Tam yedi gündür yollardayız, o nedenle Hürriyet Hakkımızdır Treni ve insanları, dün bir günlük mola aldık. Samsun’da ikinci günümüzü, etraftaki yeni şeyleri keşfetmeye ayırdık. Kendini giderek geliştirdiği her halinden belli olan ve deniz kenarındaki kimi semtlerinde eski sayfiyenin tadını bulduğumuz Samsun’da benim
yolum, büyük büyük annelerimize çıktı.
Efsaneye göre, Samsun’un Terme ilçesi yakınlarında kurdukları Themiskyra kentinde yaşamış, bu nedenle kentin kültürel değerlerinden saydığı tarihin ünlü kadın savaşçıları, Büyükşehir Belediyesi’nin yeni projesiyle biz torunlarına geliyor. Büyükşehir Belediyesi, deniz kıyısında 825 bin metrekarelik Batıpark Projesi içinde bir Amazon köyü oluşturuyor.
Zamanda yolculukBatıpark tamamlandığında suni kayak pisti,
balık lokantaları, piknik alanları, aquapark, kafeler ve spor tesisleriyle tam bir dinlenme ve eğlenme alanına dönüşecek. Büyükşehir Belediyesi, Amazon Köyü’nü bir kanalla bu alandan ayırmış, içine büyük büyük annelerimizin Heykeltıraş Adil Çelik’in silikondan ürettiği heykelleriyle birlikte, hayatlarından kesitler sunan otantik çadırlar, mağaralar yerleştiriyor.
Yaşam alanlarında Amazonların kullandıkları ok,
yay, giysi ve diğer aletlerin örnekleri de yer alacak. Amaç, yerli ve yabancı turistleri ilk çağlara, kendilerini Ay’ın Kızı, ana tanrıça Kybele ve Artemis’in hizmetkarı olarak tanımlayan Amazonların zamanına götürmek.
Daha iyi ok atabilmek için sağ memelerini kestikleri rivayet edilen Amazonlar, Homeros’a göre Truva savaşlarına katılmış, Sokrates ve Platon’a göre Atina’ya saldırmışlar. Hatta, Efes, Sinop, Samsun, İzmir ve daha bir çok antik kentin kurucuları oldukları, Efes’teki Artemis Tapınağı’nın yapımını onların başlattığı söyleniyor.
Yüzlerine dokununSöylencelerin izlerini Anadolu ve Mora Yarımadası’ndaki kabartma taş ve resimlerde görmek mümkün. Ama Ordu’dan Karadeniz’e dökülen Thermedon ırmağının yakınlarında kurdukları Themiskyra’da yaşadıkları kabul edilen büyük annelerimizi, şimdi yüzlerine dokununca gerçek bir tene dokunmuşsunuz hissi veren bir maddeyle cisme bürünmüş halde görmek etkileyici.
Mitolojide mitoloji kahramanlarına denk savaşçı kadınlarmış onlar. Savaş aletleri ok, yay, kargı ve Anadolu’nun simgesi “labrys” denilen iki ağızlı baltaymış. Günümüzde kadının Meclis’ten başlayarak hayatın hiçbir alanında yeteri kadar görünmediği göz önüne alınırsa, büyük büyük annelerimizden öğreneceğimiz çok şey var gibi görünüyor. Elbette baltayla, okla, yayla değil ama bu eşitsizliğe karşı mücadele eden ve günümüz medeniyetine uygun savaş aletlerini gömdükleri yerden çıkarmak isteyen kadınlara, Samsun Amazon Adası’na bir uğrayın derim. Ay sonu açılıyormuş.
HÜRRİYET TRENİ ANKARA KULİSİ’NDEYDİÖnceki akşam CNN Türk’te yayınlanan, Radikal Gazetesi Ankara Temsilcisi Murat Yetkin, Posta gazetesi Ankara Temsilcisi Hakan Çelik ve CNN Türk Ankara Temsilcisi Hande Fırat’ın gündemi değerlendirdiği Ankara Kulisi programı Samsun Garı’na canlı bağlantı yaptı ve Samsun’un
seçim nabzını Hürriyet Treni’nden tuttu.
Tütün, fındık çay değil, dünya markaları için tekstilÖnceki gün Hürriyet Treni’nde sohbet ettiğimiz AK Parti Grup Başkan Vekili ve milletvekili adayı Suat Kılıç, Samsun’un gelişmesine bir örnek olarak saymıştı onları; Bafra’da kurulan fabrikada, Massimo Dutti, Versace, Dolce&Gabbana, Benetton, Levis, Zara, Gap, LTB, Mars&Spencer gibi dünya markalarının
üretimini yaptıklarından söz etmişti. Hürriyet Treni’nin kadınları olarak, Samsun’la ilgili onca bilgi arasında bunu cımbızla çekerek aklımızın bir kenarına anında yazdık. Hemen ertesi sabah bu fabrikayı ziyaret için Bafra yolundaydık.
Biz tekstilin vatanı olarak Ege’yi bilirdik; meğer Karadeniz de epey zamandır tütünün, fındığın, yol boyunca alabildiğine uzanan yemyeşil Bafra Ovası sebzelerinin yanında tekstille de haşır neşirmiş.
1996 yılında alt giyim grubu şort, pantolon, etek üretimi için kurulan Bakon Tekstil, Türkiye’nin önde gelen ihracatçılarına dünya markaları için fason üretim yapıyor. Fabrika’da dörtte üçü kadın olmak üzere 300 personel çalışıyor. Onlar bir zamanların tekel işçisi anne-babaların çocukları, yanda hikayesini okuduğunuz Amazonların da en yakın akrabaları. Başta İşletme Müdürü Yasemin Üresin olmak üzere? Gerçek bir Amazon’du.
Çoğu köylerinden çıkıp, hiçbir şey bilmeden fabrikaya geliyor, burada yetişiyorlar. Altı bandın etrafına sıralanmışlar; bir gün Avrupa’nın şık mağazalarında satılacak pantolonların parçalarını bir araya getiriyorlar. Pantolonlar kesilmiş ham kumaşlar olarak buraya geliyor, bandın başından biri parçaları ayırıyor, öteki cebini koyuyor, diğeri kenarını dikiyor ve pantolon bitmiş halde bandın sonunda ortaya çıkıyor.
Bir bantta 70 kişi çalışıyor, dakikada 2, bazen modele göre 3, günde ortalama 1300 pantolon üretmek zorundalar. Bu ayda 100 bin parça üretim demek.
Bafra’da aynı işi yapan 7-8 fabrika var, en büyüğü Bakon. Bafra’nın köyünden dünya markalarına uzanan bu yolculuk bizi etkiledi. Ancak gönül, Türk tekstil firmalarının 20-25 liraya ürettiği fason ürünlerin Avrupa pazarlarında 150-200 Euro’ya satılması yerine, kendi markalarının oluşturup iç ve dış pazarda söz sahibi olmasını ister elbette.
Erzurum treni nasıl kaçırdı?Daha önce ziyaret ettiğimiz bazı şehirlere bu yıl gidemiyoruz, bunun nedeni yolculuğumuzu 25 şehirle sınırlandırmış olmamız. Meğer bu duruma gönül koyan dostlarımız varmış; mesela Erzurum’da yayınlanan Doğu Ekspres gazetesi.
Gazetenin 12 Mayıs tarihli sayısı Erzincan’da geçti elimize. “Bu tren kaçmasın” manşetiyle çıkmıştı ve bir önceki ziyaretinde Erzurumlular yeterince ilgi göstermediği için trenin bu yıl Erzurum’u pas geçtiğini ifade ediyor, “bir derstir bu” diyordu. Kulağımıza Erzurumluların raylara çıkıp trenin yolunu keseceği haberleri bile geldi. Biz de o haberleri iletenlere, seneye proje tekrarlanırsa Erzurum’u da yeniden ziyaret edeceğimiz sözünü verdik. Ertesi gün “Tren kaçtı” manşetiyle çıkan gazete, müjdeyi de verdi: “Ekspres’in çağrısı Erzincan’da yankı buldu: Seneye söz!” Siz de siz olun, treni kaçırmayın.
BUGÜN AMASYA, YARIN MALATYA’DAYIZYarın Hürriyet alan Malatyalılar’a “Namuslu” film VCD’si Hürriyet Treni’nden hediye.