Güncelleme Tarihi:
Ekmel Mahallesi'nde oturan halası ile kalıp, ehliyet kursuna giden Seda Nur Uludağ, 24 Kasım sabahı direksiyon dersine gitmek için evden ayrıldı. Dersten saat 10.00 sıralarında çıkan Uludağ, bir pastanede kız arkadaşıyla buluştu. Uludağ, akşam halasının evine dönmeyince Güney Mahallesi'ndeki ailesine haber verildi. Seda'nın ailesi de durumu polise bildirdi. Ekipler, 25 Kasım'da Seda Nur Uludağ'ı bulmak için çalışma başlattı.
ARKADAŞINA 'AKŞAM DUYARSIN' DEMİŞ
Koru Mahallesi sahilinde Seda'ya ait olabileceği düşünülen şemsiye bulan ekipler, çalışmalarını burada yoğunlaştırdı. Seda Nur Uludağ'ın Koru Mahallesi'nde elinde şemsiyesi ile yürüdüğü görüntüler de ortaya çıktı.
Seda ile pastanede buluşan kız arkadaşı da cep telefonu ile konuştuğunu, sonra moralinin bozulduğunu, ağladığı, ardından yanından ayrıldığını iddia etti. Daha sonra Seda'yı aradığını ve durumunu sorduğunu belirten arkadaşı, Uludağ'ın kendisine "Akşam duyarsın" dediğini öne sürdü.
'GÖREN, BİLEN YARDIMCI OLSUN'
Seda Nur Uludağ'ın arama çalışmaları sürerken, ailesi de umutla kızlarından haber bekliyor.
Cevdet Uludağ, sabırla beklediğini belirterek, "Gören, bilen vatandaşların yardımcı olmalarını talep ediyorum. Aramalarda emeği geçen herkesten Allah'tan razı olsun. Kızım saat 09.00- 10.00'da ehliyet için direksiyon kursuna gidiyor. Ondan sonra pastanede çalışan bir arkadaşıyla 15-20 dakika oturuyor. Pastaneden yağışlı olmasına rağmen çıkıyor. Kamera kaydına göre, Koru Mahallesi istikametine devam ediyor. Saat 12.10 gibi de gittiği yere varıyor. Gittiği yerde şemsiyesi bulundu. Perşembe günü 17.30- 18.00 arasında İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne giderek kayıp başvurusunda bulunduk" diye konuştu. Baba Uludağ, kızına da seslenerek, "Bekliyoruz; sabırla ve metanetle. Allah'tan ümidimizi kesmedik, bekliyoruz" dedi.
'CANIMSIN'
Kızını 5 gündür beklediğini belirten Zülfü Uludağ da "Ne şekil olursan ol, seni kabul edeceğim. Sen benim evladımsın, canımsın, ciğerimsin. Sensiz dayanamam. Sen gelmezsen ölürüm. Bir an önce gelmeni istiyorum. Ne olursun sesimi duy. Ne olursun sesimi duy kuzum. Bir saklayan gören varsa sesimi duysun. Bir anayım, dayanamadım artık gücüm kalmadı. Sabrım tükendi. Ne yapacağı bilemiyorum Allah'ım. Herkes yardım etsin, sesimi duysunlar" diye konuştu.
'NE YAPACAĞIMI BEN DE ŞAŞIRDIM'
Hala Zühra Lök de şunları söyledi:
"Yanımda kalıyordu, o benim her şeyimdi. Canımdı, ciğerimdi. Evimin her köşesi anısıyla dolu. Bilmiyorum, nasıl olur? Sözün bittiği yer. Ne olursun gel. Çocuğu okula bırakmış. Aradım, 'Bıraktım hala' dedi. Sonra 12.30- 13.00 arası tekrar aradım. 'Ne yaptın kuzum işini hallettin mi?' dedim. 'Hallettim hala' dedi. 'Çocuğumuzu al, eve git o zaman' dedim. 'Tamam hala' dedi. Ne yapacağımı ben de şaşırdım. Öyle bir yerlere de gitmezdi. İşini bitirir evine geri dönerdi."