlayarak, Anayasa Komisyonu’na havale edilmesini talep ettiler.
BDP’LİLER PKK’LILARLA GÖRÜŞTÜ DİYE
YARGILANACAKSA BAŞBAKAN VE BAKAN DA YARGILANSIN
CHP’li Dilek Akagün Yılmaz’ın tasarının Osla ve İmralı’da yapılan dayatmaların sonucu olduğunuz Başbakan’ın kamuoyu tepkisini azaltmak için BDP’lilerin fezlekelerini gündeme taşıdığını öne sürdü . Yılmaz, “BDP’liler PKK’lılarla görüştükler için fezleke hazırlandı. Başbakan Öcalan’la görüşmesi için Hakan Fidan’a talimat verdi. Sayın Bakan da Abdullah Öcalan’la görüşüldüğünü gerekirse yeniden görüşüleceğini söyledi. Aynı anayasal suçu o zaman kendileri işliyor O zaman Başbakan’ın da Bakanın da BDP’ller gibi dokunulmazlıklarının kaldırılıp yargılanmaları gerekiyor. Ama yargı Hükümet’in kontrolü altında” dedi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Yılmaz’ın bu sözleri üzerine, “Evet eskiden olsa kapatma davasına kadar götürürlerdi” diye tepki gösterdi.
LOZAN’DA YOK
CHP ve MHP’liler Alt Komisyon raporunda ana dilde savunma hakkına Lozan Anlaşmasının dayanak gösterildiğini bunun çok büyük bir yanlış ve tahrifat olduğunu bu ifadelerin Alt Komisyon raporundan çıkarılmasını istediler. CHP’li Yılmaz şöyle devam etti:
“AİHM’in bu konuda bize verdiği bir mahkumiyet kararı yok. Ulusla arası hukukta karşılığı olmayan bir düzenleme. Kanuna karşı hile yapılarak anayasayı değiştirilmek isteniyor. Komisyonda Prof Dr İzzet Özgenç’in de söylendiği gibi bu konu CMK’da düzenlenecek bir olay değil. Bu bir anayasa sorunu. Lozan’da azınlıklarla ilgili hakkın düzenlendiğini ve bu hakkın verilmesi gerektiğini söylüyorlar. Lozan’da böyle bir şey yok. Lozan’ı böyle bir talebi haklı göstermek için tahrif ederek kullanmalarını yadırgadım. Ana Komisyon raporunda o metin asla olmasın. Silahlı dayatmalarla bu ülke nereye kadar taviz verebilecek. Beşir Atalay’ın kamuda farklı dillerde hizmet için çalışmamız var diyor. “
BAL: ECDADIMIZ HESAP SORACAK
Diğer vekillerin değerlendirmeleri ise şöyle:
MHP'li Faruk Bal: Siz bu ülkeyi atalarından intikal etmiş bir tereke gibi yönetemezsiniz. Bunun hesabı sorulur. PKK’nın insan canını bile silaha dönüştürerek yaptığı dayatma sonrası hazırlanan bu tasarı millet bütünlüğünü etnik imtiyazlarla bozmaktadır. Sanığın savunması artık PKK terör örgütünün sansüründen geçecek. Bu kanun tasarısı, milletin, hukukun ve yargılanan kişilerin hayrına değildir. PKK terör örgütü ve küresel güçlere hizmet eder.
MİLLETE ATILAN PATRİOT
CHP'li Turgut Dibek: Bu tasarı milletin bağrına atılmış patriottur. Kör Sultan’mı sağır sultan mı herkes biliyor hukuka aykırı. Dağda teröristlerle kucaklaşıyorlar diye BDP'lilere fezleke hazırlanıyor. Ama kapalı kapılar ardından da devlette PKK ile kucaklaşıyor. BDP'lilerin dokunulmazlıkları bu yüzden kalkacaksa Başbakan’ın da dokunulmazlığını kaldıralım. Sırada anadilde eğitim var. Özerklik ile ilgili yasayı çıkarttık.
ÖZAL'IN ZEHİRLENMESİYLE İLGİLİ İLK AÇIKLAMA
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, zehirlendiği iddiasıyla mezarı açılan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın durumuyla ilgili dün ilk kez konuştu. Ergin, Adli Tıp raporunun beklenmesi gerektiğini ve Özal’ın naaşıyla ilgili son nihai kararının görülmesi gerektiğini vurguladı. Ergin şu değerlendirmeleri yaptı:
“Çok az kaldı. O çıktıktan sonra daha sağlıklı bilgilerle bunu konuşalım. Kıyısından, köşesinden birtakım bilgi kırıntılarıyla oluşturulan haberler üzerinden değerlendirme yapamam. Bilim heyetinin bu konudaki son nihai kararını görelim, ona göre değerlendirme yapalım. Hassas bir konudur. Eksik bilgilerle, kulaktan dolma değerlendirmelerle bir hüküm cümlesi kurmak, büyük sorumluluk gerektirir. Onun için dikkatli olmak gerekir diye düşünüyorum.”
Adli Tıp Raporu’nda Özal’ın naaşında dört ayrı zehir bulunduğu iddia edilmişti. Bu iddia için soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı henüz bir açıklama yapmamıştı.