Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, üniversitelerin sadece eğitim veren değil, bilim ve teknoloji üreten, patent geliştiren, yerel ve yabancı fonlardan yararlanan ve proje geliştiren kurumlar olması gerektiğini söyledi. Gül, üniversiteler arası rekabetin çok önemli olduğunu ve bunun gelişmelerine katkı sağladığını belirterek, “Üniversitelerimiz son on, yirmi sene içinde çok içine kapalı kaldı. Rekabet yapmadılar. Bir kural bütün üniversitelerde geçerli kılınmaya çalışıldı. Bu üniversiteleri yükseltmek yerine bazen daha orta seviyede bıraktı. Ben Cumhurbaşkanı seçildiğimde 'Bilimsel, teknolojik araştırmaları hep himayeme alacağım' demiştim. Geçen zamanda bunu çok dikkatli bir şekilde takip ettim“ diye konuştu.
TÜRKİYE'NİN İSMİ BAŞTA OLACAK
Nanoteknoloji alanında böyle bir merkezin açılmasının çok önemli olduğunu belirten Abdullah Gül, “Bu da gösteriyor ki bu alanda başka ülkelerle aynı anda yatırım yapıyoruz, doğru zamanı kaçırarak, arkadan takip etmiyoruz. Anı kaçırırsanız arkadan takip ediyorsunuz. Nasıl Sanayi Devrimi'ni o zaman ki şartlar içerisinde başka ülkelerle aynı anda yaşayamayıp arkadan takip etmek zorunda kaldıysak. Hatta bilgisayar teknolojisinde nasıl geriden geldiysek. Ama nanoteknolojide görüyorum ki böyle olmayacak. Devlet politikası olarak bu işi zamanında gerçekleştiriyoruz“ dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 5-10 sene sonra Türkiye’nin isminin, ABD, Avrupa, Hindistan, Çin, Kore'den sonra sayılacak ülke olacağını belirterek, “Bu trendler devam ettiği sürece, kısa süre sonra buluşlarda, teknoloji geliştirmede, araştırma geliştirmede ismi sayılan bir ülke olacak. Bunun göstergeleri bu günden hissedilmeye başlıyor. Çünkü yatırım yapılıyor, fonlar ayrılıyor, teşvikler veriliyor. Bu Türkiye’nin uyguladığı bir politika. Bunu ben de her ortamda destekliyorum“ şeklinde konuştu.
50 MİLYON LİRALIK YATIRIM
Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, kısa geçmişine rağmen elde ettiği birikim ve yetkinliği temel alan Sabancı Üniversitesi’nin, Türkiye’nin ve bölgenin ilk disiplinlerarası nanoteknoloji araştırma ve uygulama merkezinin kurulması çalışmalarına, 2009’da başladıklarını anlattı. Projenin DPT ve Sabancı Vakfı ortaklığıyla 50 milyon liralık bir yatırıma dönüştüğünü belirten Güler Sabancı, ”Kuruluş çalışmaları sonrası geçtiğimiz Haziran ayında bir arama konferansı yaptık. Dünyanın dört bir yanından bu işin uzmanlarını üniversitemizde bir araya getirerek dünyadaki örneklerini inceledik. 2010 yılının Ocak ayında, mikro ve nanoelektronik konusunda dünyanın sayılı şirketlerinden biri olan İrvine Sensors Corp’un Global Başkan Yardımcısı ve Teknoloji Başkanı olarak ABD’de görev yapan Dr. Volkan Özgüz'le görüştük. Görevi kabul edip projenin ve merkezin başına geldi. Üniversitemizde bir yandan öğretim üyelerimizin nanoteknolojiyle ilgili çalışmaları devam ederken, merkezimizin inşaatını Nisan 2011'de bitirmeyi hedefliyoruz” dedi.
Güler Sabancı, nanoteknolojinin disiplinlerarası yapısıyla çığır açan buluşları tetikleyen bir araştırma alanı olduğunu anlatarak, ”Bu alanda ilerlemek için zaman kaybetmememiz gerekiyor. Türk sanayinin bu alanda, hızlı ürüne dönüştürülmeye yönelik çalışmalara ihtiyacı var. Teknolojiye yapılan bu yatırımın ülkemizin rekabet gücünün artmasına da büyük katkıda bulunacağına inanıyorum“ diye konuştu.
COŞKU VE MÜKEMMELİYETÇİLİK
Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Nihat Berker de Diderot'un, “Hayatta toplu iğne imal ediyorsan bile bunu coşku ve mükemmeliyetçilikle yapacaksın“ sözünü hatırlatarak şunları söyledi: “Biz toplu iğne başının milyonda biri boyunda gereçler yapacağız. Merkezimiz hem toplumsal uygulamaya yönelik ürünler keşfetmek hem de bu üretimi lanse edip denemek için kuruluyor“ dedi.
ÇEVRE DOSTU BİNA
Sunum Direktörü Dr. Volkan Özgüz, nanoteknolojinin atomlarla oynamanın bilimi ve mühendisliği olduğunu anlatarak, dünyada nanoteknoloji pazarının on milyarlarca dolar ulaştığını söyledi. Dr. Özgüz, merkezdeki techizatın bir bölümünün Türkiye’de ilk kez kullanılacağını belirterek, “Geri kalanı bu alandaki en iyi teçhizatlar. Atom ve atomlararası boyutlarda görüntüleme yapabilen, elektron mikroskopları, değişik hücrelerin DNA’larını hızlı şekilde analiz edebilecek cihazlar ve bir iki atom kalınlığında metal veya yarı metal veya yarı iletken katmanlar oluşturabilen sistemler aynı binada yan yana yer alacak“ diye konuştu.
12 AYRI DİSİPLİNLERARASI LABORATUVAR
Yüksek yapı teknolojisiyle inşa edilecek merkez, 3 katta 7 bin 140 metrekarelik bir alanı kapsayacak. Merkez binası içinde 800 metrekare temiz oda, 12 ayrı disiplinlerarası toplam 1400 metrekare özel amaçlı laboratuvar, 2 bin 400 metrekare ofisler ve diğer çalışma alanları yer alacak. Çevre dostu, enerjiyi etkin biçimde kullanan, öncü bir yapı olacak. SU-NUM binası ayrıca yeşil binalarla ilgili ABD’den LEED, İngiltere’den de BREEM sertifikalarını aynı anda sahip olan Türkiye’deki ilk bina olma özelliğine sahip. 2011 yılının Nisan ayında kullanıma açılması planlanan merkezde 24 personel doğrudan görev alacak. 40 öğretim üyesi ve araştırmacı ile 80 yüksek lisans öğrencisi bu merkezde araştırma yapacak. Merkezden, Sabancı Üniversitesi dışındaki araştırmacılara da açık olacak.
GÜL DE BARET TAKTI
Törene, Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, DPT Müsteşarı Kemal Mağdenoğlu, Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer, Dilek Sabancı, öğretim görevlileri ve öğrenciler katıldı. Sunumun ardından Cumhurbaşkanı Gül ve beraberindekiler inşaat alanına giderek, baretleri takıp otomatik butona basarak inşaata harç döktüler.