Oluşturulma Tarihi: Nisan 26, 2005 00:00
Türkiye-AB Ortaklık Konseyi toplantısı yapıldı. Dışişleri Bakanı Gül, toplantıda "Rum kesimi AB'ye girdi diye Kıbrıs unutulamaz" dedi.AB dönem başkanı Lüksemburg'da düzenlenen 44. Türkiye-AB Ortaklık Konseyi toplantısı sona erdi. Toplantıdan sonra Abdullah Gül, AB Dönem Başkanı Lüksemburg'un Dışişleri Bakanı Jean Asselborn ve AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn ortak basın toplantısı düzenledi. GÖRÜŞMELERİN PERDE ARKASI Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Lüksemburg'da yapılan Türkiye-AB Ortaklık Konseyi toplantısının çok olumlu geçtiğini söyledi. Lüksemburg temaslarını izleyen gazetecilere değerlendirmelerde bulunan Gül, Ortaklık Konseyi toplantısının çok verimli geçtiğini belirterek, reform sürecinin Türkiye'nin AB ile ilişkileri bakımından önemli olduğunu, ancak reformların gerçekte Türk halkı için gerektiğini kaydetti. Türkiye-AB ilişkilerinde “kritik eşiğin aşıldığını” ifade eden Gül, reform sürecinin en ufak bir duraksama olmaksızın süratle devam edeceğini temasları sırasında belirttiğini söyledi. KIBRIS KONUSUNDA ÇAĞRILARGül, görüşmelerde Kıbrıs konusuna ilişkin AB'li yetkililere verdiği mesajları da gazetecilerle paylaştı. “Kıbrıs konusunda topun AB'de” olduğunu temaslarında dile getirdiğini söyleyen Gül, AB'nin Kıbrıs konusunda Türkiye'ye yaptığı bazı çağrıların kendilerini incittiğini belirtti ve “Kendilerine (benim, başbakanın ve Talat'ın çözüm çağrılarını duymuyor musunuz) dedim” diye konuştu. Görüşmelerde, “bir ülkenin AB üyesi olmasının, ona yanlış yapma hakkını vermediğini” belirttiğini söyleyen Gül, tüm bölgenin bir işbirliği merkezi haline getirilebileceğini kaydetti. Gül, AB'li yetkililerin kendilerine verdiği bilgilerden çok memnun olduklarını, bazı konuları ilk kez Gül'den duyduklarını söylediklerini ifade etti. FRANSA'DA REFERANDUM: FRANSA DÜŞÜNSÜN Fransa'da AB anayasasına ilişkin referandumun ertelenmesinde Türkiye'nin AB sürecinin etkili olup olmadığı şeklinde bir soruyu yanıtlayan Gül, bu konunun Fransa'yı ilgilendirdiğini belirterek, ”Bunu Fransa düşünsün” diye konuştu. Gül, Fransa'nın AB'yi kuran devletlerin başında geldiğinin altını çizdi ve AB anayasasının hazırlayıcısı Valerie Giscard d'Estaing'in Fransa'nın eski cumhurbaşkanı olduğunu hatırlattı. ERMENİ SORUNU Gül, Ortaklık Konseyi toplantısından önce kahvaltıdaki sohbetleri sırasında Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn'un, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Ermeni soykırımı iddialarına yönelik ortak komisyon oluşturulması önerisini çok olumlu bulduklarını belirttiğini söyledi. Kendisinin de “iç politik nedenlerle önemli konuların istismar edilmemesi, ülkenin onuruyla oynanmaması gerektiğini” belirttiğini ifade eden Gül, Asselborn'a Osmanlı tarihi ve kültürel yapısı hakkında bilgi verdiğini kaydetti. Gül, Osmanlı'nın 600 yıllık hükümdarlık süresi boyunca istemesi durumunda birçok dil ve dinin bugün ortadan kalkmış olacağını anlattığını söyledi. Katıldığı toplantılarda birçok konunun aydınlığa kavuştuğunu ve karşılıklı güven ortamının oluştuğunu belirten Gül, temasların devam edeceğini söyledi. Gül, toplantının çok verimli ve samimi bir ortamda geçtiğini belirterek, konseyin, AB ile Türkiye arasındaki en yetkili kurum olduğunu kaydetti. Toplantının 3 Ekim'den önceki son, 17 Aralık'tan sonraki de ilk toplantı olması açısından ayrı bir önem taşıdığını ifade eden Gül, toplantıda Türkiye ile AB arasındaki birçok konuyu geniş biçimde ele aldıklarını söyledi. Gül, toplantıda üç ana unsura değindiklerini belirterek, karşılıklı yapılan işler, başarılar ve performansın en iyi şekilde anlatıldığını, karşılıklı beklentilerin ortaya konulduğunu ve bazı sorunların nasıl çözüleceği konusunun ele alındığını kaydetti. YAPILACAK İŞLER Bakan Gül, 17 Aralık'ta kritik eşiğin aşıldığı kararının alındığına dikkati çekerek, yapacakları daha işler olduğunu, bunlarla ilgili bilgi verdiğini ve kararlılıklarını yinelediğini söyledi. “Bazen bireysel sorunlar çıktığında bunların üstünü kapatmadıklarını ve sorumluları cezalandırdıklarını” anlattığını ifade eden Gül, Türkiye'de reformların uygulanmasını takip eden reform izleme grubunun toplantılarının yapılmakta olduğunu söylediğini belirtti. Toplantıda, Türkiye'nin ekonomik başarılarını da anlattığını kaydeden Gül, gümrük birliği uygulamasını konuştuklarını, bu konudaki bazı aksaklıkların karşılıklı anlayış içinde çözüleceğine inandığını söyledi. Gül, Kıbrıs konusuyla ilgili olarak da bu konuda kalıcı bir çözümün sunulması yönünde Türkiye ve Kıbrıs Türklerinin kararlılığını tekrarladıklarını, BM'nin gayretlerini destekleyeceklerini belirtti. "KIBRIS SORUNUNU ÇÖZÜLDÜ DİYE GEÇEMEZSİNİZ" Annan planı ile ilgili geçen yıl yaşanan gelişmelere atıfta bulunan Gül, referandum sonunda Kıbrıs Türk tarafının “Evet”, Rum tarafının “Hayır” dediğini hatırlattı. Türkiye'nin Ankara Anlaşması'na ilişkin ek protokolü imzalamasının Rumları tanıma anlamına gelmeyeceğini belirten Gül, “Rum kesimi AB'ye üye oldu diye Kıbrıs sorunu çözüldü deyip geçemezsiniz” diye konuştu. Gül, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de Yunanistan ve Kıbrıs ile birlikte AB'den ayrı bir işbirliğine gidebileceğini ifade ederek, bundan herkesin çok büyük fayda sağlayacağını söyledi. Bakan Gül, verilen sözler paralelinde, AB komisyonu'nun hazırladığı iki tüzüğün hayata geçirilmesinin büyük bir adım olacağını da kaydetti. UYUM PROTOKOLÜ Ankara anlaşması uyum protokolünün de gündeme geldiğini belirten Gül, bu konuda vardıkları mutabakatı anımsatarak, Türkiye'nin, AB'nin kendi üzerine düşen hazırlıkları tamamladıktan sonra bu protokolü imzalamaya hazır olduğunu ilettiğini ifade etti. Gül, 3 Ekim'de başlaması planlanan müzakerelerden önce yapılması gerekenleri gözden geçirdiklerini kaydetti. HAVA İHLALLERİ Ege'de Türk uçaklarının hava ihlalleri yaptığı iddialarına ilişkin bir soru üzerine Gül, bu tür bir soruyu garipsediğini belirterek, ”Bugün yapılan toplantıda Türk-Yunan ilişkilerinin nasıl geliştiğini ve sorunlara nasıl çözüm arayışı içinde olduğumuzu anlattım. Bu sorunuzu garipsiyorum. Sanki benim iyimserliğimden memnun olmayanlar var. Ege'de uluslararası hukuka göre statüsü kesinleşmemiş alanlar var. Bu alanlar benim deyince benim olmuyor. Kardak olayında olduğu gibi, iyi ilişkilerden rahatsız olanlar olduğunu gördük” dedi. Siyasetçiler arasında başlatılan diyaloga basın ve kamuoyunun da destek vermesi gerektiğini kaydeden Gül, “Çatışmada mı yoksa karşılıklı hak ve hukuku kollayarak çözüm arayışına girmede mi fayda var; buna iyi bakmamız gerekir” diye konuştu. OLLI REHN: REFORMLAR DEVAM ETMELİ AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Rehn de Türkiye'de son birkaç yılda reformlarda büyük ilerleme sağlandığını belirterek, bu reform sürecinin aynen devam etmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye'nin Ankara anlaşması uyum protokolüne mektup teatisiyle mutabakatını ortaya koymasından memnun olduklarını ifade eden Rehn, protokolün “iyi bir zamanda” imzalanacağına inandığını belirtti. Rehn, TCK'nın 1 Haziran'da yürürlüğe gireceğine yönelik beklentisini dile getirerek, adli reformlar, kadın hakları, kültürel haklar gibi birtakım alanlarda daha fazla ilerleme beklediklerini kaydetti. Olli Rehn, Türkiye'yi Kıbrıs sorununun çözümü konusunda çaba göstermeye teşvik ettiklerini belirterek, bu konuda ciddi görüşmeler için zemin hazırladıklarını ifade etti. Öte yandan AB Dönem Başkanı Lüksemburg'un Dışişleri Bakanı Jean Asselborn bir soru üzerine, AB'nin Türkiye'ye öğretmenlik değil sadece AB sürecinde eşlik etmeye çalıştığını söyledi. Fransa'da düzenlenen AB Anayasa referandumuna ilişkin bir soru üzerine de Asselborn “Dönem başkanı olarak Anayasa'nın kabul edilmesinin Fransa ve AB'nin çıkarına olduğunu söylüyoruz” dedi.
button