Güncelleme Tarihi:
Meşelik Köyü sınırları içindeki Pina Yarımadası'nda dünyaca ünlü, koruma altındaki Halep çamlarının bulunduğu alanda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 49 yıllığına tahsisi yapılan 85 dönüm arazide beş yıldızlı, 1200 yataklı otel inşa eden MNG Holding A.Ş.'nin, Mart ayı başından itibaren de denizi doldurarak 45 metre genişliğinde, 1200 metre uzunluğunda kaçak iskele yapmaya kalkışması ortalığı karıştırdı. Uyarılara rağmen devam eden kaçak dolgu, kaymakamlığın iş makinalarını bağlamasıyla dururken, CHP Muğla Milletvekili Fevzi Topuz, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'nun yanıtlaması istemiyle TBMM'ye soru önergesi verdi. Topuz önergesinde Milas Kaymakamlığı ve Güllük Jandarma Komutanlığı'nın da tespit yapıp zabıt tutmasına rağmen denizde doldurma çalışmalarının devam etmesinin kamuoyu tarafından ibretle izlendiğini belirtti.
Topuz, şirketin “Denizi doldurduk cezayı bekliyoruz” açıklamasına dikkat çekti, şunları söyledi:
“Sayın Eroğlu 2872 sayılı Çevre Yasası'nın ilgili hükümleri (md.9/e,g,h) gereğince, ülkenin deniz, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının sulak alanları, su havzalarını korumakla görevli Çevre ve Orman Bakanlığı, kamuya açık bir alanda bir aydır süregelen bu çevre katliamı karşısında ne tür bir önlem almıştır? Çevreyi kasten kirletenlerin, bu kirliliğe pervasızca devam etmesi, yürürlükteki yasalarımızın yetersiz olmasından mı kaynaklanmaktadır, yoksa yasalarımızın çalıştırılmamasından mı? Kapalı bir koy olan Güvercinlik Koyu'nda yaşanan bu çevre katliamının, ekolojik dengede yaratacağı olumsuzluklar bakanlığınızca tespit edilmiş midir? Şirket yetkililerinin ‘Denizi doldurduk cezayı bekliyoruz’ açıklamasında konu edilen çevre katliamının bedeli nedir? Ve bu bedel bakanlığınızca nasıl belirlenmektedir.”
Milletvekili Topuz, Bayındırlık ve İskan Bakanı Nafiz Özak tarafından yazılı olarak yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığı'na verdiği soru önergesinde de Anayasa, Medeni Yasa ve Kıyı Yasası'na göre devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kıyıların herkesin eşit ve özgürce kullanımına açık olduğunu, ancak kaçak dolgunun, kamuya açık alanın kapatılmasına ve tahsis dışında da yer kazanmaya dönük olduğunu savundu. Topuz'un soru önergesi şöyle:
“3621 sayılı kıyı yasasının ‘Kıyının Korunması, Yapı Yasağı ve Kıyıda Yapılacak Yapılar’a ilişkin altıncı maddesine göre, ‘Kıyılarda, kıyıyı değiştirecek boyutta kazı yapılamaz, kum, çakıl vesaire alınamaz veya çekilemez. Kıyılara moloz, toprak, cüruf, çöp gibi kirletici etkisi olan atık ve artıklar dökülemez’ der. Yasanın 7. maddesine göre ise ‘Kamu yararının gerektirdiği hallerde, uygulama imar planı kararı ile deniz, göl ve akarsularda ekolojik özellikler dikkate alınarak doldurma ve kurutma suretiyle arazi elde edilebilmesi Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın izni ve uygulama imar planıyla mümkün olabilmektedir. Bu yolla kazanılan araziler dahi, devletin hüküm ve tasarrufu altında olup özel mülkiyet konusu edilemez. Bu alanlar üzerinde, ancak yol, açık otopark, park, yeşil alan ve çocuk bahçeleri gibi teknik ve sosyal altyapı alanları düzenlenebilir. Dolgu ile kazanılan alanlar üzerindeki yapılanmalar Maliye Bakanlı'ğının iznine tabidir. Söz konusu şirketin denizde yaptığı 52 bin metrekare dolgu, bakanlığınızın bilgisi içinde mi gerçekleşti? Sahanın uygulama imar planı var mı? İmar kirliliğine neden olan ve çevreyi kasten kirletilenler hakkında bakanlığınızca ne tür işlem başlatılmıştır?”
Milletvekili Topuz, Pina Yarımadası'ndaki çevre katliamının bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti tarihinde rastlanan en büyük ve önemli katliamlardan biri olduğunu söyledi.
VATANDAŞ MÜHRÜ
Öte yandan Yurtsever Cephe Bodrum Sözcüsü Ayhan Karahan çevre ve sivil toplum örgütleri ile devletin dur diyemediği çevre cinayetine çok sert yanıt vereceklerini söyledi. Karahan, Pina Yarımadası'nda tahsis yağmasıyla suç işlendiğini, bu tahsislere konu olan Turizm Teşvik Yasası'nın Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararına karşın işletilmesiyle hukukun ayaklar altına alındığını söyledi. Ormanlık arazilere ilişkin verilen sözlerin, rant hevesleri arasında buharlaştığını söyleyen Karahan, “Halkın kıyıları kullanımı hangi gerekçeyle olursa olsun engellenemez. Tahsis edilen alanda tarihi Halep çamları Orman Bölge Müdürlüğü marifeti ile kesildi. Yani ormanı, ağacı korumakla görevli bir resmi kurum betonlaşma için zemin yaratma adına doğa katliamı yaptı. Kıyılarımızın, koylarımızın başında giyotin gibi duran bu yasaya dayanılarak yapılan işlemler derhal durdurulmalı” dedi. Karahan, önümüzdeki günlerde eylem yaparak şantiyeye ‘vatandaş mühürü’ asacaklarını söyledi.