Güler, enerji alanında Türkiye'ye yatırım çağrısı yaptı

Güncelleme Tarihi:

Güler, enerji alanında Türkiyeye yatırım çağrısı yaptı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 05, 2007 14:12

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Türkiye’nin enerji ve yeraltı zenginlikleri bakımından zengin olduğunu, gerçekleştirdiği başarılı projeler olduğunu belirterek, Avrupalı yatırımcılara enerji alanında Türkiye’ye yatırım yapmaları çağrısında bulundu.

Haberin Devamı

Güler, “Türkiye ve AB: Avrupa Enerji Politikası İçin Hep Beraber Birlikte” konferansında yaptığı konuşmada, enerjinin savaşlara, çatışmalara ve dostluklara neden olabildiğini belirterek, bu konunun Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözünden hareketle ele alınması gerektiğini söyledi.

YENİLENEBİLİR ENERJİYE YATIRIMA ÇAĞIRDI

Türkiye’nin enerji alanında gerçekleştirdiği projelerini ve hala devam eden çalışmaları aktaran Güler, Türkiye’nin su, rüzgar ve güneşin de arasında bulunduğu yenilenebilir enerji kaynaklarını kullandığını ve bu alanda önemli patonsiyele sahip olduğunu ifade etti. Güler, yenilenebilir enerjide Türkiye’nin elektrik dahil 128 milyar dolarlık bir yatırım potansiyeline, hidroelektrikte de 20 milyar dolar, rüzgarda ise 10 milyar dolarlık bir yatırım potansiyele sahip olduğunu belirterek, konferansa katılanları bu alanlarda yatırım yapmaya davet etti.

“KONJONKTÜREL DEĞİŞİKLİKTEN ETKİLENMEDEN PROJELERİMİZİ YÜRÜTÜYORUZ”

Türkiye’nin yürüttüğü enerji projelerini çevreye duyarlı bir şekilde yürttüğünü anlatan Bakan Güler, Türkiye’nin yürüttüğü projelerde siyasi olarak kararlı ve güçlü olduğunun da altını çizdi. Güler, Samsun-Ceyhan Boru Hattı projesine ilişkin bilgi verirken, bazı ülkelerin yaptıkları açıklamaların olduğunu ancak Türkiye’nin bu açıklamaları dikkate almadan kararlılıkla yoluna devam ettiğini kaydetti. Güler, konjonktürel değişikliklerin projelerin tamamlanmasını da etkilemeyeceğini vurgulayarak, yürütülen çalışmalarda aktif bir politika izlediklerine de dikkat çekti.

Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı projesini risk alarak tamamladıklarını aktaran Bakan Hilmi Güler, Kerkük-Yumurtalık Boru Hattı’nın da Irak’taki sorunların tamamlanmasıyla birlikte sağlıklı bir şekilde işleyeceğini, buna paralel olarak da doğalgaz boru hattı yapımı için görüşmelerinin de sürdüğünü söyledi.

YUNANİSTAN’A İLK GAZ TEMMUZ SONUNDA

Şahdenizi projesinde de doğal gaz alınacak duruma gelindiğini anlatan Bakan Güler, bu gaz gelir gelmez temmuz ayı sonunda Yunanistan’a ilk gazın verileceğini kaydetti.

Hilmi Güler, Türkmenistan ve Azerbaycan’dan Orta Avrupa’ya uzanan Nabucco projesine değinirken de, bu projeyi bitirmeye kararlı olduklarını ve geri adım atmayacaklarını söyledi. Güler, “Nabucco projesi gerçekleşinceye kadar, kendi ulusal network'ümüzle Avrupa’ya en az 10 yıl doğalgaz verebiliriz” dedi. Güler, Nabucco projesinde 5 ortak ülke bulunduğunu, bu ülkelerin birlikte, samimi, net ve şeffaf hareket etmesi gerektiğini vurguladı.

“BİRLİKTE HAREKET ETMELİYİZ”

Türkiye’nin yeraltı zenginliklerine de değinen Bakan Güler, yeraltındaki gazın işletimde olmadığını, bu gazın kullanımı için bazı ülkeleri yatırım yapmaya zorlanabileceğini ifade etti. Güler, AB ülkelerinin bazen birlik içinde bazen de ayrı ayrı ülkeler olarak hareket ettiğine işaret ederek, enerji projelerinde birlikte hareket etmek gerektiğini dile getirdi.

Geçtiğimiz yüzyılın kralının petrol, yeni dönemin kralının doğalgaz olduğunu ifade eden Hilmi Güler, Avrupa ülkelerinin ayrı ayrı, özel anlaşmalar yerine şeffaflığı, dürüstlüğü ele alan ilkeyi benimseyerek hareket etmesinin önemine işaret etti.

“Başkalarının projelerine karışmıyoruz, biz kendi işimize bakıyoruz” diyen Bakan Güler, Türkiye’nin sürdürdüğü projelerin tamamlanması halinde doğalgazın uzun süre insan hayatında yer alacağını kaydetti.

Türkiye’nin Avrupa elektrik ağına dahil olmak için çalışmalar yürüttüğünü anlatan Bakan Güler, yıl sonuna kadar bu alana dahil olacaklarını söyledi.

Bakan Güler, Kyoto Protokolü’ne olumlu baktıklarını, bu yönde çalışmalara devam ettiklerini anlattı ve enerji alanında yapılan yasal düzenlemelere ilişkin bilgi verdi. Güler, enerjinin liberalleşmesinde önemli adımlar attıklarını ifade etti.

AVRUPA SERA GAZLARINI 2020’E KADAR YÜZDE 20 AZALTACAK

Avrupa Komisyonu Enerjiden Sorumlu üyesi Ardris Piebalgs da, enerji alanında Türkiye’nin AB’ye, AB’nin de Türkiye’ye ihiyacı olduğunu vurgulayarak, bu alanda işbirliğinin her iki tarafada faydası olacağını kaydetti. Piebalgs, enerji tüketiminin mevcut şekliyle devam ettiği taktirde karbondioksit emisyonları açısından oranların yükseleneceğini belirterek, 2030 yılına gelindiğinde artış bu oranda devam ederse yüzde 110’luk bir emisyon artışının ortaya çıkacağını söyledi. AB’nin yakın zamanda birbirine geçmiş enerji politikası üzerinde mutabık kalarak, bugüne kadar yapılmamış bir adım attığını ve detaylı eylem planı hazırladığını ifade eden Piebalgs, enerji paketi içinde stratejik politika hedeflerinin de yer aldığını, AB’nin sera gazlarını 2020’e kadar yüzde 20’e kadar azaltma niyetinin de yer aldığını ifade etti. Piebalgs, başka gelişmiş olan ülkelerde emisyon indirim oranlarının ayarlanması halında yüzde 20’lik indirimin yüzde 30’luk bir indirime çıkabileceğini kaydetti. Piebalgs, 2020’e kadar somut bir takım önlemlerin alınmasıyla enerji etkinliğinde yüzde 20 oranında artışın öngörüldüğünü aktarırken, AB’nin 2020 yılında kadar yenilenebilir enerji kullanımını yüzde 20’lik bir orana ulaşmayı da hedeflediğini söyledi.

TÜRKİYE AB İÇİN ÖNEMLİ

Türkiye’nin enerji tedariki açısından bir köprü ve koridor olduğunu belirten Piebalgs, Türkiye’nin çevresinde yüksek miktarda enerji kaynağı olduğunu ve ülke içinde de yenilenebilir enerji kaynakları açısından zengin olduğunu vurguladı. Piebalgs,”Modern ve canlı bir ekonominin olması nedeniyle Doğu Akdeniz, Karadeniz ve Ortadoğu arasında önemli bir yatırım merkezi olma özelliği var. Türkiye önemli bir köprü rolü oynuyor, bu rol uygun, doğru, alt yapı, finansal ve hukuksal çerçevenin oluşturulmasıyla daha da gelişebilir. Türkiye’nin bu rolü AB için de fayda sağlayacaktır ve hem tedariğin çeşitlendirilmesi, ekonomik fırsatların geliştirilmesi mümkün olabilir” diye konuştu.

Türkiye’nin önemli hukuki değişimi gerçekleştirdiğini dile getiren Piebalgs, Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Projesi’ne değindi. “Pek çoğumuza bu projenin gerçekleşmesi hayal gibi geliyordu” diyen Piebalgs, BTC’nin jeopolitik olarak önemli bir proje olduğunu ve Kafkaslar ile Orta Asya’daki petrol rezervlerinin dünya piyasalarına akmasını sağladığını söyledi.

AB VE TÜRKİYE NABUCCO KONUSUNDA KARARLI

Piebalgs, petrolden sonra doğalgaz projelerinin de Türkiye’de devam ettiğini belirterek, Türkiye ile Yunanistan arasındaki bağlantıdaki gelişmelerde de umutlandıklarını kaydetti. Bu projenin gerçekleşmesiyle birlikte buradaki hacmin 11 milyar metreküpe varmasının mümkün olduğuna işaret eden Piebalgs, hem Türkiye, hem AB’nin Nabucco Projesini gerçekleştirme konusunda çok kararlı olduklarının da altını çizdi. Nabucco Boru Hattının kapasitesinin 2020 yılına kadar 25 ile 30 milyar metreküp olmasının öngürüldüğünü dile getiren Piebalgs, bunun da Türkiye’nin AB’ye doğalgaz tedariki açısından 4'üncü ana tedarik kanalı olmasını sağlayacağını kaydetti. Piebalgs, “Bu kanalı doldurmak lazım, bunu ancak türkiye’nin AB’nin ortak çalışma gerçekleştirmeleri gerekir. Bu konuda Komisyon kendi görevini yerine getireye hazır. AB Komisyonu, bu projenin hızlandırılmasıyla ilgili bir koordinatör önerecek” dedi.

TÜRKİYE UCTE’YE DAHİL OLACAK

Piebalgs, 2010 yılına varıldığında Türkiye’deki elektrik şebekesinin Avrupa Elektrik Şebekesi (UCTE) ile senkronize hale geleceğini ve Türkiye ile Yunanistan arasındaki elektrik bağlantılarında da ilerlemeler kaydedilmesi öngörüldüğünü söyledi.

Türkiye’nin gaz üreten ülkeler ve yatırımcılar tarafından çok cazip bir yatırım ortamına sahip, güvenilir bir enerji ortağı olduğunun algılanması gerektiğini vurgulayan Piebalgs, şöyle konuştu:

“Türkiye enerji stratejisinde gelecekte önemli gelişme ve büyüme öngörülüyor. Toplam birincil enerji tedariğinin yüzde 150 oranında artışı sözs konusu olacak. İthalata bağımlılık olarak yüzde 70 civarında olacak, AB’de bu oran yüzde 50 civarında. Türkiye, AB’ne benzer bir takım şartlarla, zorluklarla karşı karşıya bulunuyor. AB, bu konuda kendi tecrübe ve politikalarını Türkiye ile birlikte paylaşıma hazır. Bu işi yapabilmek için kuvvetli ve etkin bir iç piyasanın olması, gerçek fiyatların bu piyasada yansıması, fiyat oluşturma mekanizmalarının temel unsurları göz önüne alınması ve alt yapı ile piyasa g3elişiminin bir birine uygun olması gerekiyor.”

Piebalgs, Avrupa Komisyonu’nun Bölgesel Enerji İşbirliği çerçevesine Türkiye’nin katılımına önem verdiğine işaret ederek, Türkiye’nin gözlemci olduğu Avrupa Enerji Topluluğu’na davet edildiğini söyledi. Piebalgs, Türkiye ile AB arasında çeşitli alanlarda daha fazla işbirliğine ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, işbirliğinin geliştirilmesinin her iki tarafın çıkarına ve faydasına olacağını kaydetti.

Piebalgs, Türkiye’de enerji piyasasının liberalleşmesinin herkese faydası olacağını ve güçlü bir enerji piyasası yaratacağını söyledi. Piebalgs, kuvvetli bir Türkiye’nin AB’ye de faydası olacağını ifade ederek, yenilenebilir enerji alanında Türkiye ve AB’nin ortak araştırmalar yapabileceğini dile getirdi. “Ortak çalışmak için bu yıl sonuna kadar ekipleri yönlendirmeliyiz” diyen Piebalgs, Avrupa Komisyonu’nun işbirliği çalışmalara destek verdiğini söyledi.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!