Oluşturulma Tarihi: Aralık 14, 2004 00:00
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, “Türkiye'nin 17 Aralık'tan beklentisi; AB'nin attığı imzaya sadık kalması, imzalarını şereflendirmesidir” dedi.TBMM Genel Kurulu'nda, AK Parti ve CHP Milletvekillerinin AB ile ilgili genel görüşme açılmasına ilişkin önergelerinin öngörüşmesi başladı. Hükümet adına söz alan Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Türkiye'nin iktidarıyla muhalefetiyle ve sivil toplum örgütleriyle sessiz bir devrim gerçekleştirdiğini belirterek, ”Türkiye'nin 17 Aralık'tan beklentisi; AB'nin attığı imzaya sadık kalması, ahde vefaya bağlı kalması ve imzalarını şereflendirmesidir” diye konuştu. 17 Aralık kararının önemine dikkati çeken Gül, bu kararların bundan sonra Türkiye-AB ilişkilerinde bir tür Anayasa niteliğinde olacağını ifade etti.Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, “Türkiye'nin 17 Aralık'tan beklentisi gayet açık ve nettir; AB'nin daha önce attığı imzalara sadık kalmasıdır, ahde vefayı göstermesidir, imzalarını açıkça şereflendirmeleridir” dedi. Gül, TBMM Genel Kurulu'nda, AK Parti ve CHP Milletvekillerinin AB konusunda genel görüşme açılmasına ilişkin önergelerinin öngörüşmesinde Hükümet adına yaptığı konuşmada, Türkiye'nin AB'ye başvurmasının üzerinden 45 yıl, AB ile ilk anlaşmayı imzaladığı 1963 yılından bu yana da 41 yıl geçtiğini söyledi.Bu süre içerisinde bir çok iniş-çıkışlar olduğunu anlatan Gül, 1999 Helsinki Zirvesi'nde Türkiye'nin tam üyelik için aday ülke olarak ilan edildiğini hatırlattı. Kopenhag 2000 Zirvesi'nde de Türkiye ile müzakerelerin başlatılmasının kararlaştırıldığını kaydeden Gül, “17 Aralık Zirvesi'nde AB, Türkiye ve birlikle ilgili çok tarihi bir karar verecektir” dedi.AB ilerlemesinin altıncısının gerçekleştirileceğini kaydeden Gül, alınacak kararın AB açısından ne kadar önemli ise Türkiye açısından da o kadar önemli bir olay olduğunu söyledi. Bu zirve için Hükümet'in bütün hazırlıklarını yaptığını, Cumhurbaşkanı ve CHP ve ilgililerle istişarelerde bulunduğunu belirten Gül, şunları söyledi:“TBMM'de de bugün bu konu enine boyuna tartışılacak ve buradan alacağımız görüşlerle Hükümetin politikasını oluşturup, Brüksel'e 17 Aralık için hazırlıklı, kararlı bir şekilde gidilecektir. Hepimizin arzusu, Türkiye'nin AB ile başarılı bir entegrasyonu gerçekleştirmesidir. Türkiye'nin başarılı bir şekilde AB'ye katılması. Bunun hem Türkiye için kazançlar getirmesi hem de AB için kazançlar getirmesi hem de dünyanın istikrarına katkıda bulunmasıdır. Bunun için tam üyelik günü geldiğinde Türkiye'nin en iyi şartlarda hazır olması gerekir. Türkiye AB'ye tam üye olurken, müzakereler inşallah başlar, ondan sonra geçen süreyi başarılı bir şekilde bitirip AB'ye tam üye olduğunda bunun neticeleri; hem AB için hem Türkiye için çok faydalı olur. Bütün gayretlerimiz ve çalışmalarımız bunun içindir. Müzakerelere başlayabilmek için sadece bir kriter vardır. Bu da Kopenhag Siyasi Kriterlerini gerçekleştirmektir. Bütün dünya şunu bilmektedir ki, son iki yıl içinde iktidarıyla muhalefetiyle TBMM kararlı bir şekilde çalışmış, halkımızın desteğini arkamızda bulmuşuz, bütün sivil toplum örgütleri, basın, aydınlar, herkes büyük bir destek vermiş ve Türkiye adeta sessiz bir devrimi gerçekleştirmiştir.”“ONUR DUYDUK"Yapılanlardan büyük bir onur duyduklarını ifade eden Gül, bütün bunların hep birlikte inanılarak yapıldığını söyledi. Gerçekleştirilen reformların Türk halkının çıkarına olduğu için yapıldığını hatırlatan Gül, bütün bunları 'AB'ye taviz' şeklinde düşünmediklerini söyledi. Türkiye'nin müzakerelere hazırlık dönemini tamamladığını bildiren Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:“Müzakere aşamasına gelmiştir Türkiye. Bu yapılırken de Kopenhag Siyasi Kriterleri yerine getirilmiştir, 8 reform paketi geçirilmiştir, Anayasa değiştirilmiştir, Türkiye'nin demokrasisi çok daha güçlü hale getirilmiştir. Kopenhag Siyasi Kriterleri'nin hiçbir şekilde içine girmeyen, bazı çevrelerin sürekli istismar ettiği Kıbrıs meselesi de tamamen ayrı bir şekilde ele alınmış, Ada'da kalıcı bir çözüm bulma gayretimizi göstermek için Türkiye yeni politikalar geliştirmiş, Ada'da referandum yapılmış, çözümün önündeki engelin Kıbrıs Rum Kesimi olduğu bütün dünyaya gösterilmiştir.”AB Komisyonu'nun 6 Ekim'de açıkladığı raporu hatırlatan Gül, bu raporda Türkiye'nin Kopenhag Siyasi Kriterlerini yerine getirdiğinin açıkça duyurulduğunu ve Türkiye ile AB arasında müzakerelerin başlatılmasının tavsiye edildiğini kaydetti.
button