Güncelleme Tarihi:
100 hektarı Halep çamı olmak üzere 250 hektarlık ormanı yokeden yangınla ilgili bölgedeki Meşelik köylüleri, alevlerin piknikçi ateşinden çıkmadığını ısrarla söylerken, yangının başlangıç anına tanıklık eden bir kişinin anlattıkları da sabotaj veya kasıt iddialarını güçlendirdi. Kuyucak Koyu'nda teknesiyle denizdeyken saat 12.02'de ilk dumanın yükseldiğini teknenin kaptanı ve eşiyle gördüğünü anlatan İstanbullu mimar Soner Danyıldız şunları söyledi:
MÜDAHALEDE GECİKME
“Halep çamlarının tam üzerindeki noktada küçük dumanlar çıktığında önce birileri mangal yapıyor sandım. Saat tam 12.02 idi. Ancak teknenin Bodrumlu kaptanı orada piknik yapılamayacağını ve kesin yangın çıkmaya başladığını belirtince aynı anda Milas Orman Müdürlüğü’nü arayarak ihbarı verdik. Tam 20 dakika sonra bize dönüp, yangının nerede olduklarını sorduklarında dumanlar büyüyüp aleve dönüşmüştü. Israrla uçak ve helikopter göndermelerini istedik. 12.50’ye kadar hiçbir araç bölgeye ulaşmamıştı. Yeniden ısrar edip hatta memura hakaret ederek alevlerin çam ağaçlarını sarıp rüzgarla büyüdüğünü anlattıktan 20 dakika sonra, yani 13.15 sıralarında bir keşif uçağı gelerek inceleme yapıp döndü. Ardından bölgeye helikopterler geldiğinde dumanın çıkmasının üzerinden 1 saat 25 dakika geçmişti. Bir cenneti gözgöre göre yok ettiler. Yangının çıkış anında patlama sonrasını andıran, dumanın top şeklinde gökyüzüne yükseldiği anı fotoğraf makinamla görüntüledim. Aynı anda 2 kilometre uzaklıkta yine tepeden ve biraz daha ileride sahil kenarından dumanların çıktığını gördüm. Bunun bir kaza ve tesadüf olduğunu söylemek mümkün değil. Piknikçi ateşi de değil. Bu yüzde 100 kasıtlı bir olay ve sabotaj. Yangına anında müdahale edilseydi, bir helikopter gelip anında iki sorti yapsaydı, yangın bu kadar büyümezdi.”
ORMAN MÜDÜRÜ: GECİKME YOK
Milas Orman İşletme Müdürü Ayhan Bayrak ise yangına müdahalenin normal şartlarda yapıldığını belirterek “Yangına geç müdahale söz konusu olamaz. Yangına müdahale edecek helikopter Urla’dan gelip 25 dakika akaryakıt ikmali yaptıktan sonra hareket edebildi. Ayrıca yangının dağların tepesinde ve rüzgarın şiddetli olması facianın boyutunu arttırdı. Ayrıca bunların basit bir mangal veya piknikçi ateşinden çıktığını söylemek mümkün değil. Bu yörenin insanı, bu yörenin köylüsü böyle bir şeyi yapmaz. Yangınların altında daha ciddi konular aramak gerekir. Şimdi ekiplerimizi Kıyıkışlacık, İasos ve Akbük arasındaki ormanlık alanlara yönlendirdik, korkumuz oralara da ateş düşmesi” dedi.
YANGINLAR ARTTI
Bu arada Orman Bölge Müdürlüklerinden alınan istatistikler bu yıl yangın sayısı ve yanan alan miktarının arttığını ortaya koydu.
Manisa ormanlarını kapsayan İzmir'de 1 Ocak 16 Temmuz tarihleri arasında 2006 yılında 87 orman yangınında 121 hektar kül olurken, 2007 aynı tarihler arasında 144 yangında 298 hektar kül oldu.
Denizli'de 1 Ocak-16 Temmuz 2006 tarihleri arasında 39 yangında 9.36 hektarlık orman yandı, bu yılın aynı döneminde 57 yangın çıktı, 58.41 hektar orman kül oldu.
Uşak'ta 1 Ocak-16 Temmuz 2006 tarihlerinde 13 yangında 6.67 hektarlık ormanlık alan yandı. 1 Ocak-16 Temmuz 2007'de 14 yangında 5.84 hektarlık ormanlık alan kül oldu.
Çanakkale'de 1 Ocak-16 Temmuz 2006 arasında 14 yangında 10 hektar, bu yılın aynı döneminde 14 yangında 24 hektar alan kül oldu.
Muğla Orman Bölge Müdürlüğü sorumluluk sahasında Muğla ve Aydın'da 1 Ocak-16 Temmuz 2006 tarihleri arasında 146 yangında 61.9, bu yılın aynı döneminde 216 yangında 1082 hektar orman yandı.
Bu rakamlar içinde, yanan makilik, tarım alanı ve bozuk orman alanlarının bulunmadığına dikkat çekildi.