Güncelleme Tarihi:
Bu alanlardaki uzmanların kimi, anlaşma ile Türkiye ile Rusya arasında AB ve ABD aleyhine ’tehlikeli yakınlaşmaya’ dikkat çekiyor. Bazıları, "Türkiye, AB ve ABD’ye karşı güçlü bir koz elde etti", kimileri de, "Bu imza sadece sonradan başımıza ciddi iş açabilecek bir halkla ilişkiler başarısı" görüşünü savunuyor. İşte görüşler:
Türkiye ile Rusya’nın yakınlığı görülmeli
Türkiye’nin, Rusya Başbakanı Vladimir Putin’in ziyareti sırasında ’Güney Akım’ projesi için münhasır ekonomik bölgesinin kullanılmasına ilişkin fizibilite çalışmaları yapılmasına onay vermesinin yurt dışındaki yankıları sürüyor.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Sözcüsü Martin Selmayr’ın, "Güney Akım ve AB öncülüğündeki Nabucco projesi birbirine rakip değil, tamamlayıcı" yorumunun ardından, ABD’deki düşünce kuruluşu Hudson Enstitüsü’nün enerji uzmanı Zeyno Baran, EUObserver’e konuyla ilgili dikkat çekici yorumlarda bulundu.
Türkiye’nin mesajı ne
Avrupalılar’ın, Türkiye’de olup bitenleri ’gerçekten anlaması’ gerektiğinin altını çizen Zeyno Baran, "Avrupa ve ABD’ye karşı Türkiye’nin Rusya’ya ne kadar yakınlaştığı görülmeli. Eğer Güney Akım inşa edilirse Nabucco’nun olmayacağını, en azından Hazar gazı için olmayacağını savunuyorum" dedi. Baran şu görüşleri dile getirdi:
"Nabucco, sadece Avrupa’nın ihtiyaçlarının çeşitlendirilmesi açısından değil, aynı zamanda Orta Asya ve Kafkas ülkelerinin Rusya’nın nüfuzundan kurtulması açısından önemlidir. Şimdi bununla Türkiye, ister istemez, bu ülkelerin umurunda olmadığı, sadece bir gaz merkezi olmakla ilgilendiği sinyalini gönderdi. Avrupalılar, Türkiye’de olup bitenlerini gerçekten anlamalı, Avrupa ve ABD’ye karşı olarak Rusya’ya ne kadar yakınlaştığını görmelidir."
Bir büyük adım ileri
Baran’ın bu yorumlarını aktaran EUObserver de, "Türkiye, enerjide Rusya’ya bağımlığını azaltmayı amaçlayan AB’nin desteğindeki projenin (Nabucca) olanaklarına zarar verebilecek bir adım atarak, Rusya’nın Güney Akım gaz boru hattına, yani Karadeniz bölgesine erişimine izin verdi" yorumunu yaptı.
Türkiye’nin bu onayının, ’Güney Akım için "büyük bir adım ileri" oluşturduğuna dikkat çeken EUObserver, boru hattının ya Türkiye ya a Ukrayna’nın münhasır ekonomik bölgelerinden geçmesi gerektiğini, Ukrayna’nın ise buna izin vermesinin beklenmediğini kaydetti.
’Nabucco projesiyle Güney Akım alternatif değil’
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Rusya ile bu hafta enerji alanında imzalanan anlaşmaların, Nabucco’nun Doğu-Batı hattında oluşturduğu koridoru, Kuzey-Güney hattında oluşturduğunu belirterek, "Bunlar birbirlerine bu anlamda alternatif değildir" dedi.
Rasyoneliz
Davutoğlu, "Rusya ile imzalanan anlaşmalar konusunda özellikle Batıdan endişeler size geldi mi?" sorusuna, "Resmi düzeyde gelmedi. Türkiye’nin soğuk savaşın doğasından çıktığını artık herkes görüyor ve bunun gereğini yaptığını da biliyor. Bu anlamda bir tepki olmaması lazım" yanıtını verdi. Batı dünyasının en önemli düşünce yöntem ilkesinin "rasyonellik" olduğuna dikkat çeken Davutoğlu, "Kuzeyden Güneye doğru bir doğal gaz ve petrol akımı ihtiyacı varsa, ki var, Türkiye’nin ne yapıp edip bunun kendi üzerinden geçmesini temin etmesi rasyonel bir davranıştır, ideolojik bir davranış değildir" dedi. Aynı şekilde ihtiyaç duyulan Doğu-Batı koridoru için de Nabucco’nun hayata geçmesinin rasyonel bir tercih olduğunu kaydeden Davutoğlu, şunları söyledi:
İki proje de yürüyecek
"Bu coğrafyanın gereği, bu iki proje de yürüyecektir. Öyle bir anlaşmalar setidir ki bu, enerji içinde en önemli unsuru barındırmakla birlikte, Türk-Rus ilişkilerini kurumsallaştırmaya dönük bir çaba, bu kurumsallaştırma öyle bir karşılıklı bağımlılık doğurur ki, ortak bir havza oluşturur. Rusya ve diğer bütün komşu ülkelerle politikamız budur ve bu olmaya devam edecektir."
’Aslında golü atan Putin’
Bilkent Üniversitesi öğretim görevlisi, enerji uzmanı Necdet Pamir, Güney Akım’ın Nabucco’ya rakip olduğunu savundu. Türkiye’nin enerji alanında attığı son imzaya Avrupa Birliği’nden gelen tepkileri yorumlayan Pamir, şunları söyledi:
Biri mutlaka ertelenir
"Bu küresel kriz döneminde her iki boru hattının eşzamanlı, bir iki sene aralıkla olması mümkün değil. Hem finansman açısından hem de besleyeceği pazarlar açısından bu mümkün görünmüyor. Bunlardan biri olursa diğeri 15 yıl ertelenir veya hiç olmaz.
Nabucco sadece niyet beyanı
Türkiye’nin ne yaptığına gelince, Nabucco’ya imza gerekli, ama yeterli değil. Hepsinden önce alım-satım anlaşmaları gerekiyor. Gazı verecek ülkelerin alacaklara taahhütte bulunması gerekiyor. İmzacı ülkeler sadece gaz satın almaya çalışan 6 ülkeden 5’i. Alıcı ülkelerin imzasıyla hiçbir şey garanti edemezsiniz. Nabucco bir niyet beyanıdır.
Güney Akım ise güç gösterisi Â
Türkiye’nin bütün bu koşullar altında Güney Akım’a attığı imzayla verdiği görüntü, Avrupa ve ABD nezdinde bir güç gösterisidir. Bunu bir halkla ilişkiler başarısı olarak görebilirsiniz, ancak bunlar birbiriyle çelişkilidir. Geçen sene petrol ürünlerine 45 milyar dolar ödedik. Bu bizim ithalatımızın dörtte biridir. Dış ticarette 5 katı Rus üstünlüğü var.
İmaj iyi de, gücün var mı
İki yüzlülük doğru bir terminoloji olmasa bile bir tutarlılık meselesi vardır. Rusya ile birlikte görüntü vermek bir boyutuyla Orta Asya’da profilinizi, ABD, Avrupa nezdinde güçlü bir ülke görünümüzünü yükseltmiş olabilir. Ama gücünüz olmadığı halde böyle bir imaj vermeye kalkarsanız size olumsuz biçimde yansıyabilir. Enerjide daha fazla Rusya’ya bağımlı hale gelirsen, tutarlılık konusunda ciddi sorunlar yaratır bu. Kimseye de yaranamadığınızı görürsünüz. Aslında golü atan kimdir derseniz, Putin golü atmıştır."
10 milyar dolarlık proje
Güney Akım boru hattı anlaşması, Kasım 200’de, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İtalya Başbakanı Romano Prodi’nin hazır bulunduğu Kremlin’deki törende, Rus Gazprom ve İtalyan Eni şirketi yetkilileri tarafından imzalandı.
UzunluÄŸu 900 kilometre
Gazprom ve Eni’nin yüzde 50-50 eşit ortak olacakları, 10 milyar dolarlık projeyle, Karadeniz altından Bulgaristan’a uzatılacak 900 kilometre uzunluğundaki boru hattı, tamamlandığında yıllık 30 milyar metreküplük gaz taşıma hacmiyle kuzey ve güney Avrupa’nın gaz ihtiyacını karşılayacak. Boru hattından taşınacak yıllık 30 milyar metreküplük gazın bir bölümü Eni’nin Rusya’da işlettiği doğal gaz sahalarından gelecek.
Ukrayna’ya by-pass
Türkiye, geçtiğimiz hafta Rusya Başbakanı Vladimir Putin ile Başbakan Tayyip Erdoğan’ın attığı imza ile, Rusya’nın Ukrayna’yı by-pass ederek Türk karasularından Avrupa’ya doğalgaz taşıma isteğine ’Evet’ demiş oldu. Böylece Türkiye ’Güney Akım Hattı’na imza atarken, Rusya da, Samsun-Ceyhan Hattı’na katılmayı kabul etti.
’Artık Türkiye’nin AB’ye karşı güçlü bir kozu var’
Almanya’nın önde gelen sivil toplum kuruluşlarından Güneydoğu Avrupa Topluluğu’nun uzman üyesi Dr. Franz-Lothar Altmann, Türkiye ve Rusya’nın geçtiğimiz hafta imzaladığı ’Güney Akım’ porjesini, "Nabucco’ya karşı" olarak niteledi.
Dr. Altmann, Deutsche Welle’nin Türkçe Servisi ile yaptığı söyleşide, Türkiye’nin bu durumu lehine kullanacağını öne sürerek, "Türkiye bu durumdan para kazanmakla kalmayacak, siyasi olarak da bunu kullanacak. Avrupa Birliği (AB) ile müzakere sürecinde Türkiye’nin özgüveni güçlenecek" dedi.
Ankara’nın taktiği
Avrupa basınının "Türkiye’nin ikili oynadığı" yönündeki yorumlarını da değerlendiren Dr. Altmann, şunları söyledi:
"İlk olarak, her ülkenin kendi çıkarlarını korumak ve kendine güçlü bir pazarlık zemini inşa etmek istemesini kabullenmek lazım. Şimdi, Türkiye’nin Avrupa’ya karşı güçlü bir kozu var. ’Size muhtaç değiliz’ diyebiliyor. Bu son dönemde Ankara’nın uyguladığı bir taktiktir. Nabucco’yla Avrupa üzerine baskı kurulmak istendi. Yani Avrupa’ya ’Sizin enerji güvenliğiniz için önemli bir faktörüz’ denildi. Şimdi buna bir de bu ’Güney Akım’ kozu eklendi. Ama şu da görülmeli ki, ’Güney Akım’da İtalyanlar da var. Yani AB de bu konuda bütün halinde hareket etmiyor."
’Güney Akım’ın hayata geçirilmesi halinde, Avrupa’nın doğalgazı daha pahalıya alacağı kaygısına da değinen Altmann, AB’nin izlemesi gereken politikayı şöyle özetledi:
"Olabilecek en iyi politika, Nabucco’nun hızla hayata geçirilmesidir. Çünkü ’Güney Akım’ın asıl hedefi, ’Nabucco’yu engellemektir. Ve Nabucco gerçekten de Avrupa’nın Rusya’ya bağımlılığının azaltılması anlamına gelecektir. Çeşitlilik artırılmalı ve Nabucco bunu sağlayacak tek seçenek."