Güncelleme Tarihi:
PKK’NIN MAAŞLI MEDRESE MEZUNU İMAMLARI
Din meselesi en hayati konulardan. Çünkü, bölgede din başından beri halk üzerinde en önemli olgu. Son dönemde, Hizbullah’ın bölgede yeniden toparlandığını söyleyenlerin sayısı oldukça fazla. Ama, burada konuştuğumuz müftülerin üzerinde durduğu çok daha ilginç bir nokta var.
O da son aylarda terör örgütü PKK’nın halkı kazanmak adına bu din olgusunu çeşitli taktiklerle kullanmaya başlaması. Ancak asıl hassas taktik de bu noktada başlıyor. Çünkü, PKK, zamanında devletin camilerinde imamlık yapmış ancak Diyanet’in resmi eğitimli kadrolara yer vermesinden sonra işsiz kalmış imamlara kanca atmış durumda. Örgüt, bölgede gayrı resmi faaliyet gösteren medreselerden mezun bazı kişileri ev toplantılarında kullanıyor. Böylece PKK’nın dinle ilgisi yok imajı kırılmaya çalışılıyor PKK, din ve örgüt propagandasını bir arada yaptırdığı bu kişilere de ayda 5-6 yüz ytl maaş ödüyor.
DİYANET OKUMA YAZMA ÖĞRETİYOR
Peki, eğitimde olduğu gibi, dini konularda da Kürtçe vaaz ve hutbe talebi var mı? Aldığımız ortak yanıt ‘kesinlikle yok’ şeklinde. Hatta, il ve ilçe müftülüklerini halk kendine daha yakın gördüğü için Türkçe okuma yazma talebinde bile bulunmuş. Sadece Diyarbakır’da son birkaç ayda bu konuda başvuranların sayısı 300.
TARİHİ ZİYARET: DİYANET İŞLERİ BAKANI BÖLGEYE GELİYOR
Diyanet İşleri Başkanlığı da bu nedenle son dönemde Güneydoğu’ya yönelik çok özel bir strateji başlatmış. Bunu da ilk kez burada duyuralım, Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu bu çerçevede ilk kez belki de tarihin en geniş kapsamlı bölge turuna çıkmaya hazırlanıyor. Bu, devletin din ile ilgili en yetkili ismini doğu ve güneydoğu’ya vatandaşının yanına göndermesi açısından tarihi önem taşıyor.
Bu bölgede zamanında çok ciddi şekilde psikolojik fay kırıkları meydana gelmiş. Şimdi de, devlet gerçekten her ne kadar yüksek kalibreli ve iyi niyetli adımlar atmaya çalışsa da, bu açık faylar en ufak bir olayda çok sert depremler veriyor.
Kafalarda çok sayıda düşünce ve çözümler var. Belki de ana sorun burada kaynaklanıyor. Yani, bu düşüncelerin tek potada eritilemeyip bölgenin her gelenin kafasındaki çözümlerle bir kalıba sokulmaya çalışılması. Tabii ki, bir de devletin sivil kurumlarının bu konu üzerindeki eşgüdümü kuramaması. Biri bir yerden yaparken, diğeri yapılanı bilerek ya da bilmeden yıkmaya çalışıyor. Ya da, kendi yaptığı diğerlerini etkisiz kılıyor. Yine de, bundan 10 yıl 20 yıl öncesine kıyasla daha olumlu denebilecek bir çizgi mevcut. Bu nedenle, bundan 10 yıl sonrasında daha pozitif bir Güneydoğu, terörün sona ermiş olduğu bir Türkiye devletin eşgüdümlü koordineli politikaları sayesinde sağlanabilir. Bu hayal değil.
BİR OĞLU ASKERDE, BİR OĞLU PKK’DA AİLELER VAR
Â
‘Resmi boşver ama ne olur beni dinle’ diyor ve bakın neler anlatmaya başlıyor:
‘Bak oğlum benim kardeşimin bir oğlu kandırıldı ve yıllar önce PKK’ya katıldı. Diğer kardeşimin oğlu ise asker. Ailemizin durumunu düşünebiliyor musun? Bu durumda olan hatta iki öz kardeşten birinin PKK’da diğerinin TSK’da olduğu durumlar var. Böyle yüzlerce aile var. O yüzden bu iş artık, kardeşin kardeşe kurşun sıktığı bir hale geldi. Batıya söyle, burada inan vatanını seven bir halk var. Ama arada sıkışmışlıktan en büyük acıyı ve itimatsızlığı da yine kendisi çekiyor. Ben televizyonda şehit askerlerin cenazelerinde acılı annelerini görüyorum. Çok üzülüyorum. Sizden isteğim ne olur batıda bizi anlatın. Burada, PKK’lılar hariç herkes vatanını sever. Ama, herkese aynı muamele olunca arada sıkışanları da taraf olmaya itiyorlar. Özellikle bizim gençlerimize iyi davransınlar. Çocuklarımıza sen kötüsün, olsan olsan PKK’lısındır demesinler. Batıya göçen gençler, korkudan buralı olduklarını söyleyemiyorlar. Öyle olunca da zaten işsiz çocuklarımız iyice uçlara kaymaya müsait hale geliyor.’
SER SERA SER CAVA
Konuşmanın bir bölümünü kıt Türkçesi nedeni ile tercüman yüzünden yaptığımızdan ayrılırken de, ‘ser sera ser cava’ gibi bir şey söylüyor. Bu nedir diyorum..’Başım gözüm üstüne’ anlamına geldiğini söylüyorlar. Başım gözüm üstüne... Aslında bölgenin çok çok büyük bölümündeki ruh halini yansıtan bir ifade. Türkiye Cumhuriyeti’ne olan saygı. Bu saygı ile teröristi ayırt edip, aynı zamanda bu gençlere iş sağlamak belki de çözümün ilk şifreleri.
Bölgedeki izlenimlerimden biri de şu; Her ne kadar buraya kıyamet gibi AB ülkelerinden ve ABD’den kişiler gelse de batıya karşı bir güvensizlik var. Artık bir çok kimse kendilerinin Ankara’ya karşı yabancı ülkelerin oyunlarında malzeme olarak kullanıldığı kanaatinde.