Güneşin üç yolcusu

Güncelleme Tarihi:

Güneşin üç yolcusu
Oluşturulma Tarihi: Mart 18, 2000 00:00

Haberin Devamı

Uluslararası festivallerde 21 ödül alan Güneşe Yolculuk'un başrollerini üç Kürt genç paylaşıyor.

Almanya'dan Portekiz'e, İsrail'den Brezilya'ya kadar dünyanın değişik bölgelerindeki festivallerde 21 ödül alan 'Güneşe Yolculuk' bir yıllık gecikmeden sonra nihayet izleyicisiyle buluştu. Yeşim Ustaoğlu'nun ikinci uzun metrajlı filminde üç kahramanı doğulu oyuncular canlandırıyor. Üç genç önceki hafta gala için Diyarbakır'a gitti. Bir hafta boyunca gösterimlerde izleyiciyle buluştu. Filmle beraber birçok festival gezen Nazmi Kırık, Nevroz Baz ve Mizgin Kapazan ‘‘Filmi en coşkulu izleyen Diyarbakırlılar oldu’’ diyor.

Diyarbakır Dilan Sineması'nda ‘‘Güneşe Yolculuk’’un gösteriminden sonra üç başrol oyuncusu sahneye çıkıyor. Filmin bitmesiyle başlayan alkışlar onların sahneye çıkmasıyla doruğa ulaşıyor. Seyircilerin büyük bölümü çıkışta tek tek ellerini sıkıyor. En çok söyledikleri şey ‘‘Yeni projeniz var mı?’’ Oynadıkları film 21 ödüllü ama daha yeni yeni tanınıyorlar. Birkaç gün önce onları filmden tanıyan bir vatandaş minibüste yol parası verdirtmemiş.

Bu coşku üç genci çok heyecanlandırsa da pek şaşırtmıyor. Nevroz Baz, Diyarbakır'dan çok uzak coğrafyalardaki izleyicilerin tepkisini anlatıyor:

‘‘1999'da Berlin Film Festivali'ne gittiğimizde filmi biz de ilk kez orada izledik. Çıktıktan sonra Almanlar gelip tebrik etmek istediler. Ama dillerimiz farklı olduğu için ne yapacaklarını şaşırıyorlardı. Elimizi sıkıp teşekkür ediyorlardı. İstanbul ve Ankara'da da müthiş bir coşkuyla karşılaştık. Coşku Diyarbakır'da doruk noktasına çıktı.’’Filmde, İstanbul'a göç eden ve metropolde yaşam mücadelesi veren insanların durumu üç gencin, Mehmet, Berzan ve Arzu'nun gözünden anlatılıyor. Türkiye'nin Batısı'nda yetişmiş Mehmet ile Doğu'dan gelen Berzan'ın İstanbul'da kesişen yaşam öyküleri batıdan doğuya uzanan bir yolculuk eşliğinde gelişiyor. Bu dramatik buluşmada Almanya'da büyüyen Arzu da yer alıyor.

‘‘Güneşe Yolculuk’’ta yolları kesişen sadece filmdeki karakterler değil. Bu karakterleri canlandıran Nevroz Baz, Nazmi Kırık ve Mizgin Kapazan'ın yolları da önce Mezopotamya Kültür Merkezi'nde, sonra da ‘‘Güneşe Yolculuk’’ta birleşmiş. İlk filmleri olmasına rağmen büyük başarı gösteren üç oyuncudan Mizgin Kapazan 1999 Ankara Film Festivali'nde En İyi Yeni Kadın Oyuncu, Sadri Alışık En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, Nevroz Baz da Çağdaş Sanat Oyuncuları Derneği (ÇASOD) Jüri Özel Ödülü'nü aldı. Nevroz ve Mizgin ‘‘Şimdi ödül sırası Nazmi'de’’ diyor.

1978, Tunceli Nazımiye doğumlu Nevroz, 1981 Siirt doğumlu Mizgin ve 1976 Diyarbakır doğumlu Nazmi yıllardır Mezopotamya Kültür Merkezi'nde sanat uğruna ter döküyorlar. Yönetmen Yeşim Ustaoğlu da onları orada keşfetmiş.

‘‘Güneşe Yolculuk’’ üç yıllık bir emeğin ürünü. 1997'de senaryoyu okumuşlar, bir yıllık hazırlıktan sonra çekim 1998'de başlamış ve bitmiş. Filmin izleyiciyle buluşmasını, bugüne kadar, iple çekmişler. Senaryonun okunmasından çekimin başlamasına kadar geçen sürede metin üzerinde sürekli bir görüş alışverişi olmuş. Zaten senaryo altı, yedi kez yenilenmiş. Nazmi Kırık sinema deneyimleri olmamasının bu projeye nasıl yansıdığını şöyle anlatıyor: ’’Senaryoyu okuduğumuzda temel kaygımız, bu film güzel çıkmalı, oldu. Kapsamlı bir projeydi. Uluslararası bir ekip çalışıyordu. Ve yönetmen Yeşim Ustoğlu da büyük bir riske girmişti. Bu bizim sorumluluğumuzu arttırdı. Daha oyuncu seçimi sırasında Mezopotamya Kültür Merkezi'nden biz beş - altı oyuncu adaydık. O aşamada tiyatroda geliştirdiğimiz kültürün de bir sonucu olarak, sen oynayacaksın, ben oynayacağım gibi bir rekabet asla söz konusu olmadı.’’

Senaryoya katkıda bulunmak için ellerinden geleni yaptıklarını söyleyen Kırık, buna bir de örnek veriyor: ’’Filmde Berzan'ın arkadaşına sorduğu, davan var mı, sorusunda sevgili anlamına gelen dava kelimesi, Diyarbakır'da kullanılan bir deyimdir. Bu sözcüğü kullanmak bizim önerimizdi. Aramızda sürekli bir kültür alışverişi oldu.’’

Üç oyuncu da Yeşim Ustaoğlu'nun senaryo üzerinde eleştirilere ve katkılara açık olmasından çok memnun kalmışlar. Buradaki ekip çalışması çekim sürecinde de devam etmiş. Polonyalı, Alman, Amerikalı, İranlı gibi çok farklı ülkelerden gelen çekim ekibiyle çok uyumlu çalışmışlar.

Şimdi üçünün de ortak dileği filmin olabildiğince çok izleyiciye ulaşması.

NAMİ KIRIK

Kahvecilik, ayakkabı boyacılığı, sigara satıcılığı Nazmi Kırık'ın çok küçük yaşlarda yaptığı işlerden birkaçı. Diyarbakır'ın gecekondularıyla meşhur Fiskaya Mahallesi'nden. Ne iş yaparsa yapsın, ilk fırsatta soluğu sinemada alırmış. Parası yetmediğinde damdan girmek dahil olmak üzere çeşitli yöntemler denermiş. 1980 sonrası babasının çalıştırdığı kahvehanedeki TV ve videonun çalınmaması için işyerinde yattığını anlatıyor: ’’Bir gece eve gittim, TV'yi çaldılar...’’ Yılmaz Güney'i de ilk kez o yıllarda videodan izlemiş. 1993'te Mezopotamya Kültür Merkezi'nin Diyarbakır şubesi açılınca tiyatrocu olarak çalışmaya başlamış. Şu anda İstanbul'daki Teatra Jiyana Nu'da (Yeni Yaşam Tiyatrosu) çalışıyor. En büyük isteği köy köy dolaşıp, tiyatro yapmak.

NEVROZ BAZ

İ.Ü. İktisat Fakültesi son sınıf öğrencisi. Ailesi İstanbul'a göç ettiğinde iki yaşındaydı. Tam Kürtçe konuşmaya başlarken İstanbul'a geldiği, zamanının çoğu sokakta geçtiği için, altı ay sonra ne dediğini kimse anlayamaz oldu. İki dili de zamanla öğrendi. Mehmet rolünün ona verilmesinde metropolde büyümesinin de payı var. ‘‘Senaryoyu ilk okuduğumda hemen o role yöneldim’’ diyor. Filmde Berzan ile Mehmet arasındaki dostluğu ve sıcak ilişkiyi yansıtırken Berzan'ı canlandıran Nazmi Kırık ile uzun süredir birlikte çalışmalarının çok yararı olduğunu söylüyor. Baz, iktisat öğrenimi görmesine karşın, hayatını sanatla kazanmayı tasarlıyor.

MİZGİN KAPAZAN

Mizgin Kapazan, İstanbul Kültür Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünde öğrenci. 11 yaşında Mezopotamya Kültür Merkezi'nin Çocuk Korosu'na girmiş. Daha sonra tiyatro bölümüne geçmiş. Filmde tamamen amatör bir ruhla oynadıklarını ama amatör olmadıklarını söylüyor: ’’Sette, 11 ülkeden gelen insanlarla karşılaştık. Üstelik çok iyi işlere imza atmışlardı. Biz ise amatör değil, tanınmamış insanlardık. İlk sinama deneyimimiz olmasına rağmen, ekibin sevecen tavrı sayesinde, çekimde heyecanımızı yendik’’ diyor.

Mizgin Kapazan, filmi Batıdakilerin abartılı, Doğudakilerin ise hafif bulduğunu söylüyor.

USTAOĞLU MEMNUN

Başrol oyuncularını nasıl seçtiniz?

- Nevroz ve Nazmi'yi Mezopotamya Kültür Merkezi'ndeki bir tiyatro oyununda izledim. Mizgin'i de bir oyunun kasetinde seyrettim. O sırada kast araştırması yapıyordum. Denediğim başka oyuncular da vardı. Provalarda başarılı olduklarını görünce rol verdim.

Onları seçmenizde hangi ölçütler belirleyici oldu?

- Bütün olarak bakmak lazım. Tipleri, oyunculukları, geçmişleri, yaşları... Yanyana oynadıklarında ortaya çıkan sonuç kararımı etkiledi.

Sinema deneyimi olmamaları sizi ürkütmedi mi?

- Çekimler sırasında bir zorluk çıkmaması için bir yıl boyunca hazırlanmalarını sağladım.

Sonuçtan memnun musunuz?

- Ben memnunum. İzleyenlerin de memnun olduğunu görüyorum.

Gişe durumu nasıl?

- İyi, çok iyi. Az sinemada gösterilmesine rağmen iyi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!