Gül'den başkanlık mesajı

Güncelleme Tarihi:

Gülden başkanlık mesajı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 06, 2010 16:27

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Yıldız Teknik Üniversitesi'nin akademik yıl açılışında konuştu. Gül, "Türkiye'nin geleceğiyle ilgili çeşitli tekliflerle ilgili, mesela başkanlık sistemiyle ilgili çeşitli tartışmalar görüyoruz. Yorumlarınızı tavsiyelerinizi eleştirilerinizi yaparken, akademiye yakışır şekilde, bilim adamına yakışır şekilde günlük siyasetin içine ve onun polemiklerine girmeden bütün bunları yapın ve bunların hepsi kabul görebilsin ve dikkate alınabilsin çağrısını yapmak istiyorum.” dedi.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Yıldız Teknik Üniversitesi'nin akademik yıl açılışında konuştu. Gül, üniversitelerin  sadece eğitim veren kurumlar olmaması gerektiğini belirterek, “Üniversiteler  sadece eğitim veren kurumlar haline gelirse, o zaman bilgiyi ve teknolojiyi  transfer eden bir ülke olarak kalmaya devam ederiz. Halbuki üniversitelerimiz  bilgi ve teknoloji üretmeli ve ürettiklerimizi de başkalarına transfer etmesini  bilmeliyiz” dedi.  

Gül, Yıldız Teknik Üniversitesinin (YTÜ) 2010-2011 Akademik Yılının  açılış töreninde yaptığı konuşmada, asırlık bir üniversite olan YTÜ'nün  Türkiye'nin kalkınmasına, gelişmesine çok büyük katkısı olduğunu belirterek,  böyle bir üniversitenin akademik yıl açılışında bulunmaktan büyük memnuniyet  duyduğunu söyledi.

Üniversitelerin Türkiye'nin gözbebeği kuruluşlar olduğunu, bu nedenle  değişik üniversitelerin akademik yıl açılışlarına katılmaya çalıştığını ifade  eden Gül, üniversitelerin Türkiye'nin kalkınmasının, gelişmesinin esas öncüsü  olduğunu belirtti.

Serbest düşüncenin, bilimin, özgür bir şekilde akademik ortamda  geliştirildiğini, olgunlaştırıldığını, tartışıldığını, doğrulukları ve  yanlışlıklarının sağlandığını, sonuçta onların toplumun malı olarak ülkelere yön  verdiğini ve nihayetinde de evrensel olarak bütün insanlığın faydalanmasına  sunulduğunu anlatan Gül, Türk eğitim sisteminin de bu bilgi üretimine katkıda  bulunduğunu söyledi.

Gül, şunları kaydetti:

“Üniversitelerin, sadece eğitim veren kurumlar olmaması gerekir.  Üniversitede tabii ki eğitim veriliyor ama eğitim verenler aynı zamanda bilim ve  teknoloji üretmekle de sorumlular. O açıdan öğretim üyelerinin yüklerini sadece  eğitimle sorumluymuşlar gibi sınırlandırmamak gerekiyor. Çünkü, üniversiteler  sadece eğitim veren kurumlar haline gelirse, o zaman bilgiyi ve teknolojiyi  transfer eden bir ülke olarak kalmaya devam ederiz. Halbuki üniversitelerimiz  bilgi ve teknoloji üretmeli ve ürettiklerimizi de başkalarına transfer etmesini  bilmeliyiz. Bu konuda ne yazık ki uzun bir durgunluk dönemi yaşadığımızı itiraf  etmek isterim. Çünkü, üniversitelerimiz enerjilerini ve önceliklerini başka  konulara çok sarf ettiler ve bu ortam, bu iklim oluşmadığı için bu konularda çok  başarılı olamadık. Büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim ki üniversiteler  kendi asli görevleri ve önceliklerinin ne olduğunun farkına vardılar ve büyük bir  yarış içine girdiler. Üniversiteler arasında büyük bir rekabet var. Bu rekabet  sadece Türkiye ölçeğinde değil, küresel ölçekte büyük bir rekabet var. Vakıf  üniversitelerinin çoğalması ve onların da iddialı bir şekilde eğitim hayatına  girmesiyle devlet üniversiteleri ve vakıf üniversitelerinin yarattığı ayrı bir  rekabet ortamı da söz konusu oldu. Bu rekabet ortamından çok iyi neticelerin  çıkacağına inanıyorum.”

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin,  çok büyük bir değişim ve çok büyük bir hamle içerisinde olduğunu ifade ederek,  “Şuna Cumhurbaşkanı olarak açıkça inanıyorum; Türkiye 10-15 sene sonra,  bugünkünden çok daha farklı olacaktır” dedi.

Gül, Yıldız Teknik Üniversitesinin (YTÜ), 2010-2011 akademik yılının  açılışı nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, YTÜ'nün bir özelliğinin  bilgiyi üreten ama bunun uygulamasına da önem veren bir üniversite olduğunu  söyledi.

Üretilen teknolojiyi ekonomiye transfer etmek, bunun sonucunda bir  ekonomik kazanç elde edebilmek ve insanlığın yararına sunmanın ayrı bir meziyet  olduğunu anlatan Gül, YTÜ'nün diğer üniversitelerden farklı olarak bu konuda öne  çıktığını ancak bunun daha da geliştirilmesi gerektiğini söyledi.

Abdullah Gül, bütün üniversitelerin son yıllarda teknoparklar  oluşturduğunu, YTÜ'nün de teknoparkının bittiğini ve çok sayıda firmanın orada  faaliyete geçtiğini ifade ederek,  öğretim üyelerinin, bir ayağının teknik fakültelerde olması, diğer taraftan da öğrencilerin mezun olmadan küçük  şirketlerde hayata hızlı bir şekilde hazırlanmalarını sağlamaları gerektiğini  söyledi.

Bunun Türkiye'ye çok büyük kazanç elde ettireceğini dile getiren  Cumhurbaşkanı Gül, şunları kaydetti:

“Şunu unutmayalım: Türkiye çok büyük bir değişim ve çok büyük bir hamle  içerisinde. Genel bir şekilde değerlendirdiğimizde, çok mutlu olacağımız şeyler  var. Bazen, kendi problemlerimiz ve meselelerimizle boğuşurken, Türkiye'nin  geldiği noktayı ihmal ediyoruz ve göremeyebiliyoruz. Ama Türkiye içindeki kendi  konularımızdan sıyrılarak yukardan baktığımızda ve diğer ülkelerle mukayese  ettiğimizde, Türkiye'de önemli gelişmeler ve önemli hamleler söz konusu.  Özellikle ekonomik gelişme, kalkınma, bunun sürekliliği ve daha da sürekli olması  için makro ekonomik düzenlemeler, reformlar, bütün bunlar önümüzü açan çok güzel  konulardır. Yabancı sermayenin Türkiye'ye ilgisi, bilim adamlarının tekrar Türkiye'ye yavaş yavaş dönmeye  başlaması... Bunlar Türkiye'nin geleceğinin çok daha parlak olacağını açıkça göstermektedir. Şuna Cumhurbaşkanı olarak açıkça  inanıyorum; Türkiye 10-15 sene sonra bugünkünden çok daha farklı olacaktır.”
       
YENİ BİR DÜNYA DÜZENİ OLUŞTURULMAK ÜZERE”
         
Cumhurbaşkanı Gül, dünyanın bir değişim içerisinde bulunduğunu, iki  kutuplu dünyanın sona erdiğini ama bir kargaşanın sürdüğünü söyledi. Bu  kargaşanın içerisinde yeni bir dünya düzeni ve sisteminin oluşturulmak üzere  olduğunu belirten Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ortaya çıkan yeni yeni ülkeler var. Büyüklükleri artık herkes  tarafından kabul edilen. Dünya yeni şekil alırken, bu şekil almasına Türkiye'nin  de katkıda bulunması gerekir. Türkiye'nin bu potansiyeli ve bu kapasitesi var.  Ama bunu yaparken Türkiye'nin 15-20 yıl sonraki geleceğini yakalaması gerekir.  Onun için Türkiye'nin büyük hamleler yapması gerekiyor. 10-15 yılı çok kritik  olarak görüyoruz. Türkiye'nin çok hızlı hamleler yapması, geleceğe kendisini çok  iyi odaklaması gerekir ve geleceği yakalamak için uğraşması ve kaynaklarını  seferber etmesi gerekiyor. Bunun en önemli alanı da bilim ve teknoloji alanıdır.  Türkiye gibi büyük bir ülke, çok büyük tarihi derinliği olan, hinterlandı çok  geniş olan, bölgesinde takip edilen bir ülke, teknolojiyi sadece transfer ederek  devam edemez. Bu, Türkiye'nin en büyük yumuşak karnıdır. Onun için Türkiye'nin  teknoloji üretmesi gerekiyor. Muhakkak ki teknolojiyi biz de üretiyoruz ama  tatmin edici düzeyde teknoloji üreten bir ülke haline gelmesi gerekir. Özellikle,  araştırma, geliştirme, bilimsel faaliyetlere tanınan imkanların genişlemesi ve  üniversitelerin kendi asli fonksiyonlarına dönük bu kaynakları kullanmaya  başlaması... İşte esas ümit kaynağı burada yatmaktadır.”
       
FONLARDAN YARARLANILAMAMASI
         
Abdullah Gül, kurumlar arasında iş birliği yapılmaktan çekinildiğini,  TÜBİTAK'dan proje almanın sakıncalı mı, değil mi tartışmalarının yapıldığını,  uluslararası ve bölgesel fonlar, Türkiye'nin de hizmetindeyken, bunlara ulaşmak,  bunlarla ilgili temasa geçmek, bilgilendirilmek konusunda bile büyük  yetersizlikler bulunduğunu belirtti.

Avrupa Çevre Programları bünyesinde Türkiye'nin 4. Çevre Programı'na 250  milyon avro yatırdığını ama 4 yıl içinde sadece 52 milyon avroluk proje teslim  edildiğini ifade eden Gül, kalan 200 milyon avro ile Türkiye'nin Avrupa'nın en  gelişmiş ülkelerini sübvanse ettiğini kaydetti.

Gül, Türkiye'nin kapasitesi olduğu halde yeteri kadar proje vermediği  için bu fonlardan faydalanamadığını dile getirerek, “Çünkü kurumlarımız arasında  kopukluk vardı. Yeteri kadar bilgilendirme, motivasyon yoktu. Bütün bunlar yerli  yerine oturunca şimdi 7. Çerçeve Programı'na daha büyük bir miktarla katılıyoruz.  Parayı taksitle veriyoruz ama yakından takip ediyorum verdiğimizden daha çok  proje almaya başladık. Daha çok oradan Türkiye'ye fon gelmeye başladı. Bütün  bunlar bir ülkede sinerjinin oluşturulmasıyla ilgili. Bilim adamlarımızın,  öğrencilerimizin, herkesin bu yönde yoğunlaşması, Türkiye'nin geleceğinin en  büyük yatırımıdır. Bunları söylerken ülke meseleleriyle ilgili, Türkiye'nin ciddi  sorunlarıyla ilgili, onlara duyarsız kalalım asla demiyorum. Muhakkak ki onlarla  ilgili en objektif, en değerli değerlendirmeler üniversitelerde yapılacaktır.  Bilen insanlarla, bilmeyen insanların yorumları, tavsiyeleri bir olur mu? Asla  olmaz. Televizyonlarda tartışmaları takip ediyoruz. Siyasi konularla ilgili,  Türkiye'nin geleceğiyle ilgili çeşitli tekliflerle ilgili, mesela başkanlık  sistemiyle ilgili çeşitli tartışmalar görüyoruz. Bilim adamlarının  söyledikleriyle genel konuşanlar arasında ne kadar çok fark olduğunu açıkça  görüyoruz. O bakımdan Türkiye'nin temel konularıyla ki bunlar hepimizin  gerçekleridir. 'Bunları sakın konuşmayın', 'Bunlarla sakın uğraşmayın' kesinlikle  demiyorum. Ama bunlarla ilgili yorumlarınızı tavsiyelerinizi eleştirilerinizi  yaparken, akademiye yakışır şekilde, bilim adamına yakışır şekilde günlük  siyasetin içine ve onun polemiklerine girmeden bütün bunları yapın ve bunların  hepsi kabul görebilsin ve dikkate alınabilsin çağrısını yapmak istiyorum.”

Cumhurbaşkanı Gül, öğrencilerin en değerli varlıklar olduğunu, onların  sunulan imkanları en iyi şekilde değerlendirmeleri gerektiğini söyledi.
 
Öğrencilik yılları geçtikten ve bu dönemdeki fırsatlardan  yararlanılmadığı takdirde, daha sonra birçok konuda gecikmiş olacaklarına işaret  eden Gül, “Bu yılların kıymetini bilmek, sunulan imkanları en iyi şekilde  değerlendirmek, öğrencilerin birinci görevi olmalıdır” dedi.

Abdullah Gül, yeni akademik yılda öğrencilere başarılar dileyerek, bu  yılın hayırlı ve verimli bir öğretim yılı olması temennisinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Gül'e konuşmasının ardından YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail  Yüksek tarafından plaket sunuldu. Gül de 2009-2010 eğitim öğretim döneminde  Makine Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümünü birincilikle bitiren Hasan  Beyazörtü, Makine Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü öğrencisi Kevser  Küçükuysal ve Kimya-Metalurji Fakültesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği  bölümünden üniversiteyi üçüncülükle bitiren İbrahim Gökhan Gündüz'e ödüllerini  verdi.
       

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!