Haberi kaldırın

Güncelleme Tarihi:

Haberi kaldırın
Oluşturulma Tarihi: Ekim 01, 2014 01:56

İstanbul Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri karsigazete.com’un ofisini basıp, bilgisayarların harddisklerini kopyaladı. Sitenin Genel Yayın Yönetmeni Emrah Dibek “Bir polis memuru, ‘Bir haberiniz varmış. Bu haberinizi kaldırın’ dedi” diye konuştu. Muhabir Emre Erciş ise baskının Tayyip Erdoğan’ın ses kayıtlarıyla ilgili yaptığı haberler yüzünden yapıldığını savundu “Herhalde birileri rahatsız oldu” dedi.

Haberin Devamı

BASILI yayınına son vermesinin ardından internet sitesi olarak yayın hayatına devam eden Karşı Gazetesi’nin internet sitesi karsigazete.com’un ofisine dün İstanbul Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri operasyon düzenledi. Ofiste kullanılan tüm bilgisayarların harddisk’leri kopyalandı. Sitenin Genel Yayın Yönetmeni Emrah Direk, “Şu bu yaptı demiyorum. Ama Karşı Gazete olarak siz de önümüze yatın diyorlar” dedi. Dün saat 10.00’da karsıgazete.com’un Mecidiyeköy’deki ofisine gelen Siber Suçlarla Mücadele ekipleri, mahkemenin arama ve el koyma tutanağını gösterdikten sonra çalışanların telefonlarını topladı, bilgisayarların harddisk’lerini teker teker kopyaladı ve bir süre sonra telefonları geri verdi. Sitenin Genel Yayın Yönetmeni Emrah Direk yaşananları şöyle anlattı:
“Bir polis memuru, ‘Bir haberiniz varmış. Bu haberinizi kaldırın’ dedi. Neden kaldıralım? Ama şunu da söylüyor. ‘Biz bunun için gelmedik. Bunu kapatın da demiyoruz. Size iyilik olsun diye söylüyoruz. Haberi kaldırırsanız sıkıntı yok.’ Hangi gerekçeyle? Kim bunu şikâyet etmiş? Üzerimizde baskı kurulmak isteniyor. Aynı çizgiden devam edeceğiz. Bizim de önlerine yatmamız isteniyor. Ama biz inatla dik duracağız. İnatla gerçeğin tarafında olacağız.”

Haberin Devamı

‘HANİ MONTAJDI’ DİYE SORDUM

Baskının yazdığı haberle ilgili olduğunu öne süren karsıgazete.com Muhabiri Emre Erciş ise şunları söyledi: “1 Eylül’de Mali Şube eski çalışanlarına ve açığa alınanlara bir operasyon yapılmıştı. Bu operasyondan sonra gözaltına alınan polislerin avukatlarına, ‘Savunmanızı bu CD’nin içindeki donelere göre yapın’ denilerek CD’ler dağıtıldı. O CD’lerden bir örnek aldım. İnceleyince şunu gördüm: Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, 30 Mart seçimleri sürecinde gittiği her mitingte ‘Yalan, montaj, bana kumpas kurdular, darbe girişiminde bulundular’ diye deklare eden Tayyip Erdoğan’ın ses kayıtlarının hiçbirinin montaj olmadığını gördüm. Bunu nasıl gördüm? Gizli ibareli, üzerinde aidiyet numaraları olan, TİB’in kayıt altına almış olduğu ve Erdoğan’ı dinlediler gerekçesiyle aleyhte delil olarak kullanılması için saklanan TİB belgelerinde gördüm. Bir gazeteci olarak kamu yararını gözeterek; çünkü birileri ‘Bu yalan, montaj’ diyor, devletin TÜBİTAK resmi kurumu olaydan 6 ay sonra hece hece montaj yapmışlar diye rapor veriyor ve bu rapor herkesten sır gibi saklanıyor, ben de bu raporun ve montaj iddialarının yalan olduğunu ortaya çıkardım. Burada ilginç olan bir şey var. Dün (önceki gün) TİB’le ilgili bazı tweet’ler attım. Şu an yazı dizisi başlatacağım. TİB’de 17 Aralık’tan sonra olan olaylar. Dün akşam da bunları duyurdum. Akabinde TİB organik bağlı bir siber bilişim suçlarının operasyon yapması. Herhalde birileri rahatsız oldu. Rahatsız olmaya devam etsinler. Belgeli bulduğum her haberi yaparım. Babam olsa, yolsuzluğa, hırsızlığa karışsa tanımam.”

Haberin Devamı

TGC: SANSÜRÜN YENİ ÖRNEĞİ

TÜRKİYE Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Basın Konseyi yaptıkları açıklamalarla, Karşı Gazetesi’nin internet sitesine polis tarafından yapılan baskını kınadı. TGC Yönetim Kurulu’nun açıklamasında ‘sansür’ vurgusu yapılarak, şöyle denildi: “Polisin internet haber sitesi karsigazete.com’u basması bu ülkede var olan sansürün yeni bir örneğidir. Halkın bilgi edinme hakkına indirilmiş yeni bir darbedir. Siyasi iktidarın, gazetecileri susturmaya ve korkutmaya yönelik baskı ve tehdit politikalarının yeni bir örneği ile karşı karşıyayız. karsigazete.com’a yapılan polis baskını, ortada bir yargı kararı bile olsa ülke insanı üzerinde yaratılmak istenen korku ve tedirginlik ikliminin süreceğinin bir habercisidir. Hak haberciliği yapan, araştıran, irdeleyen, sorgulayan gazetecilerin bu baskılardan asla etkilenmeyeceğini ve mücadelelerini sürdüreceği bilinmelidir. TGC olarak, iktidarı ve muhalefeti ile tüm siyasetçilerden dileğimiz cezaevlerine gazetecileri dolduran, medya kuruluşlarını polisle basan, düşünceyi ifade özgürlüğünü engelleyen bir ülke imajından kurtulmak için ivedi olarak parlamentoda önlem almaları ve çağdaş bir demokrasinin gereklerini yerine getirmeleridir. - DHA

Haberin Devamı

BASIN KONSEYİ: YAKIŞMIYOR

Basın Konseyi’nden yapılan yazılı açıklamada da devletin basın özgürlüğünü elindeki polis gücüyle susturmasının kabul edilemez olduğu belirtildi: “Özgürlüklerin tartışıldığı bir dönemde, medya merkezlerine yapılan polis baskınları, ifade ve basın özgürlüğünü savunan ülkelere yakışmamaktadır. Dünde kalan darbe dönemlerinden şikâyetçi olanların, bugün daha incitici tavır sergilemeleri gerçek demokrasi anlayışına ters düşmektedir. Basın Konseyi olarak hangi duruş ve düşüncede olursa olunsun, ifade ve basın özgürlüğünü engelleyen her türlü baskınların ve eylemlerin karşısında olduğumuzu bir kez daha yineliyoruz.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!