Güncelleme Tarihi:
Ankara’da düzenlenen W20 Türkiye Konferansı’nda konuşan Davutoğlu, BM’nin yapısını da eleştirerek şunları söyledi:
BEDELİ BİZ ÖDÜYORUZ
“Neden bu kadar fazla siyasi sıkıntımız var? Mesela Suriye’de, Irak’ta neden bu sıkıntılar var? Çünkü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bir karar almayı başaramadı, doğru kararları, gerekli kararları doğru zamanda almayı başaramadı. 5 tane daimi üye, BM Güvenlik Konseyi’nde neyin olup biteceğine karar veriyordu. Evet, biz münferit devletler olarak bu ülkelere saygı duyuyoruz. Ama Suriye’de ve Irak’ta olup bitenin bedelini onlar ödemiyor, biz ödüyoruz. Suriye’nin komşusu olarak biz ödüyoruz bu bedeli. 2 milyon sığınmacı o P5 ülkesine gitmiyor, Türkiye’ye geliyor, Lübnan’a, Ürdün’e gidiyorlar. Ancak bu 5 ülke, her şeye karar veriyor ve komşu ülkeler sadece o ülkeden kaçıp gelen insanları barındırmak için mülteci kampları inşa edebiliyor. Kapsayıcı bir çözüm süreci olmak durumunda. BM sistemi içerisinde barış çalışmaları kapsayıcı bir sistemle gitmeli. Eğer Afrika’da ekonomik bir problem varsa ve eğer ekonomik karar alma süreçlerine Afrika ülkeleri katılamıyorsa o zaman bu kapsayıcılık değildir.
GÖÇÜ NASIL ENGELLERİZ
G20’nin bazı bakanları, ‘Avrupa’ya göçü nasıl engelleriz?’ diye sordu. ‘Etrafınızdaki siyasi krizleri sona erdirin, o insanlara yardım edin ki o insanlar Avrupa’ya geleceğine kendi ülkelerinde kalsınlar’ karşılığını verdim. Küresel bir köyde yaşıyoruz bugün. Gelişmiş ülkelerin başkentinde yaşıyor olabilirsiniz, geliriniz yüksek olabilir ama sizin ekonominiz yüksek, diğer ekonomiler kötüyse, borç yükü fazlaysa, kendinizi güvende hissedemezsiniz.
SURİYE’NİN GELECEĞİ İÇİN
Bir gün Suriye yeniden inşa edilmeye başlandığında bu yeniden inşanın tüm Suriyeliler tarafından, erkekler ve kadınlar tarafından yapılması gerekiyor. Binlerce Suriyeli genç kız, mülteciler Türk üniversitelerinde eğitim alıyorlar. Binlercesi, orta okula gidiyor, binlercesi bu mülteci kamplarında ilkokul ve okul öncesi eğitim alıyorlar. Biz, onları Türkiye’nin geleceği için değil Suriye’nin geleceği için hazırlıyoruz. ANKARA
AYLAN BEBEK SORUSU
Kim sorumlu
BAŞBAKAN Davutoğlu, konuşması sırasında DHA muhabiri Nilüfer Demir’in çektiği sahile vuran Aylan bebeğin cansız bedeninin fotoğrafını da anımsatarak, “Peki kim sorumlu bu durumdan?” diye sordu. Davutoğlu şöyle dedi:
“Çok derinden etkiledi, 3 yaşındaki erkek çocuğu Aylan’ın fotoğrafı. Tabii görmedik belki, şahit olmadık ama hayal edebiliriz, düşünülebiliriz acaba o erkek çocuğun annesinin yaşadıkları nasıl bir şeydi? Eminim ki çocuklarını, diğer iki çocuğunu o suların arasından kurtarmak için elinden geleni yapmıştır. Ben de eşimle bu konuyu konuştum. Bu çocuğun babası Abdullah el-Kurdi ile görüşmemiz oldu. Aile olarak Suriye’den kaçmıştı. Bizim de yardımımızla tek başına da olsa bir birey olarak da olsa Suriye’ye ailesinden kaybettiği kişilerin cenazelerini götürebildi. Peki kim sorumlu bu durumdan? Suriye’den kaçan insanlar mı acaba? Bugün Avrupa’da birçok yerde bu insanlar adeta suç işlemiş gibi görünüyor. Ülkelerini terk etmek zorunda kalmasalardı, büyük ihtimalle etmezlerdi. Ege Denizi’ni Avrupa’ya geçmek amacıyla katetmek durumunda kalanlar, bir terörist rejim ve terörist grup tarafından tehdit edilmiyor olsalar büyük ihtimalle bunu yapmazlardı.”