Gül: Ulusal Program siyasi taahhüttür

Güncelleme Tarihi:

Gül: Ulusal Program siyasi taahhüttür
OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 01, 2003 00:00

DışiÅŸleri Bakanı Abdullah Gül, Ulusal Program'ın 2004 yılı sonunda AB ile tam üyelik müzakerelerinin baÅŸlamasını hedefleyen siyasi bir taahhüt niteliÄŸi taşıyacağını söyledi. TBMM BaÅŸkanvekili Ä°smail Alptekin baÅŸkanlığında çalışmalarını baÅŸlayan Genel Kurul'da DışiÅŸleri Bakanı Gül, Ulusal Program konusunda bilgi verdi.Milletvekillerine bir özeti gönderilen ulusal programın 877 sayfadan oluÅŸtuÄŸunu bildiren Gül, programda siyasi ve ekonomik konuların bütün detaylarıyla yer aldığını belirtti.      Ulusal programın, asker sivil ayırımı yapmadan bütün kamu kurum vekuruluÅŸların katkıları ile sivil toplum örgütlerinin görüşlerinden de azami ölçüde yararlanarak hazırladıklarını anlatan Gül, siyasi partilerin görüşlerinin de alınmasından sonra programa son ÅŸeklinin verileceÄŸini bildirdi.     Türkiye'nin AB'ye tam üyeliÄŸinin, 70 milyonluk büyük bir toplumun,büyük bir topluluÄŸa entegrasyonu ve Cumhuriyet'in kuruluÅŸundan bu yanaen büyük proje olduÄŸunu belirten DışiÅŸleri Bakanı Gül, 1999 Helsinki Zirvesinde adaylığı kabul edilen Türkiye'nin, 2001'de AB katılım ortaklığı belgesinde istenen kriterleri nasıl yerine getireceÄŸini gösteren bir ulusal program hazırladığını anımsattı.      Bu program doÄŸrultusunda kendilerinden önceki hükümet döneminde  anayasa deÄŸiÅŸikliklerinin yapıldığını, 3 tane uyum paketi çıkarıldığını kaydeden Gül, kendilerinin hazırladığı 3 uyum paketini yasalaÅŸtırdıklarını belirterek, reformların mesnedinin 2001 yılındaki ulusal program olduÄŸunu anımsattı.      ''BU BÄ°R SÃœREÇTÄ°R''     Åžimdi hazırlanan, gözden geçirilmiÅŸ ulusal programın da 2003, 2004 ve 2005 yıllarında yapılacak düzenlemeleri içerdiÄŸini belirten Gül, ulusal programın AB'ye tam üyelik sürecinde bir yol haritası olduÄŸunu ifade ederek, ÅŸunları söyledi:     ''Sözkonusu reform çalışmaları daimi bir süreç olduÄŸu cihetle, katılım müzakereleri sırasında da devam edilecektir, yani reformların, 'biz ÅŸunu yaptık, bitti' anlayışı içinde olmaması gerekir. Bu bir süreçtir: Kısa süre içinde yapacaklarımız var, orta süreç içinde, uzun vadede yapacaklarımız var. AB ile yaklaşımımız, 'bize bazı ÅŸeyler empoze ediliyor, biz bunları yaparız ve burada kalırız' anlayışı içerisinde olursa bu mentalite AB mentalitesine uygun bir anlayış deÄŸildir.     Biz, defalarca söylediÄŸimiz gibi kendi halkımız, kendi milletimiz, kendi ülkemiz daha demokratik, daha özgür, daha kalkınmış, ekonomik iliÅŸkileri, mali iliÅŸkileri daha ÅŸeffaf, hesap verilebilirliÄŸin olduÄŸu bir ülke olsun diye uÄŸraşıyoruz.     Bütün bunlar AB kriterleri ile de paralellik arz etmektedir. Dolayısıyla biz zorlama ile baskı ile reformları yapıyor deÄŸiliz. Biz bunları gönüllü olarak, arzu ederek, kendi halkımız hak ettiÄŸi için yapıyoruz. Bu anlayış içinde hareket eden bir hükümet, bir Meclis muhakkak ki, Türkiye'yi hak ettiÄŸi yere getirecektir. Bunun sonunda AB sözkonusu olsun olmasın bunların hepsinden Türkiye, Türk halkı kazanacaktır.''     DışiÅŸleri Bakanı Abdullah Gül, Helsinki Zirvesi'nden sonra Türkiye-AB iliÅŸkilerindeki en önemli aÅŸamanın Kopenhag Zirvesi'nde oluÅŸtuÄŸuna dikkati çekerek, bu zirvede kriterler yerine getirildiÄŸinde 2004 yılı sonunda ortaklık müzakerelerinin baÅŸlaması ve bu doÄŸrultuda katılım ortaklığı belgesi ve ulusal programın gözden geçirilmesi kararının çıktığını vurguladı.      ''BUNLAR AB STANDARTLARI''     AB'nin katılım ortaklığı belgesinin gözden geçirmesinin ardından Türkiye'nin ulusal programı deÄŸiÅŸen koÅŸullara göre yeniden ele aldığını belirten Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:     ''Bunun aslı, 2001 yılındaki ulusal programdır. Biz, deÄŸiÅŸen ÅŸartlara göre bunu yeniden gözden geçiriruz. Yeni bir ÅŸey yoktur bunun içerisinde, en geniÅŸi 2001 yılındaki ulusal programdır ama bu süre içinde Türkiye'nin yaptığı, çözdüğü birçok problemler vardır.      Åžimdi biz gözden geçirilmiÅŸ olan ulusal programı sizin de tenkitlerinizi, önerilerinizi siyasi partilerimizin önerilerini, siviltoplum örgütlerinin önerilerini dikkate alarak tam olgunlaÅŸtıracağız ve daha sonra Bakanlar Kurulu kararı haline getirilip Resmi Gazete'de yayınlanacak ve komisyona vereceÄŸiz.     Bu program aynı zamanda 2004 yılı sonunda üyelik müzakerelerinin baÅŸlamasını hedefleyen bir siyasi taahhüt niteliÄŸi de taşıyacaktır. Programın bizi tam üyelik hedefine götürebilmesi için katılım ortaklğıbelgesindeki beklentileri karşılayacak ve bunları tamamlayacak bir nitelikte olması gerekmektedir. Bunlar AB standartlarıdır. Biz 2004 yılı sonunda bu programla göstermek istiyoruz ki, 'Türkiye, herhangi bir AB ülkesindeki siyasi kriterleri tamamlamıştır. Türkiye'nin bundan sonraki yapacağı ÅŸeyler müzakere süreci içinde yapılacak konulardır ama temel bütün prensipleri yerine getirmiÅŸtir' demek istiyoruz. Bu beklentilerin karşılanmasında göstereceÄŸimiz performans, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik müzakerelerine 2004 yılı sonunda baÅŸlayıp baÅŸlamamasını tayin edecektir.''     DışiÅŸleri Bakanı Gül, tam üyelik müzakerelerinin baÅŸlayabilmesi için siyasi kriterlerin mutlaka karşılanması gerektiÄŸini de iÅŸaret etti.YASAL VE Ä°DARÄ° DÃœZENLEMELERGül, AB'ye uyum konusunda her alanda yoÄŸun çalışmalar yapılacağını belirterek, 93 yeni kanun çıkarılacağını, 61 kanunda deÄŸiÅŸikliÄŸe gideleceÄŸini, 391 idari düzenleme yapılacağını ve 84 idari düzenlemedede deÄŸiÅŸikliÄŸe gidileceÄŸini bildirdi. Mevzuatı AB'ye uyumlu hale getirmek için yoÄŸun çaba gösterileceÄŸini ifade eden Gül, bunun AB'ın da ötesinde, ülkeyi dünya platformunda etkin ve saygın konuma getirmenin hedeflendiÄŸini kaydetti. Gül, ''Sonunda AB olmasa bile Türkiye büyük ÅŸeyler kazanacaktır, en iyi yere gelecektir'' dedi.      AB'yi, ''Türkiye'nin çaÄŸdaÅŸlaÅŸma ve kalkınmadaki son büyük adımı''olarak tanımlayan Gül, AB'ye giden yolun zorlukları kadar bunun için atılacak adımların da açık olduÄŸunu vurguladı. Bunu yapan Türkiye'nin dünyanın en iyi ülkeleriyle rekabet edeceÄŸini ve küreselleÅŸme olgusunda da hak ettiÄŸi yere kavuÅŸacağını ifade eden Gül, Ulusal Porgram'ın ortaya konulması kadar uygulamanın da önem taşıdığını vurguladı. Türkiye'de gerçekleÅŸtirilen ''devrim'' niteliÄŸindeki Anayasal ve yasal düzenlemelerin, uluslararası platformda takdirle karşılanmakla birlikte bunların günlük hayata tam olarak yansıtılmamasının da eleÅŸtiri konusu olduÄŸunu anlatan Gül, ancak dışardaki eleÅŸtirilerden çok iç eleÅŸtirilerin önemli olduÄŸunu söyledi.     TBMM'nın çıkardığı kanunların kesinlikle uygulanacağını belirten  Gül, ''Bunların uygulanmasında alışkanlıkların etkisi olabilir. Ancak bilinçli bir direniÅŸ sözkonusu olursa o zaman kanunların yaptırım gücü devreye girer. Biz, 2003 yılında çıkarmamız gereken tüm kanunları çıkarmayı hedefliyoruz, 2004 yılında da bunların uygulandığını göstereceÄŸiz'' dedi.      Hükümet'in TBMM ile iÅŸbirliÄŸi içinde gerekli uyum paketlerini Meclis tatile girmeden çıkarması zorunluluÄŸuna iÅŸaret eden Gül, bu konuda Hükümet ve TBMM iradesinin açık olduÄŸunu söyledi. Gül, ''büyük projenin farkında olduÄŸu için'' TBMM'nin 1 Temmuz'da deÄŸil, 1 AÄŸustos'ta tatile gireceÄŸine dikkati çekti.     Gül, daha uzun vadede çıkarılması gereken temel yasalar arasında TCK, CMUK, Basın Kanunu, Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, RTÃœK, Askeri Ceza Kanunu, Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nün teÅŸkilat yasası bulunduÄŸunu söyledi.      ''TEREDDÃœTE GEREK YOKTUR''     Gül, Ulusal Program'ın ''siyasi kriterler'' bölümünde yapılacak tüm reformların eÅŸzamanlı olarak uygulamasının 2004'e kadar görüleceÄŸikonusunda Hükümet'in iradesinin  tam olduÄŸunu vurguladı.     Siyasi kriterler bölümündeki taahhütleri sayan Gül, Türkiye'nin uzun yıllardan beri imzaladığı bazı BM sözleÅŸmelerinin hükümetler tarafından onaylanmasına karşılık TBMM'ye getirilip onaylatmadığını, ancak geçen hafta önemli bazı sözleÅŸmelerin Genel Kurul'da onaylandığını hatırlattı.      Gül, ''Bu sözleÅŸmelerde tereddüte gerek yoktur. Çekinceler sözkonusuyla bunlar zaten konmuÅŸtur. Ama ÅŸimdiye kadar bu sözleÅŸmelerimeclislerinden geçirmeyen ülkeleri sayarsam, Türkiye'nin bu ülkeler arasında olmasını istemezsiniz. Bu nedenle yaptığınız ÅŸey doÄŸru olmuÅŸtur. Tüm bunlar Türkiye'yi AB'ye götüren yolda mesafe aldırmıştır'' diye konuÅŸtu.       EKONOMÄ°K VE MALÄ° KRÄ°TERLER      Gül, ekonomik ve mali kriterlerin Ulusal Program'da siyasi kriterlerden daha fazla yer tuttuÄŸunu belirterek, bu bölümdeki taahhütler hakkında da bilgi verdi. Kısa vadede çıkarılması taahhüt edilen kapsamlı bir kamu reformunun çok yakında TBMM'ye sevkedileceÄŸini anlatan Gül, düzenleyici kurulların bağımsızılıklarının uluslararası kurallara uygun biçimde korunarak, ÅŸeffaflık ve hesap verilebilirliÄŸin saÄŸlanması, doÄŸrudan yabancı yatırımın özendirilmesinin de bu bölümde yer aldığını bildirdi.       Merkez Bankası'nın tam bağımsızlığının üyeliÄŸin hemen öncesinde saÄŸlanacağı ve Avrupa merkez bankaları sistemi içinde yer almasının üyelikle birlikte hayata geçireleceÄŸini, Türk Ä°ÅŸ Hukuku'nun gözden geçirileceÄŸini anlatan Gül, bölgesel kalkınma programları hazırlanacağını kaydetti. Bu kriterler altında, yapılacak kanun deÄŸiÅŸikliklerinin belirtildiÄŸine iÅŸaret eden Gül, şöyle konuÅŸtu:     ''Bu süreç, aynı zamanda vatadaÅŸlarımızın daha saÄŸlıklı ve yüksek hayat standardına kavuÅŸturulması ve bölgesel dengesizliklerin giderilmesini de içeriyor. Bu amaçla gerekli tüm uyum yasalarını süratle hayata geçirme aÅŸamasındayız. Bizim istediÄŸimiz; düzgün ve etkin iÅŸleyen yönetim ve güçlü bir devlet, kurum ve kurallarıyla yerleÅŸmiÅŸ demokrasi, iyi iÅŸleyen, tüm bireylere açık ve hepsine fırsateÅŸitliÄŸi saÄŸlayan ekonomidir. Bizim istediÄŸimiz çaÄŸdaÅŸ özgürlükler sistemidir. ÖZGÃœRLÃœKLER Cumhuriyet'i ayakta tutacak olan, Türk devletinin bir takım tehlike ve tehditlere karşı gerçek anlamıyla koruyacak olan, milletin hak ve hürriyetlerini esas alan demokratik hak ve hukuk devletinin en iyi ÅŸekilde yerleÅŸtirilmesidir. Demokrasi, özgürlükler ve ekonominin tüm alanlarında dünyanın en ileri ülkelerine ulaÅŸmanın Türkiye'ye verecek hiçbir zararı yoktur. Tam tersi Türkiye'ye zarar verecek olan bu sürecin dışında kalmaktır. AB ile bütünleÅŸmek Türkiye'yi kalkındıracak, geliÅŸtirecek ve zenginleÅŸtirecektir. Toplumun her kesimi bu iyiye gidiÅŸten faydalanacaktır.''     Gül, AB ile iliÅŸkilerin geri dönülmez bir noktada bulunduÄŸu bir dönemde Türkiye'nin tüm enerjisi, dikati ve dinamizmini geleceÄŸe yönlendirmek zorunda olduÄŸunu, bu bilinç içinde kısa sürede yapılacak çok ÅŸey olduÄŸunu söyledi. Gül, TBMM tatile girmeden çıkarılacak yasaların Türkiye'nin siyasi kriterleri tamamladığını göstereceÄŸini belirterek, gelecek yıl da bunların uygulandığının görüleceÄŸini söyledi.      2004 yılında Avrupa Parlamentosu'nda genel seçimlerin yapılacağını hatırlatan Gül, bu seçimlerde yeni kiÅŸilerin görevlere geleceÄŸini söyledi. Bu nedenle 2003 yılında mevzuatı tamamlayıp 2004 yılı sonunda müzekerelere baÅŸlanmasını istediklerini belirten Gül, ''Bu sürecin ne kadar süreceÄŸi belli deÄŸil. Ama bunun 2010-2011 yılına uzaması muhtemeldir. Bu süreç, Türkiye'nin göstereceÄŸi performansa baÄŸlıdır. Türkiye büyük bir engetrasyon projesiyle karşı karşıyadır. Buradeki enkritik süreç, önümüzdeki birkaç aydır. Hükümet ve TBMM, bunun bilincindedir'' diye konuÅŸtu.      Gül'ün Ulusal Program hakkındaki sunuÅŸu, yaklaşık 40 dakika sürdü. TBMM BaÅŸkanı Bülent Arınç ile bazı AB üyesi ülke büyükelçileri de görüşmeleri izledi.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!