Güncelleme Tarihi:
İşte Gül’ün röportajının metni;
CSM: Türkiye şu anda Batı ile İran arasında İran’ın nükleer programı konusunda arabuluculuk görevi üstlenmiş durumda. Pek çok kişi, çatışmaları önlemek adına Türkiye’yi son umut olarak görüyor. Bazılarıysa, Türkiye’nin İran’ın nükleer silah tehdidini ciddiye almamasından endişe ediyor ve müdahalelerinin sadece İran’a zaman kazandırdığına inanıyor. Türkiye bu konuda ne kadar ciddi? Bölgede nasıl bir rol üstlenecek?
Abdullah Gül: İran ve nükleer silahları konusunu ne kadar ciddiye aldığımızı göz ardı etmemenizi isterim. Her şeyin ötesinde, İran ve biz komşu ülkeleriz ve nükleer silahlar en çok bizi tehdit ediyor. Bu yüzden karşı çıkacak ilk ülke Türkiye olur.
Bütün çabalarımız, sorunun diplomatik yollarla çözülmesi için. Şu anda en son istediğimiz şey, bölgede yeni bir savaşın çıkması. Irak’taki savaş, hem siyasi hem de ekonomik açıdan bir çok sorunla karşılaşmamıza neden oldu. Savaş büyük güvenlik ve göç sorunu doğurdu.
Biz, diplomatik çözüme katkıda bulunabilecek tek ülkeyiz. Çünkü İran’la doğrudan temas kurabilecek tek NATO ülkesi Türkiye.
İRAN’LA ANLAŞMA
CSM: İran’la yapılacak anlaşmasının özü ne olacak?
Gül: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun (UAEK) hazırladığı Ek Protokol’e baktığımızda, temelde güven inşa edecek önlemlerin yer aldığını görüyoruz. Bizim rolümüz, diplomatik bir çözüm için en nihayetinde İran’ı güven inşa edecek bir yola doğru yönelmek olacaktır.
CSM: İran’ın müzakereleri iyi niyetli bir şekilde yaptığına inanıyor musunuz? İranlılar, Türkiye’ye görüşmeleri, uranyumlarını zenginleştirmek adına zaman kazanmak için kullanıyor olabilir mi?
Gül: “Hayır, bomba yapmanın yollarını aramıyorlar” diyemem. Ancak “Evet, böyle bir şey yapıyorlar” da diyemem. Buna biz yanıt veremeyiz. Bu sorunun yanıtını verecek tek kurum UAEK'dir. İran UAEK üyesi olmakla birlikte, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması’nın taraflarından biri. Bu yüzden nükleer programı konusunda şeffaf olmak zorundalar.
İNSAN HAKLARI
CMS: İktidardaki AK Parti içinde, Türkiye’de zinayı cezalandırmak gibi bir tartışma devam ettiği için, İran’da zina yaptığı gerekçesiyle recm cezasına çarptırılan Sakine Muhammed Aştiani konusundaki görüşlerinizi merak ediyorum. Fransa Cumhurbaşkanı bu cezası “barbarlığın çıktığın en son noktası” olarak tanımladı. Şu anda Aştiani’nin kaderi belirsiz. Recm cezasına çaptırılmasa da idam edileceği kesinleşti.
Gül: Elbette böyle şeyleri onaylamıyoruz. Türkiye, İran’da pek çoğu bu konuda kitaplar yazan ve tutuklanan ABD’lilerin serbest bırakılmasına yardımcı oldu. Aştiani’nin avukatı da güvenlik korkusuyla Türkiye’ye geldi ve sonrasında kendini güvene almak için Norveç’e gitti.
GAZZE FİLO SALDIRISI
CMS: New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler toplantılarında, Türkiye ile İsrail arasında Gazze filo saldırısı sonrasında bozulan ilişkilerin düzeltilmesi için İsrail’in adım atması gerektiğini söylediniz. İsrail’in ne yapması gerekiyor?
Gül: Her şey, uluslararası kanunlarla alakalı. İsrail, Birleşmiş Milletler'e üye bir ülke olarak, bu sınırların dışındaymış gibi düşünüp hareket edemez. Uluslararası kara sularında bir Türk gemisine saldırdılar.
Bununla birlikte, Gazze’ye uygulanan ambargo bir insanlık trajedisidir ve bir an önce kaldırılması gerekir. Bu yönde çağrı yapan tek ülke Türkiye değil, Avrupa Birliği ve ABD Başkanı Barack Obama da bunu istiyor.
CMS: İsrail'in Gazze'den kendilerine saldırı olacağı endişesi içinde.Türkiye’nin İranlılarla olduğu gibi Hamas ile de görüşüyor Hamas'a İsrail'e saldırılarını durdurması gerektiğini söylediniz mi?
Gül: Evet söyledik. Hamas liderleri 2006 seçimlerini kazandıktan sonra Türkiye'ye geldiler. O zaman kendilerine demokratik davranmaları gerektiğini, İsrail'e roket atmayı bırakmalarını söyledik. ABD ve Avrupalılara Filistin devleti olarak İsrail ile yan yana yaşamaya istekli olduklarını söylemeleri gerektiğini belirttik.
İsrail’in Mavi Marmara baskını konusunda suçlu olduğunu kabul etmesi gerekiyor.
*Bu röportaj Christian Science Monitor, "Turkey's President Abdullah Gul: Iran must be more transparent on nuclear program" başlığıyla yayımlanmıştır.