Güncelleme Tarihi:
El Arabiya'nın haberine göre, Sudan'ın başkenti Hartum'da bir haftadır devam eden görüşmeler planlanandan üç gün önce biterken, Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir ve Güney Sudanlı mevkidaşı Salva Kiir, yakın bir zamanda Güney'in başkenti Cuba'da bir araya gelecek.
Güney Sudan'ın geçtiğimiz yılın Temmuz ayında, Sudan'dan ayrılarak bağımsızlığını ilan etmesinin ardından iki ülke arasında petrolün paylaşımı konusunda yaşanan anlaşmazlıklar bir türlü çözülemedi.
Güney Sudan, petrol rezervlerinin yüzde 75'ini elinde bulundururken, Kuzey'in elinde de bu petrolleri dünyaya ulaştıran boru hatlarının bağlı olduğu limanlar ve rafineriler bulunuyor.
Analistler, Cuba ve Hartum yönetimlerinin, karşılıklı olarak birbirlerinin can damarını ellerinde tutuklarını vurguluyor.
PETROLÜN PAYLAŞIMI SORUNLU
Sudan yönetimi, Cuba yönetiminin petrollerini dünyaya ulaştırma karşılığında, varil başına 32 dolar alıyordu. Cuba yönetimi ise Sudan'ın hakkı olandan fazlasını kazandığını ileri sürerek, El Beşir'i kendilerine ait olan 815 milyon doları çalmakla suçladı ve Ocak ayında üretimi durdurma kararı aldı.
Cuba, ayrıca Güney Sudan'da faaliyet gösteren, Çin devlet petrol şirketinin ortağı olduğu, PETRODAR şirketinin yöneticisini de hırsızlığa ortak olduğu gerekçesiyle ülkeden kovdu.
El Beşir, üretimin durdurulmasına, "Savaş artık barıştan daha yakın" diyerek tepki göstermişti.
Petrol gelirleri, iki ülkenin halklarının refahı için oldukça kritik. Nitekim petrolden elde edilen gelir, Güney Sudan'ın milli gelirinin yüzde 98'ine, Sudan'ın milli gelirinin ise yüzde 40'ına tekabül ediyor.
KUZEY, DEVRE DIŞI KALABİLİR
Güney Sudan, bağımsızlığını ilan ettikten sonra, petrolde Sudan'a olan bağımlılığını ortadan kaldırmaya çalıştı. Bu amaçla, Cuba yönetimi komşuları Kenya ve Etiyopya ile petrol boru hattı anlaşmaları imzaladı.
İlk olarak 1975'te gündeme gelen ancak verimli bulunmayarak rafa kaldırılan plana göre, Cuba'da rafinerilerde işlenen petrol, boru hattıyla Kenya'nın Lamu limanına ulaştırılacak ve buradan dünyaya ihraç edilecek. Hattın maaliyetini üç ülke karşılarken, ihtiyaç duyulan elektrik Etiyopya'dan sağlanacak.
Toplam 2 bin kilometre uzunluğunde olan hattın 22 milyar dolara mal olacağı hesaplanıyor. Boru hatları, santraller, liman ve rafinerilerden oluşan plan, Kenya'nın gayri safi milli hasılasını da yüzde 3 oranında artıracak.
Ancak verimli bulunmayan hattın devreye girmesi için en iyi ihtimalle üç yıl gerekiyor. Cuba yönetiminin bu süre zarfında, dünya piyasalarına petrolünü ulaştırması Güney Sudan için hayati önem taşıyor.
SINIR ANLAŞMAZLIĞI TIRMANIYOR
Güney Sudan'ın yeni adımları, iki ülke arasında petrol zengini bölgelerin statüsü konusundaki tartışmayı da hararetlendiriyor.
Verimli toprak ve çiftlik arazilerinden oluşan, Lübnan büyüklüğündeki Abyei bölgesi üzerinde hem Güney Sudan hem de Sudan hak iddia ediyor.
Güney Sudan'ın 2011 yılının Temmuz ayında bağımsızlığını ilan etmesinden sonra, genel olarak sınır sorunlarının, özel olarak Mavi Nil ve Abyei'nin statüsünün şiddet içermeyen yöntemlerle, dokuz aylık bir süreç içinde çözülmesi konusunda mutabakat sağlanmıştı ancak Güney Sudan'ın petrol üretimini durdurması ve komşularıyla yeni bir hat anlaşmasına varmasının ardından, bölgelerin statüsü sorunu oldukça yakıcı bir hal aldı.
İki ülke arasında arabuluculuk yapan Afrika Birliği üyeleri ise çatışmaların şiddetlenmesi ve savaşa dönüşmesinden endişe ediyor.
Anlaşmanın tanıdığı dokuz aylık süre ise Mart ayı sonunda bitiyor.
SINIRDA ÇATIŞMALAR
İki tarafın "Abyei için savaşmayacağız" sözleri ise inandırıcılıktan uzak.
Zira Afrika Birliği'nin arabuluculuğunda iki ülke arasında 11 Şubat'ta Addis Ababa'da "saldırmazlık anlaşması" imzalanmıştı. Bu saldırmazlık anlaşmasından yalnızca bir kaç saat sonra, Güney Sudan, Jau Şehri'nin Sudan ordusu tarafından bombalandığını duyurmuştu.
Hartum yönetimi ise Güney Sudan'ın, sınır bölgelerinde silahlı isyancılara destek verdiğini iddia ediyor. Sudanlı yetkililer bu nedenle "gerekirse isyancıları Cuba'ya kadar kovalarız" diyor.