OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 30, 2003 00:00
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) BaÅŸkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, meslek liselerine ilginin azaldığı yönündeki söylemlere dikkati çekerek, ''Rakamlar gösteriyor ki, düşüş yalnız imam hatip liselerinde var'' dedi.Prof. Dr. Gürüz, Yükseköğretim Kurulu binasında yapılan Üniversitelerarası Kurul toplantısı öncesinde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.    Mesleki ve teknik eÄŸitim ile ilgili son günlerde kamuoyuna yansıyan sözlere açıklık kazandırmak istediÄŸini belirten Gürüz, meslek liselerinde el becerilerine dayalı eÄŸitim verildiÄŸini ve bu öğrencilerin hayata atılarak, yaÅŸamlarını hemen idame ettirebilmelerinin hedeflendiÄŸini anlattı. Bu eÄŸitimin genel liselerde verilen eÄŸitimden yaklaşık 6-7 kat fazla olduÄŸuna dikkati çeken Prof. Dr. Gürüz, ''Meslek liselilere büyük imkanlar yaratılmıştır, kimsenin hakkı alınmamıştır'' dedi.    Mesleki teknik liselerden meslek yüksekokullarına geçiÅŸ ve meslek yüksekokulunda gösterilen baÅŸarıya göre lisans programlarına dikey geçiÅŸ hakkına iliÅŸkin bilgi veren Prof. Dr. Gürüz, ''Bu durumda nasıl 'haksızlık yapılıyor' denilebilir, anlamak mümkün deÄŸil. Hak gaspı diye bir ÅŸey söz konusu deÄŸil'' diye konuÅŸtu.     ''MESLEK LÄ°SELERÄ°NE Ä°LGÄ° AZALMADI, ARTTI''     ''Mesleki ve teknik eÄŸitime ilgi azaldı'' ÅŸeklinde açıklamalar yapıldığına da iÅŸaret eden Prof. Dr. Gürüz, yıllar itibarıyla konuya iliÅŸkin rakamları verdi ve düşüş deÄŸil artış yaÅŸandığını söyledi. Prof. Dr. Gürüz, ''Rakamlar gösteriyor ki, düşüş yalnız imam hatip liselerinde var'' dedi.    ''Ä°mam hatip lisesi meselesini tüm çıplaklığıyla anlatmak istiyorum'' diyen Gürüz, sözlerini şöyle sürdürdü:    ''Milletimizin dini ihtiyaçlarının giderilmesi konusunda devlete büyük görevler düşmektedir. Anayasal bir kurumun, üniversitelerin, ülkenin insanlarının dini inançlarına karşı olması düşünülemez. Bizim böyle bir ÅŸeyimiz yoktur ama bu vesileyle, birisi genel liseler, birisi de din ağırlıklı genel liseler gibi Tevhid-i Tedrisat Kanunu'na tamamen aykırı, ruhuna aykırı iki kulvarlı eÄŸitim sisteminin oluÅŸmasına da laikliÄŸi temel ilke edinmiÅŸ bir ülkede, Cumhuriyette müsaade edilemez.''    Gürüz, Milli EÄŸitim Temel Kanunu'nun 32. maddesinde, imam hatip liselerinde dini hizmetlerin yerine getirilmesiyle görevli elemanların yetiÅŸtirileceÄŸinin belirtildiÄŸini, baÅŸka bir maddede de ''imam hatip okullarını bitirenler, kendi alanlarında yükseköğrenime geçebileceklerdir'' denildiÄŸini anlattı.    Prof. Dr. Gürüz, buna göre, imam hatip lisesi mezunlarının aslında ilahiyat fakültesi dışındaki alanlara baÅŸvuramayacağını ancak kendilerinin kimseye yasak koymadığını dile getirdi.    "Ä°SLAMÄ° ÃœNÄ°VERSÄ°TEYE DENKLÄ°K''    Prof. Dr. Gürüz, yabancı ülkelerden alınan diplomalara denklik verilmesi konusuna da deÄŸinerek, DışiÅŸleri Bakanlığı'nın, ''bir ülkenin bir üniversitesine iliÅŸkin kendilerine verdiÄŸi bilgiyi'' aktardı. Prof. Dr. Gürüz, ÅŸunları kaydetti:    ''Bu üniversitenin temel felsefesini, eÄŸitim verilen alanlara Ä°slami bakış açısıyla yaklaÅŸmak, diÄŸer bir ifadeyle bilginin Ä°slamlaÅŸtırılması oluÅŸturmaktadır. Ãœniversite yönetimi, Ä°slam ümmeti anlayışı çerçevesinde eÄŸitim vermekte ve yabancı uyruklu öğrencilerin büyükelçilikleriyle temas kurmasına olumlu yaklaşılmamaktadır. Yukarıdaki hususları bildiren filan büyükelçiliÄŸimiz, baÅŸkanlığını filanın yürüttüğü üniversitenin eÄŸitim felsefesiyle milli eÄŸitim hedeflerinin uyum içinde bulunduÄŸunu söylemenin mümkün görülmediÄŸini bildirmektedir. Bu raporu ben göreve baÅŸladıktan sonra iÅŸleme koydum. Daha önce iÅŸleme konulmuÅŸ olsaydı, bugün devletin önemli yerlerinde bulunan bazı akademik unvanlı kiÅŸiler bu unvanların sahibi olmayacaktı. Bu raporu görüp de bu üniversitenin denkliÄŸini kaldırmayan hiçbir kimse kanunlar önünde mesuliyetten kaçamaz.''    '''CESURSAN GEL DIÅžARI' YAKLAÅžIMI''    Yükseköğretim Kanunu'nda yapılması düşünülen deÄŸiÅŸikliklere de deÄŸinen Prof. Dr. Gürüz, ÅŸunları söyledi:    ''Yükseköğretim kanunları tabii ki deÄŸiÅŸir ama dünyayı bilmeden, elinize çala kalem kanun alıp bu kadar büyük baÅŸarıların altına imza atmış bir sistemle oynamaya kimsenin hakkı yoktur. 'Bunlar cesursan gel dışarıya' tipi yaklaşımlarla çözülemez. Bunlar, derin entelektüel birikim, bilgi, dünya görüşü, dünyadaki uygulamaları bilen insanlar tarafından uzun tartışmalar sonunda çözülebilir.'' AKADEMÄ°K EĞİTÄ°M VE EL BECERESÄ° Milli EÄŸitim Temel Kanunu'nun liselerdeki eÄŸitimi düzenleyen ilgili maddelerini okuyan Gürüz, 1999'da yükseköğretime giriÅŸ sisteminin yeniden düzenlendiÄŸini anımsattı. Bu deÄŸiÅŸiklik uyarınca genel liselerde akademik eÄŸitim verildiÄŸini ve lisans eÄŸitiminin temelinin oluÅŸturulduÄŸunu, mesleki liselerde de büyük ölçüde el becerilerine dayalı eÄŸitim verildiÄŸini anlatan Prof. Dr. Gürüz, ÅŸunları söyledi:    ''Buradaki sıkıntı ÅŸu: Siz bir akademik sınav yapıyorsunuz, bu sınava daha ziyade el becerisine göre yetiÅŸtirilmiÅŸ çocukları sokuyorsunuz ve netice itibarıyla bu öğrenciler dershanelere kayıyor. Dünyanın paraları ödeniyor ve netice de deÄŸiÅŸmiyor. Çünkü o çocuklar o sınavlara hazırlanmamış.''     MESLEK LÄ°SELERÄ°NÄ°N ÖSS'DEKÄ° BAÅžARI DURUMU     Meslek lisesi mezunlarının ÖSS'deki performanslarına iliÅŸkin sayısal verileri açıklayan Prof. Dr. Gürüz, 2002 ÖSS sonuçlarına göre hiçbir yere yerleÅŸemeyen 2 bin 107 okul birincisinin yüzde 78'ini meslek lisesi mezunlarının oluÅŸturduÄŸuna iÅŸaret etti. Prof. Dr. Gürüz,bu öğrencilerin ekonomideki yerlerinin önemine iÅŸaret etti ve sınavsız geçiÅŸ yoluyla meslek yüksekokullarına yönlendirme yaptıklarını yineledi.    Prof. Dr. Gürüz, geçen sene bu kanun sayesinde 170 bin meslek lisesi mezununun meslek yüksekokuluna sınavsız geçiÅŸ yaptığını, kalan yerlere genel lise mezunlarının yerleÅŸtirildiÄŸini belirtti.     BAKAN'DAN BEKLENEN    Prof. Dr. Gürüz, Türkiye'de mesleki ve teknik eÄŸitimi yeniden yapılandırmak ve sınavsız geçiÅŸe iliÅŸkin hükümleri de içeren 4702 sayılı Kanun'a iÅŸlerlik kazandırmak gerektiÄŸini belirterek, ''Biz Milli EÄŸitim Bakanı'ndan ÅŸunu bekliyoruz: Kanunda, 'hiçbir kurum ve kuruluÅŸta, o mesleÄŸin eÄŸitimini almamış kiÅŸiler istihdam edilemez' diyor. Bundan daha büyük teÅŸvik olamaz mesleki eÄŸitime. Bununla ilgili yönetmeliklerin mutlaka çıkarılması lazım'' diye konuÅŸtu.    Sınav sisteminde yapılması düşünülen deÄŸiÅŸikliklere deÄŸinen Prof. Dr. Gürüz, ''Lise 1'den soru var, 3'ten yok'' gibi söylemlerin gerçeÄŸiyansıtmadığını kaydetti. Gürüz, soruların, ancak tüm müfredatı okumuÅŸ bir kiÅŸinin cevap verebileceÄŸi bazı yetenekleri ölçer nitelikte olduÄŸunu bildirdi.    ORTAÖĞRETÄ°M PUANI Öğretmenlerin müfredatı ölçmeye yönelik verdikleri notlara güvendiklerini belirten Prof. Dr. Gürüz, şöyle konuÅŸtu:    ''Bir süreç içerisinde verilen notun yerini hiçbir ÅŸey tutamaz. Çoktan seçmeli test usulü sınavlar araç olmaktan çıkıp amaç haline getirilip ortaöğretimi düzenler hal aldığında, bunların çok büyük zararları olur. Bugün metin yazamayan, problem kurgusu kuramayan gençleri sayısının arttığını üzülerek müşahede ediyoruz. Sayın Bakan'dan beklediÄŸimiz, bize 'ortaöğretimin baÅŸarı puanının oranını artırın' demesidir. Sınav sayısını artırmak deÄŸil, sınavın ağırlığını azaltın demesidir.''    Prof. Dr. Gürüz, 1999 öncesinde ağırlıklı ortaöğretim baÅŸarı puanının ağırlığının yüzde 7 olduÄŸunu, süreç içinde bu ağırlığın yüzde 20'ye çıkarıldığını belirterek, oranın yüzde 50'ye kadar çıkarılması gerektiÄŸini söyledi. DEVAMSIZLIK     Okullarda 10 gün devamsızlık hakkı, 20 gün de saÄŸlık raporu alma imkanı bulunduÄŸunu belirten Gürüz, sanki 30 gün hakmış gibi davranıldığını ifade etti. Prof. Dr. Gürüz, bu hakkın suistimal edildiÄŸini ve buna karşı kimsenin bir ÅŸey yapmadığını belirterek, ''daha vahim bulduÄŸu'' bir uygulamaya iliÅŸkin ÅŸunları söyledi:    ''Siz ilk sömestr bir not alıyorsunuz ve o nottan memnunsanız, ikinci sömestrde 'sürekli tedavi gerektirir' diye bir rapor alıyorsunuz. O ilk sömestrde aldığınız not aynen sanki o dersleri okuyup baÅŸarmış gibi size not olarak geliyor. Çok yaygın biçimde suistimal ediliyor. Sayın Bakan'ın bunları önlemesi lazım. Bu devamsızlığın çok ciddi ÅŸekilde kontrol edilmesi lazım ve azaltılması lazım.''    KAYNAK YETERSÄ°ZLİĞİ    Prof. Dr. Gürüz, son 20 yılda yükseköğretimde gelinen noktaya iliÅŸkin bilgi verdi. Bu süreçte öğrenci sayısının 230 binden yaklaşık 2 milyona yükseldiÄŸini bildiren Prof. Dr. Gürüz, akademik personel sayısının ise 20 binden 77 bine çıktığını kaydetti.    Yükseköğretime yetersiz kaynak aktarılmasını eleÅŸtiren Prof. Dr. Gürüz, 1993'te 2 bin 658 dolarla öğrenci başına en yüksek kaynağın aktarıldığını, bu rakamın iniÅŸ ve çıkışlarla seyrederek bu sene 1460 dolar düzeyine geldiÄŸini belirtti.    Gürüz, ''Ãœniversite için uygun görülen toplam kadro miktarı 3 bin 200, hala da bu rakam iÅŸlerlik kazanabilmiÅŸ deÄŸil'' dedi.Â
button