Güncelleme Tarihi:
Radikal bir söyleme sahip olan Rage Against The Machine, bütün hikayeyi Blue Jean’e anlattı.
Türkiye'nin bir numaralı gençlik dergisi Blue Jean, 150'nci sayısını çıkardı. Müzik, sinema, modanın dışında çeşitli konuları da inceleyen Blue Jean'in yeni sayısı yine birbirinden ilginç yazılar, röportajlar ve konularla dolu. Şebnem Ferah, Cold House, Rage Against The Machine, Garbage, Patti Smith, Suzanne Vega, Gus Gus'la özel röportajlar derginin okuyucularını çok memnun edecek. Blue Jean yeni sayısında ayrı bir dergi görünümünde mükemmel bir Ricky Martin poster albümü ve evlerde kullanılan son ses ve görüntü sistemlerini şahane ve herkesin anlayabileceği bir şekilde anlatan ‘‘Blue Jean Ev için Müzik ve Sinema Sistemleri Rehberi’’ de veriyor. Sakın kaçırmayın, kaçırırsanız da üzülün!..
Rage Against The Machine'i ilk kurduğunuzda böylesine ses getireceğini düşünüyor muydunuz?
- Kesinlikle hayır. Aşırı politik pozisyonumuza karşı hemen herkesin grubu böylesine sevmesi bizi çok şaşırttı. Sadece müziğimizin değil, radikal politakımızın içine de girebilen insanları bulabilmiş olmak son derece hoş bir sürpriz.
Politika ve müziği son birkaç sene içinde en etkili ve çarpıcı biçimde kullanan grupların başında geliyorsunuz. Bu sizin kuruluşunuz temel unsuru muydu?
- Temel unsuru denilemez ama çok önemli bir unsuruydu. Grubun ilk kurulmaya başladığı dönemlerde stoğumda bir ton müzikal fikir vardı ve doğası itibarıyla politik olan insanlar arıyordum. İşte o zaman Zack çok önemli bazı politik pozisyonlarla ilgileniyor ve bunları dışarı aktarabilmek için hip hop'u bir yol olarak görüyordu. Timmy ve Brad'in de eleştirel katkılarıyla beraber birkaç provanın sonunda herşey kendiliğinden ortaya çıktı.
Üçüncü albümünü kaydeden bir topluluk olarak önceki çalışmalarınız hakkında daha spesifik düşünmeye başlamış olmalısınız. Sana göre Rage-Againts The Machine hangi evrelerden geçerek buraya kadar geldi?
- İlk albümümüzdeki (Rage Against The Machine) bütün parçalar tanıştığımızın hemen ilk ayında yazılmışlardı. Sonraki ikinci albümümüz ‘‘Evil Empire’’ ise ateşle oynamak gibi bir deneyimdi. Albümün nasıl olacağıyla ilgili çok farklı görüşlerimiz vardı ve tüm fikirlerimizi uzlaştırabileceğimiz bir yol bulmamız, bütünlüğü olan zorlayıcı bir çalışma ortaya çıkarmamız gerekiyordu. Bu kez karşılaştığımız zorluk ise geçmişteki tüm çalışmalarımızın üstünden geçerek daha sert ve funky bir albüm yaratmak oldu.
YENİ ALBÜM HAZIR
Peki yeni albümü ne zaman dinleyebileceğiz?
- Albümün piyasaya çıkışı için henüz belirlenmiş bir tarih yok. On beş şarkının kayıtlarını geçen yılın Ekim ayının başında tamamladık. Şu sıralar Zack şarkı sözleri üzerine çalışıyor ve bitirir bitirmez bir tarih belirleyebileceğiz. Sound ise inanılmaz derecede saldırgan ve funky. Müzisyenliğimiz daha da ileriye gitti ve gerçekten şu ana kadarki en iyi materyallerimizin bir çoğunu yazdık.
Üçüncü albümünüzü kaydederken ilham kaynaklarınız neler oldu?
- Kişisel konuşmak gerekirse, çoğu etkilenimimi ve ilham kaynağımı grubun içinden buldum. Aramızda öyle bir kimya var ki, beraber çalarken ortaya kendiliğinden birşeyler çıkartıyorum. Evde oturup bir gitar partisyonu üzerine çalışıyorsam onlarla beraber çaldığımı düşünürüm ve bu da beni doğru hissettiğim yöne sürükler. Beni dışardan etkileyen şeyler ise evdeki olağan sesler dışında enstrümanıma yedirmeye çalıştığım bazı techno ve hip hop müzikler.
Rage Against The Machine'e özgü karakteristiklerin neler olduğunu düşünüyorsun?
Bence biz rock ve rap müziği birleştiren gruplar arasında herkes tarafından kabul görmüş bir MC'ye sahip tek grubuz. Hip hop unsurlarını kullanan bir çok topluluk var fakat Zack inanılmaz yetenekli ve tutulan bir rapper. Bizim yaptığımız türde ben böyle başka bir grup göremiyorum. Endüstriyel ve hip hop müzik yapmaya devam edeceğiz ama sadece gitar, bas, davul ve vokalden oluşan geleneksel bir rock'n'roll topluluğu olarak.
Aşırı politik olmanız nedeniyle eleştiriye uğradığınız zamanlar oluyor mu?
- Aslında fazla politik olmamız nedeniyle eleştiriliyoruz ama benim buna verilecek bir cevabım var. Her müzik bir şekilde politikayı kapsamalıdır. Öyle ki, aşırı derecede radikal ya da muhafazakar eğilimi olmayan müzikler bile doğasında kadın düşmanlığı besleyebilir ya da gerçek dünyadan kaçmayı tavsiye ediyor olabilir. Sadece geçirdiği hoş zamanlardan ve hızlı arabalardan söz eden sanatçılar yüzünden biz kendimizi adaletsizlikleri göstermek zorunda hissediyoruz.
CHE BİR KAHRAMAN
Örnek vermek gerekirse ‘‘Zapatistas’’ gibi haklarını almak için silahlı mücadele veren güçleri desteklemeniz etik bir problem yaratıyor um?
- Hayır. Senin de bildiğin gibi Avrupalı istilacılara başkaldıran Amerikan kızılderililerinden Küba'nın yağmur ormanlarındaki Che Guevara'ya kadar birçok kahramanımız zalimlere karşı silah kullanmak zorunda kalmıştır. Bazen sadece bir mektup kampanyası senin işini görmeye yetmez. Hakların her zaman senin önüne sunulmaz bazen sen onları almak zorundasındır.
Peki favori kitap ve filmlerini öğrenebilir miyiz?
- Noam Chomsky'nin yazıları, Saul Alinsky'nin harika ‘‘Rules For Radicals’’ı büyük bir kalbe sahip olan ‘‘Watership Down’’ favori kitaplarım. Favori filmlerim ise Michael Moore'un ‘‘Matewan’’ı ‘‘Star Trek’’ filmleri ve ister inan ister inanma ‘‘Babe’’!