Güzel Helen’i kim dıııt?
Güncelleme Tarihi:
Yunanlılar Truva filmine kızmış. Milliyetçi Ta Nea gazetesi “Troya: Brad Pitt Yes, Iliada No” diye başlık attı. Yani film bir halta benzemiyor, ama Brad Pitt için görmeye değer, diyor. Apoyevmatini ise, “Truva başka, İlyada başka” diyor, “Bu epik ve romantik filmi izlemek için, Homeros’un İlyada’sı hakkında bildiklerinizin hepsini unutmanız lazım.” Gazete bu arada, bir önceki (Sosyalist) hükümetin, filmin Yunanistan’da çevrilmesine izin vermeyerek ne büyük bir aptallık yaptığını da hatırlatıyor. (Bu eleştiri size tanıdık geldi mi?)
Bu iklim mi insanları ‘böyle’ yapıyor, yoksa 850 sene birlikte yaşamaktan mı Türkler ile Yunanlılar birbirine bu kadar benziyor, bilmiyorum...
*
Bu arada, bir İngiliz tarihçi, Bettany Hughes, ‘Troya’nın gerçek hikayesinin çok yakında gün ışığına çıkacağını’ iddia ediyor.
Tartışma konusu: Homeros’un 2.800 yıl önce kaleme aldığı İlyada’da anlattığı Truva Savaşı sadece bir efsane midir, böyle bir hadise yaşanmış mıdır?
Yaygın kanı, bunun bir efsane olduğu.
Hughes aksini savunuyor. Teb yakınlarında çıkarılan 3.300 yıllık tabletlerde anlatılan savaş, işte bu Truva Savaşı’dır, diyor. Türkiye’deki Hisarlık bölgesinde (ki Homeros’un Truvası olduğuna inanılıyor) bulunan yangın izleri de 3.300 senelik...
Gerçi bu tabletler henüz tam çözülememiş ama Truva kentine karşı düzenlenen seferden, Agamemnon ve Aşil’in muhteşem donanmasından bahsediliyormuş bunlarda.
Arkeologlar, zamanımızdan 3.300 yıl önce Yunanlılar’ın (ta o zamandan) gözünü Küçük Asya’ya diktiğini, burayı ilhak etmek için (megalolar ne olacak!) Truva kentine karşı büyük bir saldırı düzenlediğini, bu savaşın babadan oğula anlatıldığını ve 500 yıl kadar sonra, Homeros adlı kör bir şairin bunu kalema aldığını iddia ediyorlar. Homeros, konuyu (gazetecilik deyimiyle) biraz ‘salçalamış’, yani tuz biber katmış: Savaşa bir iki güzel kadın, bir aşk hikayesi, kıskançlık, krallar, prensesler ve bir de ... tahta at ilave edivermiş.
Demek ki MÖ 3 binlerde de, bir romanı başarılı kılacak sihirli formül aynımış: Asiller veya zenginler, aşk veya seks, kahramanlık veya entrika...
Hani Temel’in bu formüle göre yazdığı roman gibi.
Güzel Helen’i kim duzdi?
*
Not : İlyada ve Odyssea deyince gözümün önüne Akif gelir. Kars’ta, asteğmenlerin koğuşunda, üst ranzada ayaklarını sarkıtıp oturmuş, elinde palamut gibi kitap, herkesin isyanına, ‘Yetti lan! Susturun şunu...’ çığlıklarına rağmen, bize İlyada’dan pasajlar okuyan Akif!..