Nur Batur
Oluşturulma Tarihi: Nisan 25, 2004 01:48
Rumlar Annan Planı’na yüzde 75.83 oranında ‘Hayır’ diyerek rekor kırdı. Katılım oranı da yüzde 96.53’e ulaşınca ikinci bir rekor oldu. Bir Rum diplomat, hayır oylarının çokluğunu Powell, Annan ve Verheugen’in yaptığı ağır baskıya sert tepki olarak yorumladı.
RUM halkı Annan Planı’na rekor düzeyde ‘Ohi-Hayır’ dedi. Dün yapılan referandumda Rumlar sandıkta herkesi şaşırtan oranda ‘Hayır’ oyu kullandılar. Katılım oranı yüzde 96.53’e ulaşırken, yüzde 75.83 ‘Hayır’, yüzde 24.17 ‘Evet’ çıktı.
Makarios’un doğduğu Baf yüzde 84.71 oranında hayır diyerek rekor kırdı. Güzelyurt’a geri dönecek Rum göçmenlerin yaşadığı Amostos’ta ise hayır oyları yüzde 64.69’la en düşük düzeyde oldu. Lefkoşe ve diğer şehirlerde ise ‘Hayır’ oylarının oranı yüzde 74-yüzde79 arasında oldu.
Bir Rum diplomat, hayır oylarının rekor düzeye ulaşmasını son 3 gün içinde ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, BM Genel Sekreteri Kofi Annan, AB Komiseri Günter Verheugen’in yaptığı ağır baskıya sert tepki olarak yorumladı. Aynı diplomat Hürriyet’e ‘Her halükarda Rum halkı hayır diyecekti. Rumlar çözüm istiyor, ama bu planı çözüm olarak görmüyor. Neden l Mayıs öncesinde çözüm için baskı yaptılar? Baskı yapmayın dedik’ diye konuştu.
NİYE HAYIR DEDİLER
Türkiye’nin asker çekiminin 3 yıl sonra başlayacağını duyunca şok oldular. Türk askerinin sonsuza kadar adada kalmasını kabul edemediler.
30 yıl boyunca Kuzey’deki topraklara dönecekleri vaadini dinlediler. Ama geri dönüşün sınırlı bir bölgede ve 3 yıl sonra başlayacağını duydular. İstedikleri yerde mülk alıp yerleşmek için ise 15 yıl beklemeleri gerektiğini anladılar.
30 yıl boyunca bütün dünyanın tandığı devletlerinden vazgeçemediler.
AB üyeliği hedefiyle birlikte hep Almanya modelinin uygulanacağını duydular. Yani nasıl önce Batı Almanya AB’ye üye olup Doğu Almanya onun içinde eridiyse, Kıbrıslı Türklerin de Kıbrıs Cumhuriyeti çatısı altında gireceklerini düşündüler.
Hem devletlerinden vazgeçip hem de Kuzey’e geçmek için 15 sene bekleyeceklerini düşündüler.
Zengin oldukları için çözümün bütün mali faturasını ödeyeceklerini düşündüler.
Türkiye’nin Kıbrıs politikasındaki değişime ve Türk ordusunun çekilme kararına inanamadılar.
1 Mayıs AB’ye girdikten sonra Kıbrıs Cumhuriyeti olarak bütün adayı temsil edip, Kıbrıslı Türkleri zaman içinde bu çatı altında birleşmeye ikna edeceklerine inandılar.
Ada bölünecek olsa da Türklerle yeniden yaşamak istemediler. Kamuoyu yoklamaları, 1974’den sonra doğanların yüzde 55’inin Türklerle yaşamak istemediğini gösterdi.
30 yıldır kurulan ve iyi işleyen düzenlerinin bozulmasını istemediler.
Dünyanın KKTC’yi tanıyacağına fazla ihtimal vermediler.
Ortodoks kilisesi ve milliyetçi kesimin yıllarca işlediği fikre yani Kıbrıs’n Yunan adası olduğuna öylesine inandılar ki, Türklerle paylaşmayı bir türlü kabul edemediler.
1974’de Türkiye’ye askeri açıdan yenildiklerini ve Annan Planı’nın bir barış anlaşması olduğunu bir türlü kabul edemediler.
Son dakikaya kadar ‘Evet’
BAHÇE kapısından Eski Cumhurbaşkanı Yorgos Vasiliu ile birlikte giriyoruz. Bürgenstock’ta da konuştuğum Vasiliu bu kez neşesiz. ‘’Bu bizim yıllardır beklediğimiz gündü. Bu adayı birleştirme günü. Geleceğe umutla bakmak için evet demeliyiz’’ diyor. ‘’Fazla iyimser değil misiniz? Herkes ohi diyor’ diye takılıyorum. Vasiliu zoraki gülümsüyor. ‘’Olsun. Görevim son ana kadar evet demek’’ diye ısrar ediyor.
Klerides yorgun ve üzgün
BAHÇEYİ dolduran kalabalıktan alkışlar yükseliyor. Gelen Eski Cumhurbaşkanı Glafkos Klerides, eşi İrini ve kızı Keti Klerides oldukça yorgun ve üzgün. Referandum günü Klerides’in de 85. yaş günü. Rum gazeteciler yaşgününü kutluyor. Klerides de ‘’Bir zamanlar yaşlı bir hanıma 100 yaşına kadar yaşamasını dilemiştim. O da bana ‘Sadece 5 yıl daha mı yaşamamı diliyorsun’ demişti.’’ diye gazetecilere takılıyor. Klerides ailesi 14 nolu sandıkta ‘Evet’ oylarını kullandıktan sonra gazetecilere veda ediyorlar.