A.A.
Oluşturulma Tarihi: Şubat 07, 2007 15:06
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Hollanda'da yayın yapan Algemeen Dagblad Gazetesi tarafından “Türk iş yaşamının first ladysi” olarak tanımlandı.
Sabancı Holding'ten yapılan açıklamaya göre, Hollanda'da yayın yapan Algemeen Dagblad gazetesi, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ile yaptığı röportajı “Güler Sabancı: Çağdaş Türkiye'nin Bir Numarası” başlığı ile okuyucularıyla paylaştı. Marc Guillet imzasıyla yayınlanan yazıda Güler Sabancı, “stratejik düşünebilen, azimli bir iş kadını olarak ün yapmayı başarmış” ifadeleriyle anlatıldı. Açıklamaya göre, Güler Sabancı'nın AB konusundaki görüşlerinden Hollanda- Türkiye ilişkilerine yönelik yorumlarına, sosyal yönlerinden kadının iş dünyasındaki konumuyla ilgili açıklamalarına kadar çeşitli konuları içeren röportaj iki tam sayfa olarak yayımlandı.
SABANCI KÖTÜMSER DEĞİL
Algemeen Dagblad'a yaptığı açıklamada gazeteci Hrant Dink'e 19 Ocak'ta yapılan siyasi suikastın kendisine, amcasının uğradığı, serinkanlılıkla işlenen katliamı anımsattığını ifade eden Sabancı'nın şu sözleri okuyucularla paylaşıldı: “Benim için önemli olan, yüz binlerce Türk yurttaşının Hrant Dink'in öldürülmesinden sonra etkileyici, ağırbaşlı bir tepki göstermiş olması. Çok müspet bir tabloydu. Bu olay nedeniyle dış dünyadaki Ermeniler, Türkiye'ye resmi olarak ilk kez davet edildiler. Türkler ve Ermeniler açık kalplilikle bir diyaloga başladılar.”
Yazıda ayrıca, “Her ne kadar bu siyasi cinayet, milliyetçi çevreler içinde AB'ye karşı gösterilen direncin uç örneklerinden biri olsa da, Sabancı kötümser değil” yorumu yapıldı.
TÜRKİYE AB YOLUNDA İLERLİYOR
Güler Sabancı'nın AB'ye yönelik görüşlerine de yer verilen yazıda, “Türkiye AB yolunda ilerlemekte ve yasalarıyla diğer mevzuatını AB kriterlerine uydurmak üzere tüm gücüyle çalışmaktadır. Geçen yıl meclis yaklaşık yüz yeni yasayı kabul etmiştir. Katılım süreci uzun soluklu bir süreç. Gecikmeler oluştu, ancak önemli olan Türkiye'nin rotadan çıkmaması ve gerekli reformları yapmaya devam etmesidir. Yolculuk belki de varılacak yerden daha önemli. Ve insanlar dostlarını en iyi yolculuk sırasında tanırlar” açıklamalarının altı çizildi.
Algemeen Dagblad, Güler Sabancı'nın, Hollanda'nın, Müslümanların farklı kural ve değerlere sahip oldukları, bu denli büyük bir ülkeyi içine alamayacağı şeklindeki savlarını, gerçekleri bilmemenin bir göstergesi olarak düşündüğüne ve çelişkili bulduğuna dikkati çekti. Konuyla ilgili olarak Sabancı'nın, şu sözlerine yer verildi: “Türkiye'ye kapılar kapanarak Müslümanlar dışarıda tutulamaz. Avrupa'da şimdiden 15 milyon Müslüman yaşıyor. Dahası Türkiye, ekonomik anlamda çoktan Avrupa'ya entegre olmuş durumdadır. Hollanda ve diğer AB ülkeleri Türkiye ile olan dev ticaretten yarar sağlamaktadır. Türkiye, AB ile ticari ve siyasi bir entegrasyon için ciddi çaba gösteriyor. Türkiye'nin tüm AB kriterlerini karşılaması daha yıllar alabilir. Ama ben eminim ki o an geldiğinde, Avrupalılar Türkiye'yi aralarına kabul etmeye çok daha hazır olacaklardır. Hollanda ve Fransa'da politikacılar halkın Türkiye'ye ilişkin tereddüt ve korkularını, kısa vadeli oy hesapları için kullanıyorlar. Bizim yaşlı kıtamız (Avrupa), tarihinde birçok kez yanlışlar yapmış olabilir ama hemen her zaman uzun vadede gerçek çıkarlarının nerede olduğunu bilmiştir.”
“EN BAŞARILI KADIN OLARAK ANILMAK İSTERDİM”
Algemeen Dagbald, The Financial Times tarafından belirlenen Avrupa'nın en güçlü on kadınından biri olarak gösterilmesiyle ilgili olarak ise Güler Sabancı'nın, “Böyle bir takdir motive edici. Ama yine de ben, en başarılı kadın olarak anılmak isterdim. Ben başarıya ve başarının gücüne inanırım. Ben yalnızca sonuçlara odaklanan bir insanım” şeklindeki sözlerine yer verdi.
Yazıda Sabancı'nın, yirmi yıldan beri çeşitli yöneticilik görevlerinde bulunarak, erkeklere ve kadınlara yönetim yetkilerinin nasıl verildiğini çok yakından gözlemlediği ifade edilirken, “Dünyanın her yerindeki üniversitelerde, cinsiyet farklılıklarının iş yaşamındaki etkisinin incelendiği araştırmalar yapılıyor. Bu konuda genelleme yapmak istemiyorum. Ama, şurası kesin ki kadın yöneticiler ve girişimcilerin duygusal zeka (EQ) düzeyi daha yüksek. Bu nedenle bizler ekip çalışmasında daha iyiyiz. Daha fazla organizasyon yeteneğine ve olaylara karşımızdakinin gözüyle bakabilme kapasitesine sahibiz ve insanlarla ilişki kurmada daha başarılıyız. Benim tarzımın özelliği, büyük ölçüde ekip çalışmasına katılmamdır” sözlerine de yer verildi.
SOSYAL YÖNLERİ
Güler Sabancı'nın sosyal yönlerinin de anlatıldığı yazıda Sabancı'nın, yoğun toplantı, strateji oturumları ve konferanslarla dolu gündeminin yanı sıra hobilerine zaman ayırabildiği belirtildi. Sabancı'nın “Sanatı seviyorum. Başkanlığını yaptığım Sakıp Sabancı Müzesi geçen yıl büyük bir Picasso Sergisi gerçekleştirdi. Özel olarak Selçuklu sanatından ve çağdaş Türk sanatından parçalar topluyorum. Konserlere gitmeyi seviyorum. Ve insan isterse her şeyi yapabilir. Önemli olan, zamanı ekonomik kullanmaktır” sözlerine yer verildi.
Güler Sabancı'nın ilgi alanları arasında yer alan şarapçılık ile ilgili ise, ”On bir yıl önce Trakya'da, 'Gülor' adıyla şarap üretimine başladım. Devlet işletmesi olan Tekel bugün özelleştirilmiş bulunuyor ve gelecekte dünyanın en iyi şaraplarıyla rekabet edebilen şaraplar üretebilecek durumda olacağız. Güneşli bir iklime ve iyi bir toprağa sahibiz, öyleyse neden olmasın” sözleriyle değinildi.