A.A.
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 05, 2007 09:56
Bilinçsizce güneşte kalan çocuklarda ilerleyen yaşlarda, ağır kanser tümörlerinin gelişme riskinin çok fazla olduğu bildirildi.
Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dr. Rıdvan Ege Hastanesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aysel Gürler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, artan sıcak hava ve ozon tabakasının delinmesi nedeniyle zararlı güneş ışınlarının etkisinin arttığını söyledi.
Özellikle çocukların, uzun süre güneş ışınlarına maruz kalmasının çok tehlikeli olduğunu belirten Gürler, “Çocukların, çocukluk çağında, bilinçsizce uzun süre güneş ışınlarına maruz kalmaları nedeniyle, yaşamlarının bir döneminde, deri ya da ağır kanser tümörleri ile karşılaşma olasılığı çok yüksek” dedi.
Bebek ve çocukların, yetişkinlere nazaran, güneşin zararlarından daha fazla etkilendiğine dikkati çeken Gürler, “Bebek ve çocuklara, güneşe çıkmadan önce suda etkisini kaybetmeyen yüksek koruma faktörlü koruyucular sürülmeli. Bebekler, doktorun tavsiyesi doğrultusunda güneşe çıkartılmalı. Çocuklara, güneşe çıkmadan önce, üstlerine açık renkli penye giydirilmeli. Işınların dik geldiği saatlerde mutlaka kapalı yerlerde bulunulmalı” diye konuştu.
“HAREKETSİZ 30 DAKİKADAN FAZLA GÜNEŞLENİLMEMELİ”
Hareketsiz olarak, yarım saatten fazla güneşlenilmemesi gerektiği uyarısında bulunan Gürler, “Derinin fizyolojik fonksiyonları bozuluyor. Bu durumda deride kalınlaşma, kepeklenme, kızarma, kaşıntı, yanma, batma olabiliyor” dedi.
Güneş ışınlarının yan etkilerinden olabildiğince az etkilenerek bronzlaşmak için kumsalda yürüyüş yapılabileceğini kaydeden Gürler, estetik bir moda haline gelen bronz ten için sağlığın riske atılmaması gerektiğini söyledi.
Sağlıklı bronzlaşmak için öncelikle kişilerin cilt yapıların bilinmesi gerektiğini anlatan Gürler, güneş ışınlarının yan etkilerinin ve güneş ışınlarına bağlı kanserlerin gelişme riskinin, açık tenli, kızıl saçlı ve renkli gözlülerde, kumral ve esmerlere oranla daha fazla olduğunu bildirdi.
Gürler, yaşlıların da güneş ışınlarının zararları açısından risk altında olduğunu belirterek, “50 yaş üstündekiler riskli gruptur. Çünkü, genç yaşta cildin kendini tamir etme özelliği vardır. Yaş ilerledikçe, cildin direnci azalır ve güneş ışınlarının etkisiyle kanser öncesi belirtiler karşımıza çıkar. Bunlar ilerde sorun meydana getiren kanserleri oluşturur” dedi.
Güneş ışınlarının zararlarından etkilenmemek için saat 11.00-15.00 arasında kapalı mekanlarda durulması gerektiğinin altını çizen Gürler, “Yansıyan ışınlar da tehlikeli olduğu için şemsiye altında da durulmamalı. Bu saatlerde, güneş ışınlarının ciltte yapacağı yan etkiler diğer saatlere göre daha fazla. Bu saat aralığındaki ışınlar büyük çoğunlukla kanserojen özelliği taşıyor” diye konuştu.
“KORUYUCULAR YÜZDE 100 KORUMA SAĞLAMAZ”
Güneş koruyucuların, yüzde yüz koruma sağlamadığını, yüzde 40-60 arasında koruyucu özelliği olduğunu ifade eden Gürler, “Koruyucu sürüldüğü takdirde istenilen saatlerde arzu edildiği kadar güneşlenebilirim” düşüncesinin yanlış ve tehlikeli olduğunu kaydetti.
Gürler, açık tenli olan kişilerin, suda etkisini kaybetmeyen en az 50 koruma faktörlü, kumral ve esmer tenli kişilerin ise 30-40 faktörlü koruyucular kullanması gerektiğini anlattı. Koruyucu kremlerin, dışarıya çıkmadan yarım saat önce uygulanması gerektiğinin altını çizen Gürler, uygulamanın her 2-3 saatte bir tekrarlanmasını önerdi.
Deride kırmızılık, yanma, batma, yanık ve ciltte içi su dolu kabarcıklar görülmesi durumunda en kısa zamanda doktora gidilmesi gerektiğini belirten Gürler, “Bu tür durumlarda ilk olarak soğuk kompleks yapılmalı. İçi soğuk su dolu bir kaba 2 katlı gazlı bez batırılmalı ve sıkılarak 10 dakika da bir yanık olan bölgeye serilmeli” dedi.
Prof. Dr. Aysel Gürler, solaryumu önermediklerini belirterek, solaryum uygulamalarında, santimetre kareye ne kadar ışın dozu geldiğinin bilinmediğini, bu nedenle fazla solaryuma girenlerin de risk altında olabileceğini sözlerine ekledi.