Güldünya'nın köyünde kimse olayı konuÅŸmak istemiyor

Güncelleme Tarihi:

Güldünyanın köyünde kimse olayı konuşmak istemiyor
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 03, 2004 00:00

Güldünya Tören'in bir zamanlar yaÅŸadığı, 50 yıldır devlete hizmet, teröre karşı onlarca ÅŸehit vermekle övünen Åžego aÅŸiretine mensup Budaklı Köyü'nün giriÅŸinde, DoÄŸu ve GüneydoÄŸu Anadolu yollarında rastlanan bir güvenlik var. Ama daha köye girmeden araçları durduranlar ne asker ne de polis. Bizzat köyün gençleri. İçeri girmek isteyenler önce onların ‘‘Kimsiniz, nereden, neden geldiniz’’ sorularına cevap vermek zorunda. Gazeteciyseniz iÅŸiniz epeyce zor.KÖYÃœN hemen giriÅŸindeki mezarlıkta, daha doÄŸrusu ‘‘Budaklı ÅžehitliÄŸi’’ tabelası olan yerde yatıyor Güldünya Tören, amcasının yanındaki mezarda. önceki gün Budaklı'da cenaze namazı kılınmadan gömülmüş. Babası ve erkek kardeÅŸleri, ‘‘İstanbul'da kılındı’’ diyor. Yine de cenaze törenine katılan kimi kiÅŸiler, bu durumu garip karşılamış. ‘‘Bir fatiha bile okunmadı’’ diyorlar.Güldünya'nın başına yöreye özgü kırmızı Ahlat taşından yapılma bir mezar taşı yerleÅŸtirilmiÅŸ, o kadar. Karlı daÄŸlarla sonlanan geniÅŸ bir düzlüğe bakıyor mezarı. Ãœzerini küçük beyaz taÅŸlarla kim süsledi, belli deÄŸil. Öğrenecek kimse de yok; köyün sokaklarında ‘‘güvenlikçi’’ gençlerden baÅŸka kimse dolaÅŸmıyor çünkü. Hele kadınlar hiç ortada görünmüyor. Yüzyıllar önceki gibi. KonuÅŸmuyor, konuÅŸturulmuyor. Güldünya'nın annesi, kız kardeÅŸleri, diÄŸer kadınlarla birlikte evlerinde. Ama o eve girmek, ‘‘güvenliÄŸi’’ aÅŸmak mümkün deÄŸil.BÄ°R KARDEÅž EKSÄ°LDÄ°Buna karşılık, ‘‘köy konağı’’ denen büyükçe kahvede, köyün tüm erkekleri oturuyor. BaÅŸta Güldünya'nın babası, kardeÅŸlerinden Orhan ve Burhan olmak üzere akrabaları, taziyeleri kabul ediyor. Ancak içeri bir yabancı girdiÄŸinde, sayısı 40-50'nin altına hiç düşmeyen kalabalık, büyük bir sessizliÄŸe gömülüyor. Ya da konuÅŸmaları gerekirse Arapça konuÅŸuyorlar. Güldünya'nın 50 yaşındaki babası Mehmet Åžerif Tören, Åžego aÅŸiretinin ÅŸu anda sayısı bin civarında olan korucularından biri. Güldünya'nın öldürülmesinden beri söylediÄŸi ÅŸeyleri tekrarlıyor: ‘‘Bu bir töre cinayeti deÄŸil!..’’ KardeÅŸleri Orhan ve Burhan da öyle. Daha önce ‘‘Kaç kardeÅŸsiniz’’ sorularına ‘‘11’’ cevabı veriyorlardı, ÅŸimdi ‘‘10’’ diyorlar kestirmeden. ‘‘Altı erkek, dört kız. En küçükleri 4,5 yaşında.’’ Söylediklerine göre, kızlar bekár. Onlar babaları gibi korucu deÄŸil; çiftçilik yapıyorlar, tütün yetiÅŸtiriyorlar. Burhan Tören, Ä°stanbul'da biri lokantada, diÄŸeri konfeksiyonda çalışan kardeÅŸlerinden bahsederken ‘‘İrfan ve Ferit Tören iÅŸlemedi o cinayeti’’ diyorlar. Söylediklerine göre Ä°stanbul'un binbir türlü hali var. Bundan sonra ne olacağı sorusuna cevapları ise kocaman bir hiç: ‘‘Olan oldu, ölen öldü.’’BaÅŸtan beri biliyordukGüldünya Tören'in köyü Budaklı'nın baÄŸlı olduÄŸu Güroymak Ä°lçesi Kaymakamı Okan Leblebicier, cinayetin ‘‘töre cinayeti’’ olmadığı kanısında:‘‘Çünkü biz baÅŸtan beri olayı biliyorduk. AÅŸiretin ileri gelenleriyle görüşüyorduk, ayrıca bizim dairede çalışan bu aÅŸirete mensup memurlarımız var. Bu münasebet ortaya çıkınca, ki ben erkeÄŸi suçlu buluyorum, aÅŸiret konuyu ele aldı ve barış kararı alındı.’’Devletin bir kaymakamının ‘‘aÅŸiretin aldığı kararlar’’dan sözetmesi bana biraz tuhaf gelse de soruyorum: ‘‘Ne demek barış kararı, kim kavgalı ki?..’’ Açıklıyor Kaymakam: ‘‘Barış kararı, yani Servet TaÅŸ'ın münasebete girdiÄŸi Güldünya Tören'i ikinci eÅŸ olarak alması.’’ Devletin kaymakamının yasal olmayan kuma sisteminden bu kadar doÄŸal bir ÅŸey gibi bahsetmesi de tuhafıma gidiyor ama yine soruyorum: ‘‘Ya sizin dediÄŸiniz gibi barış kararı deÄŸil de, ölüm kararı çıksaydı, sonradan olduÄŸu gibi..’’Yani bu bir tek benim sorum mu, devlet Güldünya'yı korumak zorunda deÄŸil miydi? Tabii ki ölüm kararı çıkması gibi bir ihtimal de olduÄŸunu ama barıştırmanın, ölüm kararını engellemek için gerçekleÅŸtiÄŸini söylüyor Kaymakam... ‘‘Hemen öldürme kararı almazlar, önce sulh görüşmeleri yapılır.’’İstanbul’daKÄ° MORGDA cenaze Namazı kılındı mıAileye selam vermiyorlardıDEDESÄ°, TORUNU UMUT’U Ä°STEMÄ°YORAkrabası Åžerif Çelik ‘‘Cenaze namazını Ä°stanbul'da, morgta kıldık’’ dedi. Åžafi mezhebinden olduklarını, bu nedenle cenaze namazını camide kılmalarının gerekmediÄŸini belirten Çelik, namazın Bakırköy Devlet Hastanesi Morgu'nun salonunda, morg görevlilerinin de katılımıyla kılındığını iddia etti. Bakırköy Devlet Hastanesi Müdürü Ä°brahim Türkdemir ise Çelik'in iddialarını yalanladı. Türkdemir ‘‘Morgda cenaze namazı mı kılınır’’ dedi.Bitlis Müftüsü Halil Arık, Güldünya Tören'in cenaze namazının kılınmamasıyla ilgili ÅŸunları söyledi: ‘‘EÄŸer bu kızımızın cenaze namazı gerçekten kılınmamışsa yanlış yapılmış olur. Güroymak Müftüsü'ne talimat verdim. EÄŸer bu tespit edilirse yarın (bugün) mezarının başında herkesin katılımıyla cenaze namazı kılınacak. Dinen bir sakınca yok.’’Bitlis ilçe ve köylerinde, aÅŸiret iliÅŸkileri içinde olmayan insanlarla yaptığımız konuÅŸmalar da aynı noktaya çıkarıyor bizi: ‘‘İster hukuk adamı, ister devlet adamı olun, ister Ä°stanbul'da, Ankara'da yükseköğrenim görün, buraya geldiÄŸinizde bu realiteyi kabul etmek zorundasınız. Tabii ki realite deyip kabul etmek mümkün deÄŸil, ama var. EÄŸer bu kız öldürülmeseydi, ailesi kimsenin yüzüne bakamazdı. Bu da realite iÅŸte.’’Görgü tanıkları, Güldünya'nın ölümünden bir hafta önce, bir baÅŸkasının cenazesinde, kimsenin aileye selam vermediÄŸini, infazın da bundan sonra gerçekleÅŸtiÄŸini iddia ediyor.Budaklı Köyü’nde baba Mehmet Åžerif Tören'e, ‘‘Peki torun’’ diyoruz ‘‘Torununuzu almayı düşünüyor musunuz?’’ Gerçi ‘‘torun’’ sözünü duyunca yüzü biraz geriliyor gibi oluyor Mehmet Åžerif Tören’in, ama hemen veriyor cevabını: ‘‘O ölmeden önce, kendi kararıyla çocuÄŸunu baÅŸka bir aileye vermiÅŸ. Biz onun kararına karışmayız.’’Töre cinayeti için suç duyurusuTCK Kadın Platformu üyesi bir grup kadın töre cinayetine kurban giden Güldünya Tören'in öldürülmesiyle ilgili İçiÅŸleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Kadından Sorumlu Devlet Bakanlığı, SaÄŸlık Bakanlığı, Bakırköy Devlet Hastanesi güvenlik görevlileri ve emniyet yetkilileri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Platform üyesi 23 kadın, dün, cinayetle ilgili soruÅŸturmanın yürütüldüğü Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı'na geldi. Yaklaşık 50 çevik kuvvet polisinin önlem aldığı adliye önündeki basın açıklamasını, Ä°stanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi'nde görevli Avukat Filiz KerestecioÄŸlu yaptı. Açıklamaya ‘‘Biz kadınlar öfkeliyiz, kızgınız, kırgınız, kapkarayız’’ diye baÅŸlayan KerestecioÄŸlu, ‘‘Adana'da Nilüfer, Diyarbakır'da Kadriye, Mardin'de Åžemse, Ä°stanbul'da Güldünya. Daha önce de bildiÄŸimiz bilmediÄŸimiz niceleri. Ä°ntihara zorlanan, intihar etti denilen, kayıtlara giren, bazen de hiçbir kaydı bile olmayan kadınlar. Öldürülüyoruz. ‘Töre' diyerek, 'Namus' diyerek, yasalarda uygulanan ceza indirimiyle adeta teÅŸvik edilerek öldürülüyoruz’ diye konuÅŸtu. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!