<B> Gaye GÜZELAY</B>
Oluşturulma Tarihi: Aralık 21, 2002 15:21
Müziğe yeteneği olan ancak normal okullarda da eğitim görmek isteyen çocuklar, konservatuarların 'yarı zamanlı' bölümlerinden yararlanıyorlar. Ders saatleri, öğrencilerin okuldan çıkış saatlerine göre ayarlanıyor.
Okuldan sonra enstrümanlarını yanlarına alarak konservatuvarın yolunu tutan minik öğrenciler, ufacık parmaklarıyla kemanın tellerine, piyanonun tuşlarına hakim olmaya çalışıyor. Onlar, geleceğin önemli müzisyenleri olacaklarını kanıtlarcasına, önlerinde duran karmaşık notaları melodiye dönüştürüyor.
Konservatuvarların tam zamanlı eğitim verilen bölümlerine girecek yaşa gelmemiş ya da dışarıdaki eğitimlerini aksatmak istemeyen öğrenciler, yarı zamanlı bölüme devam ediyor. Ders saatleri, öğrencilerin okuldan çıkış saatlerine göre ayarlanıyor. Öğrencilerin hepsi yaptıkları işten mutluluk duyuyor, kendini farklı hissediyor.
İstanbul Üniversitesi'nde 10, Mimar Sinan Üniversitesi'nde altı yılda tamamlanan yarı zamanlı eğitimin sonunda, öğrencilere sertifika veriliyor. Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müdürü Ergen Korkmaz, konservatuvara yarı zamanlı devam etmenin avantajlı olduğunu belirtiyor:
‘‘Yarı zamanlı kısımdan tam zamanlıya, her yıl yaklaşık sekiz öğrenci geçiş yapıyor. Yarı zamanlı devam eden öğrencilerin, yetenekli olup olmadıkları anlaşılıyor. Böylece yeteneği olmayan öğrenci, burada vakit kaybetmiyor.‘‘
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müdür Yardımcısı Vecihi Ofluoğlu
seçim sürecini şöyle anlatıyor: ‘‘Kulak sınavından sonra, öğrencilerin fiziksel yapılarına bakılarak, hangi enstrümana yatkın oldukları belirleniyor. Öğrenciler, piyano, keman, flüt gibi, bilindik enstrümanları tercih ediyor. İlerisini düşünerek, daha cazip enstrümanlar seçmelerini sağlamaya çalışıyoruz.‘‘
MİNİKLER NE DİYOR?Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda eğitim gören minik müzisyenlerle, müzik hakkındaki duygularını ve hedeflerini konuştuk.
Ece Bahadır (8.5): İki yıl önce, anaokulundaki müzik öğretmenim aileme yetenekli olduğumu söyledi. Annem de destek verdi ve iki yıl boyunca özel ders aldım. Bu yıl bu okula girdim. Piyanoyu ilerleterek müzik öğretmeni olmak istiyorum.
Pelinsu Bulutoğlu (12): FMV Işık İlköğretim Okulu'nda okuyorum. Konservatuvara iki senedir geliyorum. Daha önce de bir buçuk yıl boyunca özel ders aldım. Müziğe, anasınıfı öğretmenimin yetenekli olduğumu anneme söylemesiyle başladım. Okulda konserlerde çaldığımda mutlu oluyorum, heyecanlanıyorum.
Yasemin Köker (7): Ocak ayından beri geliyorum. Keman çalıyorum çünkü hem güzel bir müzik aleti, hem de tatillerde yanımda götürebiliyorum. Piyano çalsaydım yanımda götüremeyecektim. Haftada iki gün, birer saat geliyorum. Yeni tanıştığım kişiler, keman çaldığımı öğrendiklerinde, kemanın güzel bir enstrüman olduğunu söylüyorlar.
Ezgi Çetin (10): Dört yaşımdan beri bale yapıyorum. Bale yapınca boyumuz uzuyor. Baleyi çok seviyorum. İleride ünlü bir balerin olmak istiyorum. Baleden asla vazgeçmem.
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda eğitim alan öğrenciler ise şunları söyledi...
İrem İnce (10):Beş yaşından beri piyano, yedi yaşımdan beri çello çalıyorum. Haftada bir gün solfej, bir gün çello, bir gün de piyano dersine geliyorum. Okuldan çıktıktan sonra buraya derse gelmek yorucu oluyor ancak sevdiğim için yorgunluğu hissetmiyorum. Sahnedeyken çok heyecanlanıyorum.
Deniz Ömeroğlu (12): Beş yıldır piyano çalıyorum. Ayrıca yan flüt de çalıyorum. Üç yıldır buraya devam ediyorum. Haftada iki saatim bu okulda geçiyor. İyi bir piyanist olmak istiyorum. Okuldan sonra gelmenin zorlukları da var ancak insan isteyince yapıyor.