OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 14, 2000 00:00
GÜLSUYU OPERASYONU Denize, gökyüzüne ve özellikle uçaklara bayılırım. Hepsi özgürlüğün sembolleridir benim için... Çocukluğumdan, 7-8 yaşımdan beri uçakları özel bir ilgi ile izlerim. Bu çelik kuşlara hayranlığımı farkeden babam o sırada yaşamakta olduğumuz Sivas'taki THY Bürosundan birkaç kartpostal getirmişti. Hiç unutmam kartpostallardan birinde THY'nin Samsun isimli Fokker F-28 uçağı vardı. Bu gün o kart kayıp; tıpkı Marmara Denizi'ne düşüp de kaybolan F-28 Samsun uçağı gibi... O gün bugündür uçaklar hep isimleri ile yaşar kafamda. İsmin uçağa bir kişilik; teknoloji harikası soğuk metal yüzeyine bir sıcaklık, bir ruh verdiğini düşünürüm hep. Aslında her uçağın TC-JEP gibi resmi bir adı vardır; ama uçağa kişiliğini veren bu isim değildir kuşkusuz. Her havayolunda olduğu gibi THY'de de tarihi gelişimi içinde çeşitli tipte uçaklar olmuştur. THY sahip olduğu uçaklara daima isimler vermiş; sadece isim vermekle kalmayıp onları kategorize de etmiştir. Örneğin 1970'lerde filonun en yeni, en büyük uçakları Ankara-İstanbul ve İzmir adı verilen 3 adet DC-10'du. THY filosunun en iyi ve büyük uçaklarına Türkiye'nin en büyük 3 kentinin ismini vermişti. Sonra 1980'lerde filo değişmeye başladı, yeni alınan 14 adet Airbus A-310 uçağa yurdumuzun nehirleri isim olarak verildi (Seyhan, Ceyhan, Kızılırmak, Ergene, Çoruh...) Kısa ve orta mesafe uçuşlar için tercih edilen Boeing B-737'lere turistik ilçelerimizin (Bodrum, Marmaris, Ayvalık, Fethiye...) ve illerimizin (Balıkesir, Çanakkale, Malatya…) ve coğrafi bölgelerimizin (Trakya, Anadolu) isimleri kondu. Bu arada "Bayrak Gemisi" niteliğindeki DC-10'lardan birisi (Ankara) havacılık tarihinin en büyük facialarından biri olarak nitelendirilen kazada Paris yakınlarına çakıldı; diğer ikisi satıldı. Bunların yerine 1990'larda Airbus'tan A-340 uçakları sipariş edildi. Gelenek bozulmadı filonun göz bebeği en yeni, en büyük uçaklara Ankara, İstanbul, İzmir isimleri verildi. Sonra garip bir şey oldu. Dördüncü A-340 geldi, itiraf edeyim ki ben bu uçağa Adana isminin verilmesini bekliyordum. Ama olmadı. Adana ismi daha sonra gelen 5. uçağa verildi. Gelenek bozuldu. Hem de ne uğuruna!! "Gülsuyu Operasyonu" dördüncü A-340'ın isim öyküsüdür. Kuşkusuz kurgudur, külliyen uydurmadır… Çankaya civarları-Ankara Saat 17.25 Telefon acı acı çaldı, öğleden itibaren hiç susmamıştı ki zaten. En geç ikinci çalışında ahizeyi kaldırmazsa patronu sinirlenirdi. Neyse ki masaya yakındı ikinci çalış başladığı anda telefonu açtı. -Buyrun Efendim ? -Bana derhal Türk Hava Yolları'ndaki Boyacı Rüstem'i bağlayın. -Boyacı... Rüstem dediniz değil mi? -Evet köylüm Rüstem, 5-6 ay önce Bakım Müdürlüğü'nde işe koymuştuk ya... -Ah-hah, hatırladım... Hemen arıyorum efendim.
Atatürk Havalimanı-İstanbul Aynı Saatler Atatürk Havalimanı'nın Yenibosna tarafına doğru uzanan devasa bakım hangarında hummalı bir gündüz daha geride kalmak üzereydi. Vardiya değişimi yapılmasına rağmen Rüstem Hangar'dan ayrılmamıştı. Günlerdir beklediği paket bugün İstanbul'a ulaşmıştı.
Haber gelecekti, mutlaka gelecekti. Uzun zamandır heyecanlı bir bekleyiş içindeydi. "Bu gece olmalı" diye içinden geçirdi. Sadece bu gece tek bir fırsat geçecek elimize. Oğlum Rüstem bu işi kıvırdın mı yok senden büyüğü. Memlekete giderim krallar gibi karşılanırım artık. Ne diyorum ben yahu, gizli bu iş kimseye söyleyemem ki. Ama emmioğlu'na söylerim o kadar hizmet et kimseye söyleme olur mu yahu? Birden telefon çaldı. O kadar boş bulunmuştu ki korkuyla sıçradı, titreyen elleriyle ahizeyi kavradı: -Ben Rüstem, buyrun. -Nas'sın Rüstem beklediğimiz paket geldi mi? -Geg-geldi efendim, 16.30 civarında teker koydu. -Eyi, çok eyi Rüstem; Gülsuyu Operasyonu başladı. Bu gece işi bitir. Dikkatli ol Rüstem. Hemşerilerimiz bizlen gurur duyacak koçum. Göörriim seni. -Emredersiniz efendim, merak buyurmayın. Atatürk Havalimanı-İstanbul Saat 01.30 -Pist Güvenlik'ten Merkeze, Pist Güvenlik'ten Merkeze. Cevap ver Merkez. -Pist Güvenlik burası Merkez seni dinliyorum. -Ana Bakım Hangarının önünde park eden yeni A-340'ın burun kısmında şüpheli hareket var. -Tekrar et Pist Güvenlik, şüpheli hareket nedir? -Uçağın burun kısmına dayalı bir merdiven bulduk merkez. Yaklaşırken karanlığa doğru bir hareket oldu. -Merdiven mi dayanmış? Programda böyle bir şey görünmüyor. Oradan ayrılmayın destek gönderiyorum, her yeri iyice arayın . -Anlaşıldı Merkez. Çankaya civarları-Ankara Saat 02.05 Neden haber çıkmadı bu adamdan bu saate kadar? Yoksa yakalandı mı? Yakalanırsa rezil oluruz yahu. Amaan yakalanırsa yakalansın ben yaptım oldu derim. Atatürk Havalimanı-İstanbul Saat 02.10 -Konuşsan-a be adam ne yapıyordun uçağa? Başka arkadaşın var mı? Terörist misin nesin? -Gonuşmama hakkımı gullanmak istiyorum. -Başlatma hakkından şimdi, yatırın falakaya! -Tamam tamam gonuşiim bari... Atatürk Havalimanı-İstanbul Saat 03.40 -Hayırdır sayın Yönetim Kurulu Başkanım, bu saatte niye toplandık? -Kusura bakmayın sayın Yönetim Kurulu Üyeleri ama başımız dertte... -Neler oluyor? -Pist Güvenlik 01.30 sularında yeni gelen A-340'ın burnuna dayalı bir merdiven bulmuş. Sonra destek kuvvetlerin de gelmesiyle sıkı bir arama yapmışlar ve hangarın dibinde saklanan bir adam bulmuşlar. Adı Rüstem, bizim personel; 6 ay önce Ankara'nın talimatıyla işe almışız, kendisi boyacı. -Uçakta hasar var mı sayın başkan ne yapmaya çalışıyormuş? -Allahtan hasar yok, sadece merdivende tinerli bir üstüpü parçası bulduk. Uçağın ismini siliyormuş! -İsmini mi siliyormuş? Niye?.. -Gülsuyu operasyonu diyor, torpilliyim diyor, hemşerilerimize söz verdik diyor… -Kayıtlara baktınız mı nereliymiş bu Rüstem? -Baktık… -E nereliymiş peki? ..... Ertesi gün, Günlük Gazetelerden "THY filosuna katılan 4. Airbus A-340 dün törenle teslim alındı, Uçağa Isparta ismi verildi…" Sonsöz Ankara-İstanbul-İzmir-Isparta-Adana ve son olarak Hakkari. Bir gelenek bozuldu. Hem de ne uğuruna! M.Murat
ASLAN - 14 Ocak 2000, Cuma Â
button