Gül’ün açıklaması

Güncelleme Tarihi:

Gül’ün açıklaması
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 02, 2005 00:00

‘SAYIN ÇölaÅŸan, hakkımda, 25 Åžubat 2005 tarihinde Hürriyet Gazetesi’nde ‘Sanık Abdullah Gül’ baÅŸlığı altında yazdığınız yazıda verilen bilgi ve bu bilgiye dayalı yapılan yorum, yazıda bahsedilen dosya kapsamına ve hukuk ilkelerine aykırı olup gerçeÄŸi yansıtmamaktadır. Kamuoyunda kayıp trilyon davası olarak bilinen ve Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 1998 /271E. sayılı dosyası ile yapılan yargılama, bu yargılama öncesi Ankara Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı’nın hakkımda düzenlediÄŸi fezleke ve bunlara iliÅŸkin yaptığınız yorum, dayanak olarak gösterdiÄŸiniz bu belge ve dava dosyalarının ulaÅŸtığı hukuki sonucu yansıtmaktan uzak ve hatta yanlış bilgilendirme neticesini doÄŸuracak niteliktedir.Kamuoyunca malum olduÄŸu üzere, Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde konuya iliÅŸkin yargılama sonucunda sanıklardan;a) Sıfatı gereÄŸi böyle bir paranın usulsüz dağıtımı ve kullanımından haberi olacağı gerekçesiyle Genel BaÅŸkan Necmettin Erbakan’ın mahkumiyetine,b) Anılan paranın çekilmesi ile dağıtılmasında imzası bulunması gerekçesiyle, ancak milletvekili olması sebebiyle yargılanamayan fakat daha sonra milletvekili seçilemeyen Genel BaÅŸkan Yardımcısı Rıza Ulucak hakkında suç duyurusunda bulunulmasına,c) Aynı dosyada benim gibi sadece parti üst düzey yöneticisi olması sebebiyle yargılanan sanıklardan, Genel BaÅŸkan Yardımcısı Åževket Kazan, Ahmet Tekdal ile Genel Muhasip Abdurrahim Bezci’nin suça konu herhangi bir eyleminin olmaması sebebiyle beraatlerine karar verilmiÅŸtir. d) Anılan dönemde milletvekili olmam, dokunulmazlığımın kaldırılması yönündeki talebimin TBMM’ce kabul edilmemesi nedeniyle yargılanamadım.Oysa ki benim hukuki konumum yargılanıp beraat eden sanıklarla aynıdır. Şöyle ki:1. Olay tarihinde ben, RP’nin dış iliÅŸkilerinden sorumlu Genel BaÅŸkan Yardımcısıydım.2. Tüm tüzel kiÅŸilerde ve siyasi partilerde olduÄŸu gibi kapatılan RP’nin de parasal konularda yetkili ve sorumlu olduÄŸu ÅŸahıslar MKYK’nın kararıyla belirlenmiÅŸtir. Bu ÅŸahıslar konuya iliÅŸkin ceza davası iddianamesinin 5. sayfasında da belirtildiÄŸi gibi 18.12.1994 tarihli RP Merkez Karar Yürütme Kurulu’nun 166 No’lu kararında tespit edilmiÅŸtir. Anılan kararda belirtildiÄŸi gibi bu kiÅŸiler Genel BaÅŸkan Necmettin Erbakan, Genel BaÅŸkan Yardımcıları Ahmet Tekdal ve Rıza Ulucak ile Genel Sekreter OÄŸuzhan Asiltürk’tür. Görüldüğü gibi benim Refah Partisi’nde parasal konularda hiçbir hak, yetki ve sorumluluÄŸum yoktur.3. Ayrıca ceza mahkemesi kararında da görüleceÄŸi gibi milletvekili olup yargılanamayan parti üst düzey yöneticilerinden anılan eyleme iÅŸtiraki olduÄŸu tespit edilenler hakkında ayrıca suç duyurusunda bulunulmuÅŸtur. Yargılanma neticesinde çıkan bu durumda benim hakkımda böyle bir tespit olmadığı için suç duyurusunda dahi bulunulmamıştır. Gerek iddianamenin hazırlanması gerek yargılama sırası ve yargılama sonrasında dokunulmazlıkların kaldırılması ile ilgili konunun TBMM’de görüşülmesi sırasında her defasında kendimle ilgili dokunulmazlığın kaldırılmasını komisyonlara bizzat giderek talep ettim. Bu taleplerim partimin muhalefette ve Meclis’te azınlıkta olduÄŸu dönemlerde de kabul edilmedi. Yazınızda belirttiÄŸiniz ‘Ben Abdullah Gül’ün yerinde olsam bu zırhın arkasına sığınmaktansa dokunulmazlığımı derhal kaldırtır ve kayıp trilyonların hesabını yargı önünde veririm ama bunu yapamaz, asla yapamaz’ ÅŸeklindeki ifadeler de biraz önceki anlattığım sebeple doÄŸru deÄŸildir. Ben, hakkımdaki dokunulmazlığın kaldırılmasını her seferinde ısrarla ve ısrarla talep ettim.Kaldı ki yukarıdaki hukuki süreçten anlaşılacağı gibi benim, suça konu olaya en ufak bir dahlim ya da suçun oluÅŸmasında ihmalim yoktur. Benimle aynı konumda olan sanıkların, yargılama sonucunda beraat etmeleri bunun en büyük göstergesidir.’* * *Yazdıklarımı aynen doÄŸrulayan Gül’e teÅŸekkür ediyorum. Åžimdi kendisinden beklenen, bu dava için dokunulmazlığının kaldırılması amacıyla yeniden ve ısrarla buÅŸvuruda bulunmasıdır. AKP çoÄŸunluÄŸu kendisini herhalde kırmaz ve dokunulmazlığını kaldırır! Kendisiyle aynı konumdaki kiÅŸilerin beraat etmiÅŸ olması yasa önünde örnek oluÅŸturmaz. ‘Ben de zaten beraat ederdim’ mazeretinin ardına kimse sığınamaz. Cumhuriyet Savcılığı’nın fezlekesi ortada. Lütfen ısrarla istesin, dokunulmazlığını kaldırtsın, yargılansın ve kararı mahkemeye bıraksın. Hodri meydan!Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!