Güncelleme Tarihi:
30 Mart seçimlerini değerlendiren Günay, ”2013 yazından buyana ülke düzeyinde yaşanan demokrasi ve dürüstlük tartışmalarından en fazla etkilenen illerden biri olarak görülmektedir. Belediye Başkanlığı sayıları açısından yaşanan küçük değişiklikler, seçimin anlamını okumak için yeterli olamaz. İzmir'de bazı küçük ilçelerdeki belediye başkanlığı değişiklikleri, seçmen iradesindeki değişimin değil, aday belirleme sürecindeki doğru-yanlış tercihlerin sonucudur” diye belirtti.
Doğru değerlendirme yapabilmek için, genel oy dağılımına ve büyük yerleşim merkezlerindeki yönelimlere bakmak gerektiğini de vurgulayan Günay şöyle devam etti: “Bu açıdan bakınca, 2011 Haziran'ında olağan koşullarda yapılan genel seçimde İzmir'de birbirine yaklaşan AKP-CHP oy oranlarının, bu seçimde yine önemli ölçüde açıldığı görülecektir. 2011 sonuçlarıyla karşılaştırdığımızda, Buca, Bayraklı, Karabağlar, Gaziemir gibi, genel sonucu etkileyecek büyük merkezlerde, -CHP'nin adaylık tartışmalarına rağmen AKP önde başladığı seçimi kaybetmiş; benzer tartışmaların yaşandığı Konak-Bornova gibi i yerlerde daha da gerilemiştir. AK Partisi'nin büyük iddialarına, kullandığı orantısız devlet ve maddi imkanlarına rağmen, İzmir'de aldığı sonuç 2011'le karşılaştırıldığında, (Büyükşehir adayının da kabul ettiği gibi) ciddi bir başarısızlığa işaret etmektedir. Bu sonuca varılmasında, örgüt içi emeğin hoyratça çiğnenmesi ve parti kamuoyunun saygı duyduğu bazı kişi ve çevrelerin acımasızca suçlanmasının etkili olduğu, parti içinde yaygın bir eleştiri konusu olarak dillenmektedir. Son bir yılda demokrasiden ve hukuk devleti ilkelerinden hızla uzaklaşmanın ve bir 'demokrat merkez partisi' olmak yerine, giderek 'otoriter-muhafazakar parti' niteliğine dönüşmenin, İzmir'deki gerilemede daha da büyük etkisi olduğu açıktır. Çünkü İzmir, demokrasi, özgürlük, insan haklarının korunması ve kamu yönetiminde saydamlık konularında duyarlığı en yüksek yerleşim yerlerinin başında gelmektedir. Adalet ve Kalkınma Partisi, ülke düzeyinde kazandığı Belediye başkanlığı sayısına ve öteki partilerin yeterince yaygın olmamasından kaynaklanan birinci parti konumuna bakarak seçim sonuçlarını abartmaktan sakınmalıdır. Demokrasi ve hukuk devleti ilkelerinden uzaklaşan, dünyaya kapanan ve Türkiye'nin dışa açık dinamikleriyle bağlarını koparan hiçbir siyasal hareket, başarısını sürekli kılamaz.”