OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 18, 2003 00:00
Ä°ktisadi Kalkınma Vakfı (Ä°KV) Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Davut Ökütçü, Güney Kıbrıs'ın Avrupa BirliÄŸi'ne(AB) katılmış olması ve bu süreçte Kıbrıs konusunda bir çözüm bulunamamasının, Türkiye'nin tam üyeliÄŸinin önünde tıkanıklığa sebep olabileceÄŸini bildirdi. Ökütçü, ''Gönül isterdi ki Kuzey Kıbrıs da Rum kesimi ile birlikte AB'ye katılmış olsun. Ancak bu görüşmelerin bir anlamda tıkanmış olmasının sonucu olarak bu noktaya geldik. Çözüm olmaması bizi bu noktaya getirdi'' dedi. ''Yine de önümüzde 1 yılı biraz aÅŸan bir süreç var'' diyen Ökütçü, bu süreç içinde görüşmelerin devam etmesi, çözümün bulunması halinde Türkiye'nin müzakerelere baÅŸlama kararının verileceÄŸi Aralık 2004'ten önce bu sorunu aÅŸma fırsatı da bulunduÄŸunu kaydetti. Ökütçü, ÅŸunları söyledi: ''Tabii ki Güney Kıbrıs'ın AB'ye katılmış olması ve bu süreçte birçözüm bulunamaması halinde gerek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti açısından, gerek Türkiye açısından sıkıntılar vermeye devam edecektir ve burada en büyük sıkıntı Türkiye'nin hem müzakerelere baÅŸlaması sürecinde, hem de daha sonra müzakerelere baÅŸlasa dahi sonraki süreçtede çözüm olmaması halinde tam üyeliÄŸinin önünde tıkanıklığa sebep olabilir.'' 2004'te Türkiye tüm siyasi kriterleri karşılamış ve AB'nin arzu ettiÄŸi uygulamada yeterli örnekleri sergilemiÅŸ olsa dahi Kıbrıs Rum kesimiyle Yunanistan'ın bir blok oluÅŸturacağını söyleyen Ökütçü, ''Yunansitan ve Kıbrıs Rum kesiminin dışındaki 20 üyeyi ikna etsek dahi, geri kalan üyelerin Türkiye yönünde oy kullanarak ve gerekirse de bu blok karşısında baskı kurarak müzakerelerin baÅŸlamasına gayret etmesi gibi gerçekleÅŸmesi zor bir durumla karşı karşıya kalırız'' dedi. ''HÃœKÃœMETÄ°N KARARLILIÄžINI GÖRÃœYORUM''Ökütçü, sözlerini şöyle sürdürdü: ''DışiÅŸleri Bakanı Abdullah Gül'ün oraya katılması bir anlamda Güney Kıbrıs'ın tanınması noktasına götürür bizi. Bence bu toplantıya katılması bu konuda Türkiye'nin Güney Kıbrıs'ı tanıması gibi bir sorunu yahut sonucu getirmezdi. Zira bundan önce gerek Ä°stanbul'da düzenlenmiÅŸ AGÄ°T toplantısında, gerekse Avrupa BirliÄŸi, Ä°slam ülkeleriyle düzenlenmiÅŸ olan toplantılarda Güney Kıbrıs, bu ülkeyi Kıbrıs devletini temsilen katılmıştır. EÄŸer o toplantılarda bulunması bir tanınmışlığa götürmüyorsa bu toplantıya katılmamızın da böyle bir sonucu doÄŸurmayacağı kanaatindeydim. Ama tabii takdir Hükümetimizindir, bu bir tavır sergilemedir. Bu da Hükümetimizin takdirleri içinde bir tavır sergilemedir.'' Türkiye'nin önünde 2 olay bulunduÄŸunu ifade eden Ökütçü, ''Birisi Kıbrıs meselesi, diÄŸeri bize verilmiÅŸ olan katılım ortaklığı belgesi çerçevesinde siyasi kriterleri tam olarak karşılamaktır'' dedi. Türkiye'nin 2004 Aralık ayından önce siyasi kriterleri tam olarak karşılamasının müzakerelerin baÅŸlaması için ön koÅŸul olduÄŸunu belirtenÖkütçü, bu süreç içinde Kıbrıs'ta müzakerelere devam etmek yoluyla Kıbrıs sorunu da aşıldığı takdirde 2004'ün sonunda tam müzakereye baÅŸlayabilir bir Türkiye'yi göreceklerini kaydetti. Ökütçü, ''Neticede Güney Kırıs ve Yunanistan bu problemin aşılmaması nedeniyle resistans koyabileceklerdir. Ama görüşmelerin belli bir aÅŸamada ilerleme yoluna girmiÅŸ olması sanıyorum bu resistansı ortadan kaldırır'' diye konuÅŸtu. Kıbrıs'ta 2 tarafın da eÅŸit olarak temsil edildiÄŸi, egemenliÄŸin, iki tarafın da eÄŸemenlik haklarının garanti altına alındığı Türkiye'nin garantörlük hakkının korunduÄŸu bir çözüme yönelik çabalar gösterileceÄŸini ifade eden Ökütçü, bunun altındaki detayların müzakereler yoluyla, uzlaÅŸma yoluyla çözülebilecek hadiseler olduÄŸunu belirtti. Ökütçü, ''Ben Hükümet'in bu konuda kararlılığını görüyorum. Hem Kuzey Kıbrıs Türk Cuhuriyeti, hem de Türkiye'nin çıkarına uygun olduÄŸunu görerek bir çözüme gideceklerine inanıyorum'' dedi. ''SÃœRECÄ° ÇOK Ä°YÄ° DEÄžERLENDÄ°RMELÄ°YÄ°Z''Davut Ökütçü, sözlerini şöyle tamamladı: ''Görüşme masasına oturduÄŸumuz zaman her istediÄŸimizi elde etmeyi beklememeliyiz. Ama karşı tarafın da her istediÄŸini elde edemeyeceÄŸini, bunun bir uzlaÅŸma zemini olarak ele alınması gerektiÄŸini düşünürsek bizim çözüm arayan taraf olarak tavrımızı devam ettirmemiz hem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin, hem de Türkiye'nin çıkarına olacaktır.    Üzerinde hassasiyetle durmamız gereken konu bizim 2004'ün sonuna kadar olan süreci çok iyi deÄŸerlendirmemiz, bu sürecin sonunda da tam müzakerelere baÅŸlayacak ÅŸekilde kaybedecek zamanımızın olmadığı bir ülke anlayışı içinde hareket etmemizdir.'' Â
button