Ha gayret Türk sineması!

Güncelleme Tarihi:

Ha gayret Türk sineması
Oluşturulma Tarihi: Şubat 10, 2001 00:00



Haluk KALAFAT
Haberin Devamı

Yerli filmlerin toplam bilet içindeki payı artıyor ama hala yüzde 10'un altında

Son zamanlarda Türk sinemasının patladığından söz ediliyor. Gerçekten de bazı filmler belli bir gişe başarısı yakaladı. Biz ise rakamlara baktık: Kaç film üretiliyor? Kaç salonda gösteriliyor? Toplam bilet satışı içindeki payı ne? Rakamlar henüz çok küçük, ama bir ilerleme var.

Türk sinemasında bir kıpırdanma yaşanıyor. Son üç yılda, dağıtıma çıkan film sayısında dramatik olmasa da belli bir artış var. 1997'de 13, 1998'de 10, 1999'da 10, 2000'de 16 yerli film vizyon şansı bulmuş. Bu filmlerin kopya sayısı yani gösterildiği salon sayısı an az 20.

Yerli film üretimi belki hala düşük ama gösterim şansı her geçen gün artıyor. Üstelik satılan bilet toplamında yerli filmler payını her yıl artırıyor. 2000 sezonunda satılan toplam bilet içindeki payı yüzde 9.25 oldu. Bu oran 1999'da 6.9, 1998'de 5.5'ti.

Film üretiminin artışındaki ana neden geçtiğimiz yıllarda bir kaç filmin çok iyi iş yapması sonucu yapımcıların yeni bir motivasyon bulması. Ancak her film çok iyi iş yapmıyor. Bu durumda film endüstrisinin gelişmemiş olması sonucu finansmanı kendi öz kaynaklarından karşılayan yapımcılar hayal kırıklığına uğratıyor.

Son dönemde yapımcıları film üretmeye iten bir gelişme de televizyon kanallarının gösterim haklarını satın alma istekleri. Burada da bir çıkmaz var. Yapımcı iyi gişe yapabilecek ürününü erkenden satarak olası yüksek gelirini engelleme riskini göze alıyor.

YÜZDE 70 İKİ FİRMANIN

Türkiye'de ABD kaynaklı iki büyük dağıtım firması var: Warner Bros ve UİP. Onları yerli bir firma olan Özen Film takip ediyor. Geçen sezonun rakamlarına göre Warner Bros'un yüzde 39, UİP'nin yüzde 31, Özen Film'in yüzde 25, A&P'nin yüzde 3 ve Umut Sanat'ın yüzde 1 payı var. Geri kalan yüzde 1 ise bağımsız birkaç sinema salonu işletmecisine ait.

Özen Film'in dağıttığı film biletlerinin yarısı yerli filmlere ait. Ancak Warner Bros'un geçtiğimiz sezon yerli film bilet satışlarında yüzde 22,5'e ulaşmış olması.

89 KOPYALI GÖSTERİM

Yerli filmler, geçtiğimiz sezon toplam bilet satışlarında payını artırırken, toplam salon sayısında da büyük bir artış yakaladı.

Örneğin, Warner Bros'un dağıttığı ‘‘Abuzer Kadayıf’’ 75, ‘‘Balalayka’’ 71, Umut Sanat'ın dağıttığı ‘‘Dar Alanda Kısa Paslaşmalar’’ 61, Özen Film'in dağıttığı ‘‘Yol’’ 48 kopya ile gösterime çıktı. Yılmaz Erdoğan'ın filmi ‘‘Vizontele’’ ise 89 kopya ile gösterime çıktı.

Son dönemde yerli filmlerin vizyon şansı bulması, ‘‘İstanbul Kanatlarımın Altında’’, ‘‘Eşkiya’’, ‘‘Abuzer Kadayıf’’, ‘‘Propoganda’’ ve ‘‘Güle Güle’’ gibi filmlerin getirdiği yüksek gişe hasılatına bağlanıyor. Ancak yerli filmlerin salon bulma sorunlarını aşmasının yanı sıra dikkat çeken bir başka gelişme ise çok kopyayla gösterime girmeleri.

ANADOLU'DA SALON PATLAMASI

İlk bakışta bir filmin çok kopya yani çok sinema salonunda gösterime girmesi gişe başarısı getirir gibi görünse de bir garantisi yok. ‘‘Balalayka’’, 2. haftasında 400 bin, ‘‘Dar Alanda Kısa Paslaşmalar’’ 258 bin seyirciye ulaşabildi. Kopya sayısı ne kadar fazla olursa olsun hiç bir filmin gişe başarısı garanti değil. Örneğin ‘‘Eşkiya’’ 16 kopyayla büyük başarı kazanıp, talep karşılanamayınca 29 kopya daha yapılmış. Dokuz kopyayla‘‘İstanbul Kanatlarımın Altında’’ 600 bin kişiye ulaşmıştı.

Peki filmlerin çok kopyayla gösterime çıkmasının nedenleri neler? İlk neden, sinema salonları sayısındaki büyük artış. İkincisi izleyicinin ilgisinin üç ya da dört hafta sonra azalmaya başlaması. Öyle ki, gişesi düşen filmi, işletmeci 6 haftadan fazla oynatamıyor, çünkü zarara giriyor. Sonuçta salon yeni filmlerle desteklenmek zorunda kalınıyor. Üçüncü neden ise artık filmlerin Anadolu sinemalarında büyük kentlerle aynı anda gösterime girmesi. Anadolu'daki sinema salonlarının kaliteleri arttığı gibi sayısı da artıyor.

Haluk Kaplanoğlu (Warner Bros)

Seyirci artıyor

Warner Bros yerli filmleri en çok dağıtan firmadır. Warner Türkiye'ye özgü bir politika bu. Merkezi yıllar içinde ikna edebildik. Örneğin ‘‘Melekler Evi’’ni dağıttık, 30 bin kişi geldi. Sadece ekonomiyi göz önüne almış olsaydık, gişe yapacak iki filmle yetinirdik. Yaptığımız hesaplamalara göre seyirci artışı 1998'de bir önceki yıla göre yüzde 28, 1999'da yüzde 10, 2000'de yüzde 10. 2000'de 27.332.243 adet bilet kesilmiş. Warner Bros olarak Anadolu izleyicisinin filmleri haftalar sonra seyretmesini istemiyoruz. Kaliteli sinema salonları olduğu sürece, filmleri aynı anda tüm Türkiye'de gösterime sokmaya devam edeceğiz. Ama tek bir şart var, basılan fazla kopyanın maliyetini kurtarması gerekiyor.

Nizam Eren (Özen Film)

Kopyanın tanesi 3000 dolar

Gişe beklediğiniz filmi çok kopyayla çıkarırsınız. Ancak çok kopyaya rağmen az gişe yaparsanız maliyeti çok artırırsınız. Yerli filmde bir kopyanın maliyeti 2500-3500 dolarsa 80-100 kopyayla 300-350 bin dolar maliyet getirirsiniz. 55 kopyalık ‘‘Kahpe Bizans’’ 2.5 milyon izleyici topladı, 70 kopyalık ‘‘Abuzer Kadayıf’’ 1 milyon kişide kaldı. Öte yandan sinema salonlarının işleri de yavaşladı. 500 bin sınırını geçen tek bir film var. Bir nedeni korsan VCD piyasası. İkincisi ekonomi politikası. İnsanlar açken önce kültürden keserler.

Atıf Yılmaz (Yapımcı - Yönetmen)

Politik filmi göstermediler

Yerli filmler son zamanlarda dağıtım sorunu yaşamıyor. Çünkü bir kısmı büyük iş yapıyor. Dağıtım ithalci üç firmanın elinde. Bu firmalar para kazandıracak filmleri programlarına alıyorlar. Bu arada gösterime almadıkları filmler de olmuyor değil. Örneğin Yeşim Ustaoğlu'nun bence olağanüstü güzel filmi ‘‘Güneşe Yolculuk’’ vizyona çıkabilmek için aylarca mücadele etti. Politik filmi göstermeye yanaşmadılar. Tekel böyle bir soruna da neden oluyor.

Sebahattin Öner (A&P-Avşar Pinema)

Vurup kaçıyorlar

Bizim gibi küçük firmalar getirdiği filmi büyük bir firmaya vermiyorsa, salon bulmakta zorlanıyor. Çünkü büyük şirketler 60 - 70 kopyayla çıkıyor. Yerli film dağıtımına girmiyoruz, çünkü büyük yatırım gerektiriyor. İyi iş yapan birçok sinema salonu büyük firmalar tarafından kapatılmış durumda. Beyoğlu Alkazar, Beyoğlu Beyoğlu, Kadıköy Broadway gibi salonlar belli filmlerin sinemasıdır. Örneğin ‘‘John Malkovich Olmak’’ı getirdik, dört kopya Alkazar'da oynuyor. O filmi Fitaş'a koysak kaybolur. Bir filmin çok kopyayla gösterime girmesi dağıtımcının filmine güvenmemesinden. Vurup kaçma deriz buna.

Yusuf Karabol (Umut Sanat Filmcilik Sinemacılık)

Haberin Devamı
Film işi bir kumar

Amerikan sineması şu an piyasaya egemen. Ama Amerikan sinemasında yakında grev başlayacak, film sayısında düşüş olacak. Türk filmlerinde üretim arttı ama eskisi gibi çok iyi gişe sonuçları çıkmıyor. Seyircinin o andaki kararı çok önemli. Hollywood'da bile bunun kesin bir hesabı yok. Bu bir tür kumar. Mesela kimse ‘‘Kahpe Bizans’’ın 2,5 milyon kişi tarafından izleneceğini düşünmüyordu. Ama şimdi ‘‘Kahpe Bizans’’ benzeri bir film yapmaya kalksanız hiç bir gişe garantisi yok. ‘‘Dar Alanda Kısa Paslaşmalar’’ nitelikli bir filmdi ama iş yapmadı. Biz bu filmi öz kaynaklarımızla yaptık. Dolayısıyla insanların ceplerinden çıkan parayla yapıldığı sinemanın gelişmesi çok zor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!