Güncelleme Tarihi:
GÃœNEYDOÄžU AJAN KAYNIYOR
Ama bomba gibi bir iddia daha var. O da, güneydoğuda son dönemde çok sayıda ajanın cirit attığı yönünde. Turistik olmayan bölgelerde Alman, İngiliz, Fransız, İsrailli, İtalyan ve Amerikalıların çokluğu gerçekten de dikkat çekiyor. Bazısı, sokaklarda insanlarla konuşuyor. Bazıları evleri ziyaret ediyor. Bazıları da halk toplantılarında konuşma yapıyor. Yanlarına gittiğinizde hepsi kaçar adımlarla sizden uzaklaşıyor. Daha sonra, bölgeyi yakında izleyen güvenlik birimlerine sorduğunuz da, bu ajan işinin iddiadan öte gerçek olduğunu söylüyor. Onlar da son dönemde bu tip faaliyetleri yakından izlediklerini ve yabancı ülke gizli servislerinin çeşitli uydurma kimliklerle bölgede provokasyon faaliyet gösterdiğini açıkça anlatıyor.
BOŞALTILAN KÖYLERDEKİ İNSANLAR: ‘PARÇA TESİRLİ SOSYOLOJİK İNFİLAK’
BoÅŸaltılan köyler meselesine gelince… Burada, köyler boÅŸaltıldıktan sonra oradakilere ‘nereye giderseniz gidin’ denilmesi ve bir koordinasyon saÄŸlanmaması ‘parça tesirli bir sosyolojik infilakı’ getirmiÅŸ. Kimi PKK’ya, kimi baÅŸka ÅŸehirlere göçmüş. ÇoÄŸu sefalet ve devletin kendilerini aç ve açıkta bıraktığı düşüncesi ile küskünlük içinde.Â
Öte yandan, konuştuklarım içinde bir W krizidir gidiyor. Bir vatandaş, çocuğunun adını eskiden Bawer (inanç) koymak istediğini ama yasak olduğu için koyamadığından şikayetçi. Tıpkı Newroz mu, Nevruz mu tartışmaları gibi. Bu vatandaş, ‘Benim PKK ile ne ilgim var. Ama bu baskı da beni isyan ettiriyor’ diyor.
Yani yine aynı sorun, kim hangi isteğinde, samimi, kim değil?
Bu bölgede sivil toplum örgütleri çok önemli. Halkın üzerinde önemli etkileri var. PKK sorununun bitirilmesinde mutlaka onlara da inisiyatif vermek gerekiyor. Bu aynı zamanda, aşırı uçlarda rahatsızlık ve kızgınlık yaratan dtp’nin törpülenmesi işlevini de görebilir. Burada bir artık işkence yok denilecek seviyelere inmiş. Bunda hem devletin hassasiyeti, hem de medyanın rolü olmuş.
AİLELERLE GÖRÜŞMEDEKİ PKK TUZAĞI
Bu 30 Ağustos’ta Genelkurmay Başkanlığı’nı devralacak Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ’un PKK ile mücadele konusunda yaptığı açıklamalar çok önemli. Çünkü, Başbuğ, silahlı mücadele ile birlikte PKK terör örgütünün çözülme ve katılımların azaltılması konusunun da büyük rol oynadığının altını çiziyor. Bundan bir süre önce, hem kandırılan gençlerin aileleri ile görüşüldüğü, hem de bu konuda önemli aşamalar kaydedildiği ortaya çıkmıştı. Gerçekten de öyle. Ama burada bir hatırlatmada fayda var. Devlet hemen hemen hangi ailenin çocuğunun dağda olduğunu biliyor. O nedenle bu ailelere rahatlıkla ulaşabiliyor. Ama işte tam bu noktada, burada ailelere de çok dikkatlice sahip çıkmak gerekiyor. Çünkü ailelerle gelip görüşen devlet heyetinin ardından çoğu zaman o kapı bir kez daha çalınıyor. Bölgedeki muhbirler tarafından devletle görüştüğü bilgisi verilen PKK’nın elemanları aileye, binbir ölüm tehdidinde bulunuyor. O nedenle, görüşme sonrası etkin sonuçlar almak için bu ailelere devletin koruyucu gücünün hissettirilmesi çok kritik.
DHA Muhabiri Ferit Aslan’ın Diyarbakır’da ‘Selim Amca’da kaburga yemeden olmaz’ ısrarı üzerine yemeğin ardından vedalaşıp, ben ve şoförümüz Yılmaz ile Bismil üzerinden Batman’a doğru yola çıkıyoruz. Yollarda da hep işsiz gençler ve evine bir aydır ekmek götüremeyen genç adamlarla karşılaşıyorum. 32 yaşındaki Ahmet’in 5 çocuğu var. 3’ü okuyor. Belki bir süre sonra okuyamayacaklar. Çünkü Ahmet işsiz. Maalesef böyle giderse de, çocukların bu sefalet içinde ileride kandırılmaları an meselesi.
BATMAN’DA 1500 KAHVEHANE
Kuraklığın vurduğu Güneydoğu’da tozlu yollardan Batman şehir merkezine ulaşıyoruz. Bölgeyi avucunun içi gibi bilen şoförüm Yılmaz’a girişte, ‘Miting mi var, ne sağda solda bu kalabalık?’diye soruyorum. O da hafif bir acı gülümseme ile, ‘Ne mitingi abi, Batman Türkiye’de kahvehanelerinin sayısı ile ünlüdür’ diyor. Biraz sonra da Batman’da DHA Muhabirimiz Arif Arslan ve acar yardımcısı Reşat bizi bürolarında karşılıyor. Onlara bu sokaklardaki kalabalığı soruyorum ve yanıtları aynen şöyle oluyor: ‘Burada işsizlikten dolayı gayrı resmi rakamlara göre, 1500 kahvehane var.’ Korkunç bir rakam. Akşamları bu kadar çok kahve olsa da oturacak yer bulunmuyor. Aynı zamanda Batman Çağdaş Gazetesi’ni çıkaran Arif ile Vali Recep Kızılcık’ın yanına uğramadan önce o meşhur kahvehanelere tekrar gitmek istiyorum. Şehrin göbeğinde, yaşları 18 ile 26 arasında olan gençlerin arasına oturuyorum. Hepsi aynı anda ‘iş yok’ diye haykırıyor. Kimi, son nevruz olaylarında çok baskı altında kaldıkları için kızgın ama konuştukça hepsinin işsizlikten dolayı isyanı ön plana çıkıyor.
DÄ°ZÄ°LERE TEPKÄ°
Bir tanesi, kalkıp o ana dek hiç duymadığım ancak daha sonrasında çok karşılaşacağım bir şikayeti dile getiriyor: ‘Abicim, nedir bu TV dizilerinden çektiğimiz. Bölge insanı bu dizilerde sürekli kötü, terörist vatanını sevmeyen hain gibi gösteriliyor. Bizim bunlar çok ağırımıza gidiyor. Onların yönetmenlerine söyleyin biz kötü vatanını milletini sevmeyen insanlar değiliz. Bizi reyting uğruna diri diri doğramasınlar.’ Bu sözler üzerine bir alkış kopuyor. Arif Arslan da bölgenin insanı. Hasankeyf’in Ilısu barajı projesi ile sular altında kalmaması için yoğun mücadele veriyor. Bunun için gönüllüler derneği de kurmuş. O da diyor ki, ‘Bölgede bu gençler işsiz kaldıkça, oradan oraya savrulan yapraklar gibi günden güne bizden kopuyor. Birileri sahip çıkmadan bu evlatlara devletin sahip çıkması şart.’ Tam bu sırada, bir Batman’lı emekli yanıma geliyor ve ‘Bak bu halimi de yaz. Başbakan emeklileri bitirdi, biz de burada tam bittik. Şimdi 60 yaşında çocuklar okulu bitirsin diye ayakkabı boyacılığı yapıyorum.’ ‘Peki’ diyorum ‘söz seni de yazacağım’.
O GARSONUN SÖYLEDİKLERİ
Önce dtp’liler sonrasında Vali ile randevuma geç kalmanın endişesi ile gözüm saate ancak giderken çay ocağının garsonu yetişiyor ve belli ki çok dolu. Diyor ki, ‘İyi güzel de abi… milletin işi gücü olsun. Şöyle ayda 5 yüz 6 yüz YTL alsın. Kim bakar o PKK’nın yüzüne. Sorun iştir, sorun aştır. Bakma sen, sana bölgede yok demokratik açılım, yok Kürt sorunu diyenlere. Onlar bir yere kadar. Önce iş olsun. Bu gençlerin hiç biri PKK’ya bakmaz bile. İş olmayınca her tür konuyu kafaya takıyorlar. Üzerine bir de gösterilerde dayak yiyip, itilip kakılınca iş katmerleniyor. Bu genç çocuklar sıkıntıdan ve işsizlikten her şeyi yapar hale geldi. İşsizlikten, Avrupa Ligleri’nin en dandik takımının ilk 11’ini bile ezberledi televizyondan’
ÖNCE HANGİSİ, İSTİKRAR MI; YATIRIM MI?
Haklı. Araya bir de itilmişlik duygusu, gereksiz yere nefret ve güvensizlik girmiş. O nedenle, önce istikrarın ve işin bu bölgede mutlaka sağlanması şart. Çünkü, hangi işadamına sorarsanız sorun aldığınız yanıt hep şöyle oluyor: ‘Ben bombaların patladığı, tehdit edildiğim bir bölgeye neden yatırım yapayım. Benim için öne huzur, sonra yatırım gelir. Bu şartlarla önce yatırım yapmam. İstediğiniz kadar çağrıda bulunun. ankara’nın çözüm değerlendirmelerinde zamanlama önceliği hatası var.’
Yani, ‘önce iş sağlansın, sonrasında istikrar gelir’ teorisi de bu noktada ciddi anlamda sekteye uğruyor.
BATMAN dtp’DE ATATÜRK RESMİ
Batman’da dtp İl Başkan Vekili var. Çünkü İl Başkanı çeşitli davalar ve merkezlerinde bölücü bildiriler bulundurduğundan hapiste. Şirin Tekik o yüzden şimdi vekil olarak görev yapıyor. Yaşı diğerlerinden büyük ve belki de bu yüzden diğer dtp’lilerden biraz daha sağduyulu. Masasının önünde 23 Nisan’da ilin resmi hazırlıklarını içeren broşürün arkasındaki Atatürk resmi içeri girenleri karşılıyor. Sonrasında anlatmaya başlıyor: ‘Bizim devletimiz ile bir sorunumuz yok. Kimlik kültür ve ana dilde eğitim ve TV istiyoruz. Bunlar şimdi tabu gibi görülüyor. Devlet bu bölgedeki insanları sevdiğini ve güvendiğini göstersin misl