Haberi şiirleştiren adam

Güncelleme Tarihi:

Haberi şiirleştiren adam
Oluşturulma Tarihi: Ekim 06, 2001 00:00

ORHAN VELİ, Refik Durbaş'ın şiirlerini okusaydı, mutluluk şiirleri yazardı.Benim gibi, hayatın içindeki şiiri keşfetmiş, hayatı şairaneliğe feda etmemiş, derdi.Gündelik yaşamımın her anında, bana kendini anımsatan bir Refik Durbaş dizesi bulunur.Onun şiirlerinin birbirine benzediğini düşünür, hep aynı şiiri yazıyor, kuşkusuna düşebilirsiniz.Yalınlığı ilke edinmiş bütün ustalar için geçerlidir bu soru.Hayat aynı mıdır ki, Refik Durbaş'ın şiiri aynı kalsın?İnsanın şiiri her ruh halinde aynı mıdır ki, onun şiiri değişmeyen bir ruh halini yansıtsın?Toplumsal grafiğimiz değişmiyor mu ki, onun şiiri değişmez olsun?Neden onun şiiri çok okunur, neden şiire en uzak insan bile onun şiirselliğinin çekimine kapılır?Uzunçarşı'daki tesbihci çırağından öldürülen bir çocuk yüzüne, depremzedelere kadar, bütün fotoğrafların şiirini yazmıştır.Çünkü belleğimize kazınan görüntüyü şiirleştirir. Belki de bu, türlerin karışımıdır. Resimaltıdır, ya da şiirin fotoğraflanışıdır.Haberlerin akışı, bizim günümüzün belirleyici unsurudur. Ya şairin?Bence şiirin toplumsal işlevini yerine getirmektedir Durbaş. Şiirin güncele karşı kalıcı sorumluluğunu simgeleyen şiirler yazar.Yeni kitabının adı: Şimdi: Haberler.Bu iki söz, televizyonun karşısında, sayfanın üstüne kapandığımızda, duyduğumuz heyecanı nötrleştiren iki kelime. Belirsize açılan hünsağ bir çağrışım.Haberler... Türkiye, dünya, bütün hüznüyle, sevinciyle önümüze geliyor.Refik Durbaş, haberlerin şiirsel anatomisini yazmış.Ustalık budur, değil mi? Haberin ardındaki şiiri yakalamak. Kuru cümleleri, edebiyatın büyülü gökkuşağının altından geçirmek.Refik Durbaş'ın şiirlerini okurken, gün olur Sait Faik'i hatırlarım, bir zamanın moda deyimiyle küçük insanın şiirini kendi kuşağı içinde keşfeden odur.Kuşağında bu özelliğiyle tektir.İyi şiire popülerlik kazandırmıştır.Hürriyet Gösteri'de Şimdi: Haberler üzerine onunla yapılan söyleşide; güncel bir haberin şiire dönüşünü, haberin bir şairi etkileyişini, yani bir şiirleşme sürecini bize anlatıyor:‘‘Birinci bölümde böyle gazete haberlerinden yola çıkarak yazdığım şiirler yer almakta. Taş ve Kurşun şiiri mesela, İsrailli askerlerin saldırısına maruz kalan bir babanın, bir varilin arkasına sığınarak oğlunu ölümden korumasının şiiri... Televizyonlar yayınlamıştı canlı ölüm olarak. Çok etkilenmiştim. Habersiz Ölüm, 17 Ağustos depreminin şiiri...’’Bir şairin güncel bir olaydan, haberden yola çıkıp şiir yazması olağan.Ben niye aldım bu konuşmadan bir bölümü buraya?Güncelin şiirini yazmak çok zordur. Sıradan imgelerle, sıradan benzetmelerle, söz oyunlarının tuzağına okuru düşürerek başarılı olmaya çalışmıyor da ondan.Şiir tarihinde buna benzer örnekler çok, ben burada andığım haberleri bilenlerin bu şiirleri okumasını istiyorum.Mukayese yapabilsinler diye.Taş ve Kurşun'da söylediklerimi destekleyen şiir anlayışını bulacaksınız:‘‘Çocuk, hissiz ekranıyla televizyonun/gazetenin kara katran sayfası arasında/baba, çocuğu ile çocukluğu arasında/taşa inat, kurşuna lánet/çocukluğunu bağışlıyor oğlunaÖlüyor çünkü çocuk/taş ile kurşun arasındaVe bedeni taşın inadına/kurşunun lánetine karşı/taş ve kurşun olarak kalıyorHayat ile ölüm arasında.’’Şiirin anlaşılırlığı, okurunun halesinin (ayçası) büyüklüğünü gösterir.Çünkü haberler geçicidir, etkisi 24 saate dağılır gider.Şiirleştirince, edebiyatın kalıcı gücü, bunu belleklerimize mıhlıyor.Habersiz Ölüm; haberin, güncelin kalıcı şiire yükselişinini öyküsü:‘‘Sevinci sevdayı tarif mümkün de/acıyı, bir de ayrılığı/hayatın hangi kefesine koyup/ölüme merhem yapacaksın?/Çünkü umut dengini sarıp gitmiş/adı bilinmez bir diyara...Hayatın sevinci ve sevdası da...Oysa ay, vaktinde gelmişti/güneşle randevusunaDeprem erteledi ışığını...’’Arka Bahçe şiirinden sonraki şiirler, hepimizin hayatında imgesel ve gerçek arka bahçeler üzerine çok güzel çeşitlemeler.Yalnızlık, küçük kırılmalar -ki bütün bir ömrün kaderini tayin eder -birden kendi şiirimizi hayal etme demleri, acıdan şiir çıkarma, hüznü gülümsemeyle bastırma... Durbaş'ın şiirini bana sevdiren, hayatın her alanını kapsamasıdır. Yaşamdan hiç bir ögeyi onun şiiri ıskalamaz.Ne için okunur bir şiir, nasıl okunur?Refik Durbaş'ın yöntemince okuyun, zaten başkasını onun şiiri kabul etmez:‘‘Kara bir kalemle yazıldı/ak yazının aydınlığına:Kim okursa kalbince okusun/ne geçiyorsa gönlündenOnu okusun!’’DOĞAN HIZLAN'IN SEÇTİKLERİAşk-ı Memnu Halit Ziya Uşaklıgil ÖzgürKalderon Ailesi Moris Karako Belgeİslamın Mistik Boyutları Annemarie Schimmel KabalcıTartışmalar Memet Fuat AdamKaranfilsiz Hakan Şenocak Can
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!