Güncelleme Tarihi:
DSİ 25. Bölge Müdürlüğü yetkililerinden aldığı bilgiye göre, Güney Marmara, geçen eylül ayından bu yana uzun yıllar ortalamasının altında yağış aldı. Bir önceki yılın aynı dönemine nazaran Balıkesir genelinde yağış miktarında yüzde 16, Çanakkale'de ise 28 azalma yaşandı. Bu durum, bölgedeki barajlara olumsuz yansıdı.
Balıkesir ve Çanakkale'deki 16 baraj ile Manyas Gölü'ndeki doluluk oranları ortalama yüzde 38'e geriledi. Geçen yıl bu günlerde barajlardaki doluluk oranı yüzde 45 civarındaydı. Güney Marmara'da toplam kapasitesi 2 milyar 202 milyon metreküp olan baraj ve göllerde son ölçümlere göre 846 milyon metreküp su bulunuyor. "Kuş Cenneti" olarak bilinen, 690 milyon metreküp kapasiteli Manyas Gölü'ndeki su miktarı 199 milyon metreküpe (doluluk oranı yüzde 28,8) gerilerken Manyas Barajı'nın doluluk oranı yüzde 40'a düştü. Çanakkale'nin en büyük barajlarından olan 96 milyon metreküp kapasiteli Bayramiç Barajı'nda su miktarı 36 milyon metreküpe (doluluk oranı yüzde 37), 88 milyon metreküp kapasiteye sahip Taşoluk Barajı'nda doluluk oranı ise yüzde 29'a indi.DSİ 25. Bölge Müdürlüğü yetkilileri, şu an için herhangi bir su sıkıntısı yaşanmadığını belirterek, beklenen yağışlara yönelik hesaplamalara göre yaz mevsiminde ciddi bir sorun görülmeyeceğini kaydetti.
Çiftçiler su bekliyor
Balıkesir Ziraat Odası Başkanı Saadettin Atmaca, ekim ve kasım aylarında etkili olan yağışlarla toprağın ekim için tavına ulaştığını dile getirerek, bu aylarda çiftçinin tohumunu tarlasına ektiğini söyledi. Bunun ardından beklenen yağışın istenen düzeyde düşmediğini vurgulayan Atmaca, hububat çiftçisi başta olmak üzere, zeytin ve sebze üreticisinin de yağmur beklediğini bildirdi. Henüz zarar yaşanmadığını anlatan Atmaca, şunları kaydetti:
"Tarladaki hububat 15 gün daha dayanır, yağmur gelmezse ciddi boyutlarda zarar oluşur. Aslında bölgemiz, hayvancılık açısından oldukça ilerde. Bu açıdan hububat üreticisinden çok hayvancılıkla uğraşanlar daha fazla yağmur bekliyor. Yağmur olmadığı için ot büyümüyor, meralardan yararlanma da zorlaşıyor. Özellikle koyun yetiştiricileri, buğday üreticilerinden fazla yağış istiyor. Çünkü hayvanlarını yemle beslemeye başladıkları için maliyetleri arttı."
Ekilmiş arazilerde zarar oluşmasından endişe ediyorlar. Çanakkale Ziraat Odası Başkanı İlhan Ulus ise son derece kurak bir dönem yaşandığını ve üreticileri zorlu geçecek bir sezonun beklediğini vurguladı. Ulus, iklim değişikliğinin kendisini iyice hissettirmeye başladığını bildirerek, şöyle konuştu: "Geçen yıl yağışlı geçti. Bol yağışın ardından kurak günler geçiriyoruz. Çiftçilerimiz arpasını, buğdayını ekti. Ekimi biraz geç kalan hububat arazilerinde tohumlar patladı ancak şu anda yağmur olmadığı için filizlenme tam olmadı. Bu tohumlar çıkamadığı için bozulma görülüyor. Bu günlerde yağış olmazsa ekilmiş arazilerin büyük bir bölümü bozulacak."
Zor şartlarda üretim yapmaya çalışan çiftçilerin, aşırı yağışlar ve kuraklık gibi durumlarla karşılaşması durumunda daha da zorlanacağını vurgulayan Ulus, "Takvime baktığımızda Çanakkale, bu sezon sadece bir kez yağış aldı. Bu yağış da yetersiz. Baraj ve göletlerimizde sular azalıyor. Bu yıl daha kurak olacağı için daha zor geçecektir" dedi.
"Ümidimiz; yağmurların bir an önce yağması"
Yalova'nın Çiftlikköy ilçesi Ziraat Odası Başkanı Halil Ayvaz da il genelinde sulanamayan alanlarda hububat tarımı yapıldığını ve bu nedenle rekoltenin yağışlara bağlı olduğunu anlattı. İlde tarımsal faaliyetlerin, mevsimlik süs bitkileri, kesme çiçekçilik, kivi üretimi ve yeşil sebze çeşitlerinde yoğunlaştığını dile getiren Ayvaz, "Bitkisel alanlar dışında buğday, arpa ve yulaf ekilen yerler sulanamadığı için yağmura ihtiyaç duyulmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
Kuraklık devam ederse üretimdeki rekoltenin yüzde 20-30 azalacağını söyleyen Ayvaz, bunun da çiftçilerin sıkıntı yaşayacağı anlamına geldiğine dikkati çekti. Ayvaz, son 1,5-2 ayda çok az bir kar yağdığını ve bunun da etkili olmadığını belirterek, şunları kaydetti: "Yağmur yağmamasından dolayı yer altı suları beslenememektedir. Yazın da sebze ve meyve üretiminde yeraltı suları beslenemediği için çiftçiler sıkıntı çekecektir. Şimdi en büyük sıkıntımız; kuru tarımda yağmurun olmaması nedeniyle buğdayın boyunun kısa olması. Bunun yanında şimdi çiftçiler gübre atamıyor. Sıkıntı bunda da var. Gübre atılmadığı zaman da ürün büyümüyor. Ümidimiz; yağmurların bir an önce yağması. Yağmurlar yağdığında çiftçinin yüzü gülecektir. Kuraklık olursa açlık da olur. Bu sadece bölgemiz için geçerli değil, tüm Türkiye'de kuraklık yaşanıyor. Saha çalışmalarımızda, bölgemizin de kuraklıktan etkilendiğini hissediyoruz."
Çiftlikköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Hayrullah Sarıhan, 14 senedir örtü altı seracılık yaptıklarını ve şimdiye kadar böyle kurak bir kış mevsimi yaşamadıklarını ifade etti.